- 1405 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
CEVAPSIZ SORULAR
Saçlarından yıldız yıldız yalnızlık akan,
Gözleriyle hüznün maviliklerinde sonsuzlugu çizmiş,
Kalbiyle sevdasını alevlemiş.
Yüzündeki tebessümü ile dar ağacına güller asmış genç kadın.
Kahramanı olmayan bir tiyatronun başrol oyuncusu,
Alıcısı olmayan mektupların satırlarda yaktığı ruh.
Mutluluğu yakalayamamış olmanın derin kederi içinde,
Dilinde binbir isyanı besleyen,
Konuştukca fırtınalar koparan,
Sustukca dizelere gem vuran,
Duyguları acımadan ağlatan kadın.
Yoksunlugun hep kendinemidir senin?
Sahipsiz mektupları kime karaladığını hiç sorguladın mı kendine,
Kaç duyguyu daha yalnız yaşayabilir insan?
Kaç öfkeyi daha şah damarında attırabilirsin?
Ve bir kemik kaç yerinden daha kırılabilir?
Kimileri gülüşüne hayran,
Kimileri sol dudağının altındaki ben(sizliğ)e,
Gamzelerine kimi gömdüğünü sordun mu kendine,
Güçlüsün gözlerindeki alevden belli
Kaç gidişe daha gücün yeter ki?
Ve kaç geliş onurlandırabilir seni?
Kaç ihanete boyun eğer,
Kaç rüyayı daha kabusa çevirebilirsin?
Cevapsız sorularınla hep başbaşasın.
Her bensizliğin sonundaki soru işaretimisin yoksa?
Yada kendi kendine sorup cevap bulamazken sormaktan hiç vazgeçmezmisin?
Hayat ne verdi sana ki ne bekliyorsun hala?
Bir uçurum yaratmak kendine bukadarmı kolaydır ki;
Her seferinde kendinden aşağı atıyorsun kendini.
Ve her şiirin sonunda kırıyorsun kalemini.
Kışlarında ısınmayı becerirken,
Nasıl oluyor da yazlarda buz tutuyor ellerin?
Saçlarını okşayan rüzgarada mı şükrün yok senin?
Çaban nedir?
Ne istiyorsun kendinden?
İstediklerinle verebildiklerinin arasinda ki sevda eşitsizliğinin hiç mi farkında değilsin?
Hayata baş kaldırışın hep büyüklerine olan nefretinden mi?
Kaybedişlerinin sebebiyetini onlaramı yüklemektesin?
Bu kendinle kaçıncı kez yüzleşmen?
Ah şizofrenik duygulara sahip genç kadın,
Küllerinden yeniden doğma zamanı şimdi.
Savur küllerini rüzgara,her bir toz tanesi yer bulsun zamansızlığında.
Sigaranın dumanıyla çiz yeniden herşeyi bir nefes üflemeyle.
Ve kadehlerini şerefine kaldıracak kimse olmasa da kendi şerefliliğine kaldır.
Tek isteğin bir sahil kasabasında denize nazır bir kulübede,
Denizi taşlayarak yaşlanmak mı?
Elinde yarım içilmiş sigaradan acı bir nefesle ciğerlerini yakarak.
Beklediğin hala gelmeyeceğini bile bile
Başka hayatların senaryo yazarı olduğunu kabullenmeden
Bir çift yosun gözü beklemek mi?
Uslanmazsın sen.akıllanmazsın!
İçinde ki boşluğa düşürecek hep bir şeyler bulursun bilirim,tanırım seni.
Hayata dair savaşmaktan da vazgeçmez,yorulmazsın.
Yüklerini atacağın zamanı sabırla bekleyen,
Bakışların da ışık saklayan kadın.
Susmalarına devam et ve bir kalem daha kır satırların sonunda.
Siyahını kendine mesken tutmuş,
Kahramanı olmayan bir senaryonun tek başrol oyuncusu,
Saçlarından tel tel yalnızlık akan,
Gözleriyle hüznü çizmiş,kalbiyle sevdayı yakmış,
Yüzündeki tebessümü dar ağacı yapmış genç kadın.
BEN...
Ben(siz)liğimden çok bahsettik,peki ya sen nasılsın?
Suna GÜLSOY (27.02.2010)