FORUM
Hak aramanın dini ve seküler metotları
Diyarbakır Mazlumder şubesinde yukarıdaki başlık altında bir seminer/forum gerçekleştirildi,
söz hakkı bana gelince aşağıdaki tarzda katkı ve yaklaşımda bulundum sizinle paylaşmaktan mutluluk hissediyorum.
Hak arama metodunu dini ya da seküler açıdan diye farklı iki metot olarak ele almak doğru değildir.Aslında Peygamberlerin asıl görevi insana Hak ve Ödevlerini, konumunu etki ve yetki alanını bildirmektir.Dikkate değerdir ki insanlık kimlik bunalımı yaşadığı durumlarda Peygamberler gönderilmiştir.Toplumda huzur ve mutluluk varken bir beklenti ve icapsız gelen bir peygamberi ben duymadım, bilen varsa söylesin.Batı toplumuna ait bir kavram olarak dünya gündemine giren İnsan Hakları kavramı İslamda var olan hakkın bir alt kademesidir.İslamda hak alınmaz verilir fakat batı toplumunun kriterleriyle hak verilmez alınır.Dinler kavramı da temkinli kullanılmalıdır;şu anda tek ilahi din ve katıksız kaynak olarak sadece Kur’an-Kerim yer yüzünde bulunmaktadır.İncilin 80 incil arasında birbirine en çok benzeyen 4 incil olarak seçilmesi ilahi kitap olma vasfını kayıp ettiriyor,Yahudilerin kitaplarına neler karıştırdıkları Hz.İsa’ya olan kin ve hücumundan bellidir.Ancak İslamın hoş görüsünden ötürü yine Yahudilik ve Hıristiyanlığı ilahi din olarak tanıyoruz.Her insan adeta Allah tarafından seçilmiş değerli birer varlık olarak mülahaza ediyoruz.Peki sorun ne? Sorun İslamiyetin doğrusunu öğrenmeme, geleneksel olduğu kadar bir çok hurafe ile dolu bir dini tanımamız ve ona göre yaşamayı kabullenmemizdir, bu da bizde bir kültür oluştürmuş maalesef!İşte bütün mesele nitelikli insan yetiştirmektir,aydın kitle saydığımız Müslümanlar dahi bazen hissi davranarak hak ve adaletten ayrı kalabiliyorlar.Tıpkı sahabelerin karşı karşıya geldikleri gibi.geldiler de ne oldu İslamiyet bir değer mi kazandı maalesef!Tam tersine İslam tarihinde bir kara leke olarak kaldı Öyleki haklısı haksızı ancak kıyamet gününde belli olacak kadar karmaşık bir olay yaşandı.Bu gün de kavga gürültüyle İslamiyete hizmet etmeyi düşünen varsa daha beter bir felaket kendilerini bekliyor!
İslami ahlak ve terbiye ile sabır ve metanetle yaşamak vasıtasıyla Allah rızasına kavuşmak esas olduğu için bu yolu ancak gerçek müminler takip edebilir şahadetin ve velayetin peşinden koşanların durumu pek iyi gözükmüyor doğrusu.onlar kısa yoldan köşe dönmece gibi bir kurtuluş yoluna benziyor bence.Gel ey dost islamı yaşa ve yaşat bu toplumun ıslahı için taş üstüne taş koy toplumla iç içe yaşa İslamın yaşanabilir bir din olduğunu hayatıyla ifade et hem Peygamber bu metotla mücadele etmedi mi?
Hak arayışına birkaç özel ve güzel örnek;
Hz.Muhammedin ölüm arifesinde bir hakkı eda etmek için Ökkaşeye ,joplaması için sırtını açması(Böyle bir örnek daha önce yaşanmış sonradan da yaşanmayacak)
Sahabenin minberde iken: Hz.Ömere şu şüphemden dolayı seni dinlemeyeceğim demesi ve oğlu Abdullah’ın şahadetiyle olayın aydınlığa kavuşması
Hz.Öme’in bir hırıstiyanın arazisine inşa edilen cami ile ilgili verdiği hüküm: “Camiyi yık adaleti yıkma!”talimatını vermesi
Hz.Ali’nin mahkemede Ya bel hasan diye çağırılmasına tepki göstermesi….vs.
Kur’an buyuruyor ki “Adil olunuz!adil olmak takvaya en yakın olandır” bu ayetin tezadını da bulamazsınız.İnsanlık alemi ençok bu ayate ihtiyaç duymaktadır ama insanlar maalesef bu Seküler demogojisiyle bu ve benzeri ayetlere kulaklarını tıkıyor.
Allah’ın kelamı bertaraf edilerek insanlığın sorunlarına çözüm getirilemez. Eyüphan KAYA