BENİ MAZİYE GÖMÜN
Biz siyah beyaz televizyondan izlerdik yeni yılı, akşamı beklerdik yayın başlasın diye TRT’de. İki saatlik bir programla geçerdi koskoca bir yılın son gecesi. Kuzine denilen sobada , bir de lapa lapa kar da yağıyorsa, pişirilen patatesler ve patlamış mısırlarla tatlandırırdık zamanımızı. Belki soframız zengin ve çengimiz pek renkli değildi ; ama hepimiz mutluyduk. Yokluktan şikayetçi değildik. Kıbrıs’larda pokere, kahvelerde okeye ,gazinolarda tabak kırmaya durumumuz yoktu ama hepimiz huzurluyduk.
Evimizde sabah sofrasında bir taze yumurtamız olsa şanslı hissederdik kendimizi. Ayda bir şehir dediğimiz üç bin nüfuslu kasabaya indik miydi kendimizi büyük şehir görmüş gibi gezgin hissederdik. Sobamızı yakacak gaz yağımız yoktu ki havai fişeklerimiz olsaydı! Hayat daha başkaydı, insanlar daha başka!
Yokluk muydu bizi mutlu kılan? Şimdi bizi mutsuz kılan acaba varlık içinde yokluk mu? Yoksa birileri yoksulluk içinde kıvranırken elitlerin(!) tonlarca yiyeceği bir gece uğruna çöpe attıklarını görmek miydi bizi mutsuz kılan?
Zaman eğer bir yandan bize gösterdiklerini sadece gösterip bazılarına sunacaksa o nimetleri, zamanın akışına neden sevineyim ki? Eskisi daha güzelse eğer, yeni yıl sizin olsun; beni maziye gömün!
(Kamil GÖRMÜŞ, 30-12-2011)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.