- 1157 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bambaşka Hoca
_Uzun boyluydu bizim mahallemizdeki Hoca, günlerce kaybolurdu gelmezdi sokağımızdaki demir paslı evinin kapısına. Bahçedeki kümesinde iki horozu bir de tavuğu vardı. Bırakırdı ortalığa, salardı mahalleliyi sokaklara. Nedenini sorarsanız...Yaramazdı, tüm horozları kovalardı gelen geçenin tavuklarını…Yine bir gün epey uzun bir zaman sonra çıkıp geldi bizim Hoca, evine girmeden önce şöyle bir etrafına baktı komşu çocukları topaç çeviriyordu.Tuh !”diye, tükürdü suratlarına.Çocuklar korkardı onun bu tavrından kaçarlardı yanından.Deli desek deli değildi, akıllı desek hiç değildi. Aklı olan günlerce evinden gider miydi? Bu da bir bilinmezdi...
Bu hoca başka türlüydü canım.Ağzında piposu, sırtında çantası geceleri içmeye giderdi gizli gizli...Yıllar önce bir cami de imamlık yaparmış.Ama ne gören olmuştu hocayı cami de, ne de hoca görünmüştü mescitte…Velhasıl hocamız pek de kibardı.Mahalle kadınlarına yan gözle bakardı.Bıyıkları olsa eminim burup burup ahlardı.Ama bu Hoca başka Hocaydı.Bazen kapanırdı evine bazen giderdi bilmediğimiz yerlere...
Yine bir gece Hoca çıktı bahçeye, bağırdı horozları Sarı Zeybek ve Kırmızı Hüsrev’e isimleri de acayipti kendi gibi tuhaftı horozları…Tavuğun adı da Bambaşka’ydı evet evet Bambaşkam gel buraya! diye bağırınca anlamıştık ki;
iki tüyü kalmış cılız tavuğunu çağırıyordu…
Vallahi aklımız ermiyordu bu Hoca’nın yaptıklarına.Bekar değildi ama evli de değildi.Karısının adı varmış bize söylemezdi.Kıskanırmış onu ayrılsa da.Yırtmıştı resimlerini atmıştı sokaktaki çöp bidonuna.Birgün toplandı mahalleli vurdu kapı tokmağına.Kadınlar önde, erkekler geride nefesler tutuldu... Hoca ne suç işledi acaba? diye merak ettik biz gençler durduk beride başladı söylenmeler, şikayetler.
_Mahalle manavı, karısı Necmiye’nin arkasında elindeki elmaları fırlattı zavallı adamın suratına. Şok olduk, kalakaldık nasıl yaptı bunu Manav Rıza!?Lakin tüm esnaf ve mahalleli haykırdı dertlerini,meğerse hoca bir hayli kabartmış hesap defterini…Kasap Necmi,berber Feyzi, bakkal Rüstem efendi…Daha pek çok kişi bağırdı Hoca’ya.Çeneleri yorulunca çekildiler yuvalarına.Akşam olmuştu, Hoca hala içerideydi.Penceresinin gerisinde korkuyla beklemekteydi.”
“Ah bir çıkabilsem bahçeye,kavuşsam Sarı Zeybek ve Kırmızı Hüsrev’ime.Hele o Bambaşkam’a sarılabilsem yatırsam dizlerimin üzerine sevsem sırma telli tüylerini, baksam güzelim üzüm sarısı gözlerine…Üzüm dedim de yine canım çekti bak …Bu vakitte onca borcun içinde nasıl gideceğim Manav Rıza’ya bir dövmedikleri kaldıydı. Eh be Nazin Hanım, neden beni bırakıp kaçtın.Suçum neydi de bu aleme bizi bu yaşta rezil rusva ettin...
*******
Nurcan TALAY
20.03.2009
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.