- 605 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Adam Olacak Çocuklar
Bazen bir küçücük ayrıntı, alır götürür bizi bir yerlere...
O kimsenin bizde bıraktığı ince sızının tınısıdır yüreğimizde duyduğumuz.
Kıyıdan köşeden karşımıza çıkar zaman zaman; hatta bazen de zamansız.
Ama kimileri vardır ki, ayrıntıdan ziyade tümüyle hayatınıza kurulmuştur sere serpe.
Duyduğun bir sözde, herhangi bir ritimde, büyüğümüzün bir öğütünde, yediğimiz yemekte, diş fırçamızda hatta.
Böyle mühim kimseler vardır kimilerinin hayatında.
Barış Manço da benim için hep öyleydi!
Ben daha bir yaşımdayken, bir adam vardı televizyonlarda kendine has yüzükleri, uzun saçları, dikkati üstüne toplayan jest mimikleri, keskin zekasıyla boy gösteren...
Annemler söylerler şimdi; Barış Manço televizyona çıktığı vakit, hemen alkışlamaya başlar, heyecanlanır, değiştirmeye kalktıklarında da hep ağlarmışım. :) Ki bunu bilir hiç yeltenmezlermiş bile.
Bu bir yaşımda da, yirmi yaşımda da değişmedi gerçi.
Beni yakından tanıyan hemen hemen herkes bilirdi Barış Manço’ya olan bu dev sevgimi. Babam da bu sevginin en yakın tanıklarından biri olarak bana bütün kasetlerini alarak dünyaları verirdi. Hala özenle sakladığım, şimdiye kadar aldığım en değerli hediyelerdir.
Üniversitedeyken bile dolabımda onun resmi asılıydı. Gözümü açar açmaz ilk gördüğüm O’ydu.
Ve ben gazetelerde resminin çıkacağını bildiğim zaman, sadece bir tanesine daha sahip olabilmek için, gazeteleri kucaklayıp getiren adam olacak çocuğum hala!
Hiç değişmedim.
Adam olacak çocuk demişken, ne çok isterdim onun programına çıkıp bir şarkı söylemeyi. İçten içten kıskanırdım diğer çocukları. :)
Artık çocuklarla ilgili yarışma yapma yasağı gelmiş duyduğuma göre. Yakın zamanda düzenelecek bir yarışma vardı. Yapıldı mı yapılmadı mı bilmiyorum ama yarışmanın içeriği en güzel gülen bebek yarışmasıydı. Düşünüyorum da, acaba anneler babalar nasıl götürürler böylesi bir yarışmaya çocuklarını? Bebeklerin hepsi masumdur. Neyin yarışması bu? Evet, Barış Manço da çocuklarla ilgili bir program yapıyordu ama orada çocukların hediyeleri, puanları belliydi: İstedikleri renk diş fırçası ve puanları hep "on puan, on puan, on puan" idi.
Küçükken dişimin çok ağrımasından dolayı dişçiye çok giderdik. Dişçinin verdiği çikolatalar, şekerler, bebekler beni avutmazdı. O zamanlar annemin bana doğum günümde hediye ettiği walkmandan Barış Manço kasetlerini takar, sızımı hafifletirdim kendimce. Sanki tüm şarkılarını sadece benim için söylermiş gibi gelirdi. Velhasıl yine kendimi onda bulurdum. Ki sadece ben değil birçok çocuk onu çok severdi. 7’den 77’ye herkes hayrandı ona, bilirdim.
Giyimi kuşamı, söyledikleri, geride bıraktığı önemli eserleri, her hali, her şeyi ile örnek bir sanatçı ve ondan ziyade örnek bir insandı. Dünyanın her yerinden, her dilden insanla samimi bir dille iletişime geçen Barış abimiz, TRT’de düzenlediği programla da dünyanın birçok ülkesini gezmesi nedeniyle de ona "Barış Çelebi" denmişti. Türkiye’nin dünyaya açılan yüzüydü o! Özellikle Japonya’da insanlar akın akın gidiyordu konserlerine. Hatta bizden daha fazla sahip çıktılar bile diyebiliriz. Kaldı ki, bu kadar çok şeyi o kısa hayatına sıkıştırabilen birine haksızlık bile edildi.
Şimdi, aslında Barış Manço’nun daha vefatından önce düşüncesinde olan ama çok zaman sonra Kadıköy belediyesinin de katkılarıyla Moda’daki müze olan evine gidip onu daha yakından hissedebilmemiz için fırsat verildi. Onun da dediği gibi adresi belli: 81300 Moda.
Benim de bu kısa hayat yolcuğulumda her daim sesi kulağımdan eksik olmayan değerli sanatçı ve her haliyle, tüm enerjisiyle örnek aldığım değerli insan...
Çocukluğumdaki en güzel hatıraların içinde yer alan ses,
iyi ki doğdun.
Sadece bugün değil, her daim onu an(la)mak gereken insan,
iyi ki doğdun.
Unutulmayan, unutulmayacak olan şarkılara imza atan güzel isim,
iyi ki doğdun.
7’den 77’ye ulaşmayı başaran barış timsali.
Doğum günün kutlu olsun...
Bu arada gözün arkada kalmasın sakın; ’adam olacak çocuklar!’
Cemile SÖNMEZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.