- 1127 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
UNUTTUKÇA EL OLUYORUZ
2008 Yılının Temmuz ayı idi. Kardeşim Lütfi’nin düğünündeyiz. Dadaloğlu’nun dediği gibi “kaba ağacın gürlemesi dalınan olur” misali Gelen-giden, eş-dost, akraba, hemen herkes orada. Oyunlar oynayıp halaylar çekiyoruz. Herkes sevincimize ortak oluyor.
Davulcu-zurnacı Avşar ağırlamasını çalarken yine eş-dost halaya çıktık. Halayın başında genç bir delikanlı.. Çalınan gaydanın hakkını veriyor. Adeta folklor eğitimi almış gibi ustaca halayı yönlendiriyor. Hem oynayarak eşlik ediyorum hem de gıpta ile bu tanımadığım genci izliyorum. Halay bitti yanına yaklaştım kendisine bir teşekkürden sonra kim olduğunu sordum. Bana; “Dayı beni tanımadın mı?” diye bir cevap verdi. Dedim ki kusura bakma tanıyamadım. Dayı ben muhtar Fakı’nın oğluyum. Hangi hanımındansın diye sordum, Döndü’den dedi. Adım Recep. Tanımıştım. Küçük hali gözlerimin önüne geldi. Halamın kızının çocuğu, sormadıkça, görmedikçe unutmuşuz.
Soluklanmak için bir kenara çekildim, apartmanın giriş kapısının yanına yaslandım oyun oynayanları seyre daldım. Hemen yanı başımda 16-17 yaşlarında bir genç de benimle birlikte oyun oynayanları izliyor. Bir ara döndüm yiğenim sen kimlerdensin diye sordum. Amca ben Mustafa’nın oğluyum. Koca Halil’in oğlu Mustafa. Yani amca uşağı. Anlayacağınız liste uzayıp gidiyor. Kimi sorsam yabancı bir akraba, oysa benim bu tanımadıklarım çocukluğumu beraber geçirdiğim, arkadaşlarımın çocukları, çocukluğumuzdaki genç ağabeylerimizin çocukları.
Belki onları tanımamakta haklı nedenlerim olabilir, Çünkü ben Vatanımızı gezmeye başlayalı 20 yıl oldu. O günün çocukları bu gün kocaman adam oldular. Hatta bir çoğu evlenip çoluk çocuğa bile karışmıştır. Ben de evlendim, çoluk çocuğa karıştım. Ama benim çocuklarım da öz emmilerim, emmi uşaklarım için birer yabancıdır. Hepimiz bir elin parmaklarıyız lakin bir çoğumuz bir çoğumuza yabancıyız.
Ancak hiç bir mazeret eti tırnaktan koparmamalı, bizi bize yabancı yapmamalı, bizi bize unutturmamalı. Unuttukça el oluyoruz.
Unutulmamak dileğiyle...
YORUMLAR
Maalesef öyle oluyor kardeşim.
Yazını okuduğumda anladım ki benimde senden pek farkım yok. yaklaşık 28-29 yıl oldu gurbete çıkalı. Tabi bu süre zarfında başlangıçta ayda, iki ayda bir giderdim sılaya, şimdi ise yılda ancak bir iki defa.
Güzel bir anıydı, paylaşımın için sağol kardeşim.