- 658 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
APO VE ERTELENEN İDAM
28 Şubat dönemini hatırlarsınız; Refahyol hükümetinin egemen güçler tarafından bertaraf edildiği günlerden bahsediyoruz.
Yıkılan hükümetin ardından geçici hükümeti kurma görevi Yalım Erez’e verilmiş, güvenoyu alamayan Erez’den sonra bu görev Bülent Ecevit’e verilmişti.
Güvenoyu alan Ecevit, geçici bir hükümet kurmuştu, yapılacak seçimlerde halkın yeniden Erbakan’a yakın isimlere oy verme ihtimalini bilen egemen güçlerin egemen babası A.B.D akıllı bir hamle ile Apo’yu bize asılmamak kaydıyla teslim etmişti.
Bu sayede Ecevit bir anda ‘’kıbrıs Kahramanı’’ ve ‘’Karaoğlan’’ gibi lakaplarla anılıp halkın gözünde ‘’Apo’yu yakalayan adam’’ oluverdi ve seçimlerde rakiplerine açık ara fark atarak birinci parti oldu.
Yakalanan Apo uçakta süklüm püklüm bir eda içindeydi, korku dolu gözlerle askerlere bakarken ‘’Türkleri severim, annemde Türktür, işbirliğine hazırım’’ demişti.
Yargılama süreci bitti ve Apo denen tetikçi idama mahkum edildi, kapalı kapılar ardında tartışmalar, pazarlıklar yapıldı, Apo’nun asılması için direnenler olduğu kadar , asılmaması için palazlananlar da oldu, sonuçta Apo dönemin koalisyon hükümeti tarafından asılmadı ve idamı ertelendi.
O günlerdeki açıklamaları hatırlıyorum; bir ifadeyi hiç unutmadım, Apo’nun asılmasının ertelendiğinin anlatıldığı o günlerden bugünlere kadar.
O açıklamada ülkemizin siyasi, ekonomik ve stratejik açıdan önemli bir dönemeçten geçtiği, idamın şimdilik ertelendiği, ilerleyen günlerde aksi bir durum meydana gelirse cezanın infaz edileceği şeklinde bir açıklamaydı.
İlerleyen günlerde Apo cezaevi hayatına başladı, yandaşlarından seçilmiş avukatlarıyla sürekli görüşüyor, pragmatist açıklamalar yaparak güya Türkiye Cumhuriyeti’ne hizmet eder gibi bir eda takınıyor, kullanıldığını söylüyordu, yani adam pişmandı ! Yani aksi bir durum yoktu.
Bu pişmanlıklar kısa sürdü, Akp iktidarıyla birlikte terör yeniden tırmandırıldı, bunda 1 mart tezkeresi kritik öneme haizdir ki bu ayrı bir yazı konusudur.
Uçakta askerlerin karşısında korkudan renkten renge giren o adam gitti, yerine avukatları kanalıyla örgütü yöneten, kendini Suriye Vadilerinde zanneden kabadayı bir adam geldi.
Tehditlerin bini bir paraydı, koskoca devlet öylesine bir acziyet gösteriyordu ki yoldan geçen vatandaşlar bile Apo’nun örgütü hapisten yönettiğini bildiği halde devlet seyrediyordu.
Sistem Apo’yu korumaya devam ediyordu, ve akıllara idam cezasının ertelendiği o günlerdeki hükümet açıklamasını getiriyordu ister istemez.
Ne demişti o günlerde hükümet yetkilileri ertelemeyi açıklarken ?
Aksi bir durum olursa idam cezası infaz edilecek.!
Bunca yıldır hapisten örgüt yönetip, mahkemede ve uçakta pişmanlık beyan ettikten sonra hala ölümlere sebebiyet vermek cezanın infazı için geçerli bir neden değil midir sizce ?
Adamın yapabileceği başka bir şey kalmadı ki , ha dağdan yönetmiş, ha sabit bir yerden bir farkı var mı ?
Hatta burada daha rahat, çünkü devlet korumasında ve bir bombayla, ya da çatışmayla öldürülme ihtimali yok.
Biliyoruz ki Apo asla idam edilmeyecek, bazılarının korktuğu gibi meclise de getirilmeyecek, onun hayatı son günlerde uygulanan avukatlarıyla görüştürülmeme kararıyla cezaevinde son bulacak.
İdam cezasının geri gelme ihtimalide şu an için zor görünüyor, yakın tarihi takip eden bir vatandaş olarak amacımız AKSİ BİR DURUMUN MEYDANA GELMİŞ olduğunu yetkililere hatırlatmaktır sadece.
Tunar Çalışkan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.