- 1400 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Kadının İç Çekişi
Durumumu sorma bana..
Artık eskisi gibi değilim.. Rujumu sürmeme sebep olacak bir dudaktan yoksunum çünkü.. Bakışlarıyla rimelimi akıtacak bir çift göz eksiğim var.. Uzun, kırmızı ojeli tırnaklarımla tırmalayacak ne bir avuç var elimde , ne de parmaklarımı dolaştırabileceğim bir sırt.. Duygulanıp hüzün sıçratmaya kalkışsam, hüngür hüngür ağlasam.. Başımı dağ gibi bir omuza yaslayıp ’bunlarda geçecek’ diyerek, ileriye dönük hayaller kurmama sebep olacak, o kirli sakallarıyla yanağımı kaşıyacak, saçma esprilerime gülmeyi daima layık görecek ve makyajımı gülüşleriyle tazeleyecek bir ’lord’, yok artık..
Düşün ki bir saksı gibiyim..
Pencere kenarından dışarıyı seyrediyorum sadece.. Ne zaman çiçek gibi güzel hayaller kurmaya kalksam, yokluğun solduruyor hepsini.. Herkesten çok farklıyım artık.. Sabahları günaydın diyemiyorum kimseye.. Olmadığın her günün sabahı ve her yataktan kalktığımda seni görmediğim sabahlar filan.. Güne aydın değil, yine karanlık başlamama sebeptir.. İki sandalyeli kahvaltı masamızda özledi seni.. Artık utanıyorum tek başıma oturmaya.. Açık çayı severim bilirsin, fakat her sabah çayı demli yapıyorum.. Bunu neden yapıyorum bilmiyorum.. Sanırım seni her sabah masada kaşımda oturup bana laf yetiştirmelerini, ufak bardakta tek şekerli ve bol demli çay isteyişlerini, unutamıyorum.. Sen varmışsın gibi davranıyorum..
Hayattan bir beklentim var mı bilmiyorum..
Varsa bile geçirdiğim zamanlar yetti. Üstü kalsın.. Her gece, fonlarında kaybolduğumuz şarkıları dinlemeye eskisi gibi tutkulu değilim.. Bana şarkılarla yaşamayı sen öğrettin.. Şiir yazmayı, bana yazdığın şiirleri geceleri uyumadan önce defalarca okuyarak öğrendim.. Unuttun mu?.. Telafisi olmayan kelimeler yazmıştın oysa; ’ ömrümü sana adıyorum, elhamdülillah’.. Bende ’ömrümü ömrüne adıyorum, Allah şahittir’ diyerek karşılık vermiştim.. Birden utanırdın... Utanırken, İnce kaşların sevimli bir hal alırdı.. Güldüğünde gözlerin kapanırdı.. Çekikleşirdi gözlerin.. Dişlerinin parlaklığı odayı aydınlatırdı...
Sessizliğin ne kadar kötü bir şey olduğunu senin yanındayken öğrendim..
Senin yanındayken öğrendim, sessiz kalmamayı.. Yan yana geldiğimiz her vakit konuşurduk. Susmak yasaktı.. Saçma da olsa birbirimize bir şeyler anlatırdık. Komik değilse bile gülüşürdük. Günlük olaylardan alıntılar yapardık. Susmazdık.. Sen anlatırdın bir şeyler, ben dinlerdim.. Seni dinlerken hiç sıkılmazdım.. Ömrümün sonuna kadar seni dinleyecek düzeydeydim o anlar.. Sadece seni.. Sesini.. Sesinin kulaklarıma yayılışı beni başkalaştırıyordu.. Kurduğun her cümleyi dikkatlice dinlemekten zevk alıyordum.. Seninleyken sessizliği bilmiyordum işte... Oysa şimdi yalnızım.. Büyük bir çırpınışla sessizliğe gömülüyorum.. Görmüyorsun, evet görmüyorsun.. Ama biliyorsun.. Yokluğunda nasıl sessiz kaldığımı biliyorsun.. Beni bu durumda kurtarman için ne yapmam gerek orospu çocuğu..
Özledim desem anlar mısın orospu çocuğu..
Ölüyorum gel desem.. Kalan son saatlerimi yanımda geçir desem.. Bana son kez bakışlarını ısmarla desem.. Son kez uzun tırnaklarımla avucunu kaşımak istiyorum desem.. Omzuna yaslanarak hüngür hüngür ağlamak istiyorum desem.. Göğsünü yumruklaya yumruklaya seni seviyorum orospu çocuğu desem.. Hatalıysam affet desem..
son kez beni öp desem..
son kez sesini duymak istesem..
bana son kez bakmanı istesem..
gel ulan gel desem..
anla işte..
ölüyorum orospu çocuğu desem..
De sen
yine
gelmezsin..
Gokhan Aksu/ Bir kadının iç çekiş