-monolog-
Akşamlar vardı usulca hayallerime soktuğum,
Bir akşam kayboldu segah makamında..
Akşamları da çaldılar bir pencerenin kısık aydınlığından.
Gönül penceresindemiydi yeniden yanıp geçen,
Gözlerimden geçemedi hazır kıta hatıralar,
Vedalaşamadan cepheye gittiler ki;
Dönüşü olmayan bir savaşın mağlubuydu düşler.
en korktuğumuz şeyler bir gün vazgeçilmezimiz olur ve sonra "her son yeni bir başlangıçtır
Oysa başka paylaşımlarda daha büyütebilirdik içimizi
Neyse
Hiçliğimiz aczimiz burada
Hayatta her şey her zaman herkes için
Bunu unutmamak lazım
Artık ne deyim
Her şeyde hayır arayacaksak
Bunda da hayır yanına bakalım
Belki böylesi daha iyi oldu
Kalan ömür için
Ölüm felaket değil takdirdir
İçi dolu görünmesine karşın aslında tamamen boş
şu anda onu neyin kontrol ettiği ortada
ancak yapılacak bi şey yok
bu yaşam şekli
bu olmamalı
anladım
deyip dememenin önemi yok
bunu bişey için demedim
neyse
hülasa bu yanlış
bendeki içimin yalnızlığındaki silüetsizlik
var gibi görünen değil
olması gerekendi
o bir aynaydı
mış gibi olan
oda değildi benim derdim kendim
kendi düşlerimden uzağa düşmem
düşlerimde düşkünlüğü kurmam
mış gibi olanlarla oyalanmam
kim ne derse desin kimse değil derdim
derdim bendeki benden
bende olan düşlerimin uçsuz bucaksız kurgularki
zaman zaman bir çehreye asmışım
ona bakmışım
sanmışki kerameti kendinden
oysa olmasa bakmam olmasa demem
kim ne kadar neki!!
Mazinin ayak izlerini siliyorum
Yok duruyor
Senden iyisi yok
Yada öyle görünüyor
Neyse görüntü güzel
Haklısın
Şükür tabi
Ama insan işte
İhtirası hiç bitmez
Ego tatmin olmaz
İster, ister
Böyle olunca da düş kırıklığı kaçınılmaz oluyor
Ruhsal çöküntü
Yalnızlık pişmanlık
Dalaşma boğuşma anları işte
Kendimden bahsediyorum
Yalnızlık ıssızlık duygusu hakim bu aralar o yüzden
Neyse geçer diyorlar sadece zamanmış mesele
Zamana bırakıp bekleyebilmekmiş
İşte o geldi bana gitmiyor
Kovuyorum atıyorum yok
Pişmanlık değilde
Kaybetmek diyelim
Kaybettim; yaşama bağlayan bağlarım çözüldü
Sevincimi kaybettim
İnsan bağlanmak için kendine sebepler yaratır ya
Evet sevdiğim birini kaybettim
Neyse işte öyle
Hayat devam eder gider
Şükür demek en güzeli
Ama henüz dumanı tütüyor ya
O yüzden
Yoksa neleri geride bırakmadık ki
Haklısın;
Elden bir şey gelmeyince,
Çaresiz elin kolun bağlanınca,
Sığmayınca odalara
Zaman sanki duruyor
Sanki bir şey öç alıyor
Akreple yelkovan cellat oluyor sanki
Huzuru bulduğun uyku kaçıyor
Gece ıstırap oluyor
Gündüz yokluk
Zaman alıyor alışmak bağlanmak ve sevmek
Öyle sevmek ki çirkin sayılabilecek hiçbir şeyini görememek
Öyle bağlanmak ki uydusu olmak
Ve dönmek etrafında gece gündüz
Ve sonra yıllara bedel, yıllara inat zamanla büyüyen
Zamanla yetişen ve bir daha asla geri dönülemeyecek o güzel zamanlar
Bedellendiğin emanet ettiğin
Uğrunda harcadığın o değerli en değerli zamanlar…
Puf uçtu gitti.
Uçup gittimi bir kere
Giden sen, biten ben
Yok olan koskoca bir hayat
Ve şimdi anlamları yükle hayata
Deki hayat işte uzun ince bir yol
Zahmetle topla
Ve birden bire bir yıldırım, bir şimşek
Bir gök gürültüsü gibi
Puf..
Oldu bitti
Yalandı hepsi, rüyaydı bunlar
Sende yalan bende yalan o da yalan
Bu nasıl bir yanılsama, bu nasıl bir yanılgı
Güzellik; içimde gönül gözümde
Gizimde, sırrımda, sessizliğimde, yokluğumda.
Pişmanlık değil bu ağır bir sorgulama
Bu bir bedel, bu bir diyet
Ve ödeme zamanı: ödeme emri ayrılık
Uzak duruş esas
Geleceği bilmiyorumki
O zaman geleceğe dair düşmü kuracağım
Hayatım bana bir şey öğretti,
“dediğim ya da umduğum hiçbir şey gerçek olmadı
Tek gerçek yaşadıklarımdı”
Yaşam ise an içinde “şu an” yani
Bak okuyorsun beni, yazıyorum seni.
Bu yaşadığım
Peki şimdi karşımda duran güzellik
İçime ferahlık veren uzak diyarların güneşi
Geçmişte yaşamak:
Çağrışımlar işte bir hesaplaşma
Acı bu yüzden sanırım
Ve çekebilene veriliyor bu acılar
Anlıyabilene, kaldırabilene, yaşayabilene
Öyle olsun bende bu kervandayım
Bende bu yoldana geçtim
Tabi ki atlatacağım, bu günler tabi ki geçecek..
Zaman…
Ömür…
Geçiyor zaman, bitiyor ömür.
Gücün kalmıyor artık ve zaten bir çok şeye
Se sıradan olmayı basit yaşamayı öğrenmek lazım sanırım
Can… yaralı bir kalp geçti mısralarda gözlerinden
Kan damlıyordu satırlarında
Birkaç damlası sızdı kızıl kırmızı,
Kırmızı ki gün doğarken ve gün baterken
Ne uzak ne ulaşılmaz birbirine
Aynı görünen iki farklı zaman
Kağıttan kuleler işte yıkılıveriyor tutamıyorsun
Bile bile girmişsen bu enkaza
Acıyıda kana kana ve bilerek yaşıyorsun..
Yok be gülüm, yok be canım
Benmi dedim bu acı benim olsun
İstememi eminlikte sere serpe sevdayı
Sevgiyi yudum yudum tatmayı
Doğamızda bu var ama
Adem ile Havva birbirini seçmedi
Ama cennetten kovuldu
Çöllerde ayrılığa mahküm oldular
Buluşuncaya dek
Başka güçler var nefs var, şeytan var.
Oyun bozanlar var be birtane
Mecbursun zaten, yapılacak bir şey yok ki
Her an her yer zındanken
İçinde bulunduğun güzelliği fark edemezsin
Bazen çare yanında durur, göremezsin fark edemezsin.
Demek kuralı var hayatın, çabalarsın koşarsın kazanırsın sonra kaybedersin
Demek oyun gibi hayat, bir kazanır bir kaybedersin.
Senki gittin…
Yaşanmış güzel günlerin hatırına ey hayat
Kurtar beni bu karanlıktan
Geçmişin ayak izlerini sil gölgemden
Hatıralar eşyalara yapışıp çağrışımlarda boğmasın beni
Hafızamda yer alan mutluluğun resmi,
Düş gözyaşlarıma solsun renklerin
Görünmez olsun düş sahnesi,
Perde düşsün, oyun bitsin.
Yazıyorum işte, neyse
Geldiler giderler şimdi
Peki haklısın !
Herkes öyle diyor biliyorda diyor
Hoş bende biliyorum “zaman”
Her gecenin sabahına ulaştığım anlarda
Ve sabaha ulaşmak için sabırsızlandığım anlarda
Sabaha ulaşıp; kavuşma anını düşlediğim zaman
Ve her gecenin sabahı umutken,
Şimdi puslu bir grilik
Evet ayrılığın yolculuğu yalnız yapılır
Bazen yorulur handa konaklarsın, bir yudum su alırsın
Teşekkür ediyorum bir yudum su !
İçimdeki o en güzel pınar başıydın
Ve hala o ulaşılmaz yerde akıyorsun
Seni sevdim unutma !
Sende kendine iyi bak….
Ekler yaşam kendini sonraya
Ve eklenir paylaşımlar hatıraya
Bir sevinç kılıç olur,
Bir dokunuş ölümdür artık.
Dokundu kalbime bir sevgi,
Yüreğimden kan damlıyor..
Usul usul başladı sabaha kadar sürdü.
Yaşamaktı adı, yaşamak,
Anlamaktı adı, anlamak.
Hızlandı damarda kan, süzüldü ter
Tadı alındı hayatın.
Amaca ulaşıldı bitti korku..
İstediğin kadar yakınındaydım, yakınındım
İstemediğin kadar uzakta bir yabancıyım
Ayrılığı kadere satıp çaresizlik alırken
Çarelerle geçiyor zaman birlikte bedelsiz
YORUMLAR
milat
iyice yoruldun...
sende dur bir pınar başında
iç dağların suyunu yudum, yudum...
sevgiyle :))