HESAP GÜNÜ GİBİ
Sallana sallana atıyorum adımlarımı.Bir kameranın ağır çekimindeyim.Aniden bozuldu
kameranın merceği.İnsanlar çok mutlu,herkes gülüyor.Mecnun Leyla’sının elini
sarmış,özlem dolu gözlerle bakıyor.Aslı ile Kerem çarpıyor gözüme.
Devam ediyorum yürümeye.İstiklal’deyim.İstiklal’deyim ama ruhum yapayalnız.Sadece
ruhum mu? Değil tabi ki.
İnsanlar çirkin suratlarıyla,zoraki gülümsemelerini bir fotoğrafta buluşturmuşlar.İstiklal yine çöp kokuyor! Eskicinin bile almayacağı insanlar var etrafımda.
Asırlardan 21.sindeyiz.Bir tezgahın önündeyim.Siyah,gayet konforlu görünen koltuğun üzerindeki,gençliğinden yüzü buruşmuş,kar gibi saçlarıyla yaşlı beygirleri anımsatan adam beni süzüyor.Daha fazla süzülmemek için devam ediyorum yürümeye.Bir kitapçıya giriyorum.Elime aldığım kitabı okuyorum.Ben okudukça insanlar tekleşiyor.Eller bir araya gelmiyor artık.
Hesap günü gibi;anneler bile kaçıyor çocuklarından.İnsanlar,yazdığım öykülerde bile yalnız.
Bir mezarlığa giriyorum.İmam,cesedi kucaklamış,mezara indiriyor.Hakkını helal edecek kimse yok ortalıkta.Helal et diyor,helal ediyorum.
Eve geliyorum.Zile basıyorum.Kapıyı açan yok..Albümlerim çarpıyor gözüme.Alıp bakıyorum.Fotoğraflarımdaki insanlar bile çekip gitmişler karelerimden.
Şimdi günlerden Çarşamba.Artık ikiz bebekler bile daha doğmadan ölüyorlar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.