- 835 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SƏGGİ BOYU SES (1)
Salam sevimli genç okuyucular !
Sizin için yazın sandığının ağzını açıram. Səggi ( sen, sahne ) boyu ses adlı koşuğu yaymak amacında deyildim. Ancak Sayın Safruh`un (Arıtın), Kulu Akses-e yanıt verir yazkamını (makaleni ) okudum. Birazca tedirginlik duyğuları geçirdim. Bundan dolayı uzun koşuğumu yayıram. Çünkü, ödle döş-döşe durmadıkda ve ağız kapalı kaldıkda yitiren ulus olur görüşümce. Uluslar sayıyla tanınmırlar. Belki düşünen beyinleriyle deyerlendirilir. Konu Asıf Ata`dan gedir. Asıf bey için paylaşım kolay deyil diye, kısaca görüşümü açıklamak zorunda kaldım. Çünkü, Asıf Ata ölçüsüz bir düşüncedir ve başdan başa yenilikdir. Onu her kim başa düşemez. Asıf beyi tanımak evladı olmakda da deyil. Belki onun görüşlerini doğru benimsemekdedir. Ben, Asıf beyin toplantılarına katılmışam. Onunla başbaşa paylaşmışam. Benim səggi boyu ses(yeddi göyün gizleri) koşuğumu okudu ve yayılmasını istedi. Ancak o zaman işim gergin olduğundan yayamadım. Bir cümle ile anlatacak olsam, kuşqusal (felsefi ) görüşden uzak bir kimse Asıf Ata`nı tanıyamaz ve yenilik getirenin başı her zaman kalmakal (sorunlar) içinde olur. Genç okuyuculara bu başdan deyim. Okuyacağınız yazın ortak Türkçe`mizde yazılmışdır. İç anlamını başa düşmek için sözler, cümleler üzerinde dayanıb, düşünmeniz gerekir.
Esenlikle
SƏGGİ BOYU SES
Səggi önünde oturmuşam. Öd kaçdır, ne yerdedir onu bilemem. Ancak özüne inandığın kadar bana inanki, içime geçirem bayırdan. Birden duyuramki;
düşünce biçimiyle görüş ölçüsünü unudmuşam sanki.
Sanki, esrukam sanki!
Sanki, öde binmişem sanki!
İnanki belirsiz bir dura için, uçasıyam sanki!
Dilimi dişleyirem be. Vaz geçilemez düşünceleri düşleyerek dudaklarımı düymeleyirem. Körpe çocuk tavanı seyr edir benzer, benimle ben birgederinlikleri sezerken, ben içinde ben birden çığırır. Nedenin bilerek düş heybesine salıram ve özümleşdirirem onu. Çünkü, Löle kokulu duyğuların denizinde balıklaşıram. Ben heç zaman beni yalnız bırakmadı. Yanlızlık yolculuğumda benimle olduğundan beri en yakın inanmışlığımdır.
Çünkü, anılanın Löle kokusu !
Çünkü, Lelebetin Arpa tadı !
Çünkü, duyumla duyğu taşkınlığı!
Çünkü, geri dönmezliyin aktarışlığı !
yapışmış bana. İndi bir eşidmelik ses ve bir duyumca sorumluluk, beni benimle yüzleşdirir diye; içimin gecelerini dolaşıram. Birden bir ses; „ gel bana, gelim sana”, diyerek səggi önünde asılmış perde açılır böylesine.
Düşle düşünce,
nerde?
Sözle ses.
orda,
Bir səggi alanı gibi,
belki sevindirir,
belki keder verir.
Anılanır, anda bir anıla.
Oysa uslu görüş;
başağı dendir,
Ekilir düşüncede kökü.
Şimdi,
bu nedendir,
ara-ara,
bir sözle,
bir ses,
Korkut gülüşüdür yaşanacaklara.
Ben yokken doğu vermiş,
muşu duyğu,
iydeyi duyu,
püsteyi düş,
ak, kırmızı, gök imge
öd yüküdür belkisizlere.
Her kim onları sezir ve sesde eşidilir diye görünmür. Neden?
25 saat düş aparır beni, olduğum yeri unuduğum yerde. Benden önce var imiş ses. Benden sonra da olacakdır ses. Bugün olacakla-kalacak köprüsünü söz dikerken:--
sevda sesi bir seski, sevirsen sesi kimses,
her yerde sesi aşka devir-sen, sesi kimses.
oysa bana sevgim ürünü, derd boyu özlem,
vermiş diye vurğun, iç erirden sesi kimses.
andan ana çekdim çile, sevda harayın çün;
torpaklara kundaklanacak, den sesi kimses.
her kim sus içir, sus çakırın duymur içirden,
çokdan özü ölmüş dağiçir, çen sesi kimses.
bu ses dadını kim ki, yasak sandı ne bilsin,
tanrımla doğurdan doğur, öz ben sesikimses.
çılğıncası aldım payımı şimşek ucundan,
susmazlığı Orhan Yeniseyden, sesi kimses.
O ses dinlediyim seslərsırasındadır belki. Bile bilmemki. Ancak inanıram ki, bir gün görecem onu. Eyer bir sesi eşidirem, demek görede bilirem. Görmüremse, bir neden var. He, bir neden var. Səggi alanında incidiyim ve ağrılar çekdiyim önemli deyildir. Yaşamdanuzaklaşdığımın sonucudur. İçimde yuva salmış suskunluğu boğub, ses ardınca gedirem çünkü. Bu türlü seçeneyi, kısırlaşmış yalınkıklar duyamaz. Onlardan da güven gözlemek yalnışdır. Çünkü;
günle gecede,
soyukla sıcakda,
tin uçur öz düşüncesinde.
sakın,
görüşbağı cığırsızdır.
Çağda tun,
səggi öncesinde,
oyuncu bebeklerini udkunur zaman.
bulut yüklü gözlerimle ben,
kimselerden dönmüş.
Yaşam acısı yetmir gibi,
öz atsamda çilelere,
içimden bir Korkutluk yaşanacaklara hu.
İndi sesizlikdir.
Olduğum yer durğun.
Nesneler mıhlanıb duralara.
Çağ,
obaşdan çağıdır.
Tan,
mayağını yere yerden azca.
Her yan sus geyinmiş,
yene hu eşiderek ben,
Hardandır hu?
Nedendir hu?
Kimindir hu?
Neyindir hu?
Bakış serpirem her yana. Kimseni göremediyimden şaşıram. Çaşırca nedenlere ve sorulara daşlanıram.
Düşüncə ormanı, arılık denizi !
Sözlerse ana balığıdır, lepelerin !
Kıyılarında ise bir ben ve birdekimsesizlik izi.
Ancak, ben içindekimsenin duymazlığı böyle.
tedir kıras-kıras kipriklerimde,
kilit dudaklarımda,
gövdem kıpırtısızdır.
duyğularım minik,
göz şişesinde ah yanır girdesov;
dimdik, dimdik,
yalınka adasıdır bura.
Ey bana benzer hu!
Çekinmirsen görün.
Bacarırsan düşünle, düşündür sende,
keçidleri keçende...ardı var
M.Ərğəvan
Lelebet : Çiğ arpa ya da buğdayın çiğnendikden sonraki sakız haline gelmiş şekli.
Muşu, iydeyi, püsteyi çeşitli nesnelerde olan boyalardır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.