- 1324 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
GİT/ME/MİŞMİYDİN?
Ankara’nın grileşmis puslu gecesinden yazıyorum sana.
Yokluğun yine koynumda, beni sarıp sarmalıyor boğarcasına. Pencerem yine yarım ağız açık, rüzgar kokunu taşıyor hala. Ben gözlerimden bosaltırken seni, aldığım her nefeste oluk oluk cigerlerime doluyorsun. Her sabah yokluguna uyanmak varsa kaderimde, söylesene; uykusuzluk kaç yazar?
Bir sigara daha yaktım yoklugunun şerefine, bir sigara daha.Duman altı odamda, çığlık ötesi susuşlarımla beni başbaşa bırakıp gitmiştin öyle mi? Peki söyle bana, ne işin var hala düşlerimde, şehrimde, benliğimde. Ne işin var söylesene, her seferinde cigerlerime dolan nefeste? Ellerinide ellerimde unutmuşsun. Her sabah yüzümde, saçımda ve ağlarken sildiğim nemli gözlerimde. Peki ayak izlerin? Onlarıda unutmuşsun bak. Giderken ezip geçtiğin aşkımızın üzerinde.Hani sen gitmiştin günlerimden. Baktığım güneşe saklamışsın gülüşünü. Bir köhne gecede, aşkın kırmızısını alıp, sevdanın karasını bırakmışsın. Sahi söylesene sen beni bırakıp gitmemismiydin? İkide bir karşıma çıkmanın ne anlamı var?..
Aşk bize yakışmıştı aslında. Kıymetini mi bilemedik mutlu günlerin? Yoksa zamanımızmı azdı mutluluklara, bilemedim. Küçük oyalanmalara sardım, onlarla avutuyorum kendimi şimdilerde. Kitap okuyorum mesela. Sonunda üç elmanın düstüğü. Hiç kavga etmemiştik aslında, yoktu sevdamızı uzak kılan fikir ayrılıklarımız. Bir çok mutluluğa gereksiz bahaneler bulurken neydi ki sebebimiz bu ayrılığa? Neden ve nerden estiyse, lanet olası yıkılası poyraz vurdu bir yerlerden, ve yıktı köklerimizden bizi. Herşey darmadağınık, herşey yarım kaldı. Hani gitmiştin benden. Söyle ey sevgili; Hala ritmi bozuk kalbimin içinde işin ne?
Bak yine devrik cümleler dökülüyor yıkık yüreğimin ücrasından. Kimilerine göre saplanmış, kimilerine göre ayakta uyumaktayım. Yorgunum, sana göre avareyim belki. Ama bana göre unutamamaktayım sevgili.Gözlerini görmesem duvardaki gölgelerde, yada her sabah şafaklarda saklanmış olmasa gülüşün ve her surette seni aramasam Kızılay sokaklarında. Zamansız çalmasa şarkımız bir köse basında, işte o zaman unuturum belki zamanla. Kan damlıyor yüreğimden kağıdıma. Bu cümleler vasiyetsizliğim olsun. Ölürsem eğer bu satırların sonunda, bilki umudum ukbada.
Suna Aksu GÜLSOY
YORUMLAR
Siyah Kurdelalı Kadın
Siyah Kurdelalı Kadın
Sakarya caddesinin ücra barlarının orta bir yerinde senin yerine sarıldığım şarabın kızıllığı içimi ısıtmaya çalışsamda havadan çok yokluğunun soğukluğuydu dizlerimi titreten beni benden alıp götüren. Şimdi kafamda kaç çakır düşlerini sarhoş ettim gelmediğin Ankara gecelerime. Bir taraftan araftayım kirlilikten kararmış kaldırımlardaki tükürüklerin içinde yüzerken seni düşlemişsem, elimdeki şarabın kızıllığından değil. O kızıllıklarda seni armamdandır kömür kokulu şehrin kömür gözlü kızı...şimdi soğuk gitmeliyim çeketimin cebinde şarap şişimem, kafamda didişen düşlerin gitmeliyim sen gelmeden.......
KALEMİNE SAĞLIK.....
İyi geldi bu okuma. Gerçi çok kısa sürdü ama...
Naif ve duru bir çalışma. Devrik cümleleri pek severim, o yüzden ayrıca sevdim bu seslenişi.
Sevgiler.