- 529 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
O Deniz
Yarın sabah begonyamı sularken başka tür bir ışıltı saçacak gözlerim. Sanki ilk kez görmüşüm gibi, bir ad bulmaya çalışır gibi, yepyeni bir şeymiş gibi davranacağım ona. Yaprakları daha yeşerecek o zaman. Daha doğrusu ben öyle göreceğim. Her şeye daha parlak renkler verecek gözlerim. Sokaktan kaç yıllık komşumuz Naciye Hanım mı geçti mesela, bu rengarenk gözlüğün onu bambaşka bir görünüme sokmasını; mantosunu, ayakkabısını sıradanlıktan çıkarıp onu tanımlayan eşi benzeri olmayan birer parçası olarak göstermesini izleyeceğim doyumsuz bir keyifle.
Bu kadar kesin konuşmam boşuna değil. Sana güveniyorum kelimelerimi yaşama asılı tutmak için. “Bugün olanlar neden yarın ya da bir başka gün de tekrarlanmasın ki!” diyorum gözlerin odamın duvarından bana gülümserken. Ben her şeye inanabilirim artık. Nereye baksam gülümseyen bir çift mavilik odak noktasına konuveriyor baktığım o yerin. Tüm anlamları yok edip kendisininkini koyuyor yerlerine.
Bu yüzden her şey çok daha parlak olacak derken hiç de abartmıyorum aslında. İnanmazsan bir sabah sahile in, insanları ve diğer şeyleri gözle. Deniz varken bir yerde, tüm boşlukların nasıl dolduğunu, şekillerin öncekine göre nasıl da belirginleştiğini göreceksin. Başka bir yerde için sıkılarak öylesine bakıp geçtiğin her şeyin denizle birleşince kazandığı yepyeni görünümleri ve anlamları keşfedeceksin sen de.
Yeter ki kaybetme kalbindeki ürperişi! Onu veren her neyse sıkı sıkı tutun ve yaşantındaki yüzlerce ayrıntının silinip gitmesini önlemesine izin ver. İşte sen o ürperişsin sevgilim. Her şeyi yeni baştan tanımlamamı; eskimeyi, çürümeyi yaşantımdan def etmemi, begonyamı aşina bakışların görmezliğinden kurtarıp yeniden penceremin köşesine koyduğum ilk anki kadar görünür kılmamı sağlayan, dünyamı parlak renklere boyayan o masmavi denizsin sen.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.