- 1506 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CAN DÜNDAR’A “ŞAİR, ŞİİR VE YALANCILIK” ÜZERİNE BİR HATIRLATMA
CAN DÜNDAR’A “ŞAİR, ŞİİR VE YALANCILIK” ÜZERİNE BİR HATIRLATMA
Bizim inancımızın temelinde şu kaide vardır. Dünyada başıboş bırakılmış değiliz. Her hareketimiz ve her fiilimiz kaydediliyor. Yaptıklarımız her fiilden sorumlu olduğumuz gibi söylediğimiz her sözden de sorumluyuz. Her Müslüman eline, diline ve beline sahip olduğu gibi tüm uzuvlarına sahip olmak zorundadır. Bütün uzuvlar içinde “dil” ayrı bir yere sahiptir. Dil deyip de geçmeyin. Peygamberler, Âlimler ve Filozofların üzerinde durduğu en başta gelen konulardan birisi “dili ölçü ve güzellikle” kullanmaktır. Konuşulan sözlerin hakikat olması ve yalancılıktan uzak durmak bütün Dinlerin emrettiği bir husustur. Dinimiz İslam da bu hususta, kapsamlı emir ve tavsiyeler manzumesine sahiptir.
Ayet-i Kerimede, "Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir gazap nedenidir." (Saf Suresi, 2-3) buyrulmaktadır. Bu ayette belirtilen husus, “özüyle, sözüyle doğru olmak ve yalancılıktan kaçınmaktır.” Allah yalancıları sevmez ve hidayete erdirmez. Mü’min Suresi 28. ayette “Şüphesiz Allah, ölçüyü taşıran, çok yalan söyleyen kimseyi hidayete erdirmez" buyrulmaktadır. Yalan, hakikatin tersidir.
Sevgili Peygamber Efendimizin (asm) hadis-i şeriflerinde “doğru sözlülük ve yalan söylememek” çok çok önemli bir yer tutar. Bu hususta şu iki hadis-i şerifi hatırlatmak isterim.
1-Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur:“Sözün âfeti yalandır.” 2- Hz. Peygamberin (asm) yanına bir sahabe gelir ve şöyle sorar: "Ey Allahın Resulü! Müslüman içki içebilir mi? Hz Peygamber (asm) "İçebilir. Yanılabilir, günaha girmiş olabilir" der. "Müslüman hırsızlık yapabilir mi" diye sorar. Peygamberimiz (asm); "Yapabilir" der. "Müslüman zina yapabilir mi" diye sorar. Efendimiz "Evet yapabilir" buyurur. Bunun üzerine adam sorar "Peki, yalan söyler mi" der. İşte o anda sırtını dayamış olan Hz. Peygamber doğrulur ve hiddetle şu cevabı verir: "Hayır! Müslüman yalan söylemez" buyurur. Evet, durum bu kadar ciddidir. Yalan bizim inancımızda asla hoş görülmez.
Bizim inancımıza göre “şakadan da olsa yalan söylenmez.” Sevgili Peygamberimiz (asm) “Ben şaka yaparım; fakat ben, şaka yaparken bile sadece hakikati söylerim” buyurmuştur. Bu husustaki hadis-i şerif’i de hatırlayalım. Yaşlı bir kadın bir gün Hz. Peygamber’e (asm) gelerek "Ey Allah’ın Resulü! Benim için dua et de cennete gireyim" der. Hz. Peygamber (asm): "Cennete yaşlı kadınlar girmeyecek" buyurmuştur. Yaşlı kadının üzülmesi üzerine Hz. Peygamber (asm): "Yaşlı kadınlar cennete yaşlı olarak değil, genç olarak gireceklerdir" buyurmuştur.
Evet, yazımızda, buraya kadar, doğru sözün iyi ve güzel olduğuna ve yalan sözün kötü ve çirkin olduğuna dair sözler sarfettik. Yazının başlığını da, “Can Dündar’a şair, şiir ve yalancılık üzerine bir hatırlatma” şeklinde belirledik. Şimdi, zihinlerde bir istifham oluştuğunu düşünüyorum. Başlıktaki bu ibare ile bu yazılanların alakası nedir diye zihinlerde bir soru oluşmuştur.
Öyleyse, hemen zihinlerdeki bu istifhamı giderelim.
Can Dündar bu günkü (01.01.2012 tarihli) yazısında; İçişleri Bakanı’nın “terör sadece pusu kurmak değildir, şiir yazarak da olur” sözünü eleştirmek için Özkan Mert adlı bir kişinin şiirine yer vererek;“Hükümetler ve ordular/ şiir sevmez/ Kutsal kitaplar, peygamberler ve yasalar/ şiir sevmez” diye yazmış. Şiiri yüceltmek adına, kendi kafasına göre başka dörtlükler de sıralamış yazısında. Ancak, “kutsal kitaplar, peygamberler şiiri sevmez” diyerek büyük bir iftirada bulunmuştur. Bu iftirasını kendi düzeltir mi, bilinmez? Biz düzeltmesi için uyarıyoruz.
Evet, Can Dündar meydanı boş bulmuş ve köşesinde düşüncesizce sözler nakletmiş. İslam’da ve Kur’an’da sevilmeyen şiir değil, “yalancılıktır.” İslam’da ve Kur’an’da ne şiir ve ne de şairler kötülenmiştir. Ancak “yalancılar” kötülenmiştir. İşte bu husustaki ayet-i kerime: “Şairler(e gelince), onlara da sapıklar uyarlar. Baksana onlar her vâdide şaşkın şaşkın dolaşırlar. Ve onlar yapamayacakları şeyleri söylerler. Ancak iman edip iyi işler yapanlar, Allah’ı çok çok ananlar ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar başkadır. Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akıbete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.” (Şuara Suresi 224-227. ayetler) Evet, bir insan şairim diye ortaya çıkıp da “bol keseden atıyorsa, yalan söylüyorsa” bunu da mı hoş göreceğiz? Kimse kusura bakmasın, “yalancılar hiçbir yerde sevilmez.” Şairlerin bir kısmı yalancı olur. Yapmayacağı şeyleri söylerler. Bunu da herkes bilir.
Bu hususta sayfalar dolusu yazı yazmak mümkündür. Ancak yerimiz müsait değildir. Son bir not daha yazarak yazımızı bitirelim. Sevgili Peygamber Efendimizin (asm) şairi vardır. Hz. Peygamber (asm) Şair Hasan bin Sabit için “Hassan’ın beyitleri düşmana ok darbesinden daha tesirlidir” buyurmuştur. Peygamber Efendimiz şiir yazmak için teşviklerde bulunmuştur. Bu gerçeğe rağmen, “Peygamberler nasıl şiiri sevmez?”
Bu açıklamalardan sonra umarım Can Dündar yanlışını anlamıştır.
Ahmet SANDAL
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.