- 1243 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Olduğunuz Yerde Durun Hatta Gerilere Gidin
Çok önemli bir kuşaktır,şimdi kırk yaş ve üzeri grubu taşıyan yaşayanlar.Dersem ki”tekerleğin icadını “görmek kadar önemlidirler şaşırmayın!Önemlerinin kaynağı;teknolojik hızın en büyük ivmeyi kazandığı dönemle,durgun dönemden bu döneme geçişi yaşamalarıdır, baş döndürücü bir hızla.Akla hayale gelmeyecek gözlemler edinen bir çağın elemanlarıdırlar denirse inanın hiç abartılmamış olunur.Bu çağı yaşamak.Ve önemini,etkilerini irdelemek gerek toplumlar üzerinde.Ve de içeride,bu ülkenin insanları olarak,sahiplenilmesi,sorgulanması gerekeni ne idi bu çağın bizim toplumumuzu ilgilendireni?
Elektronik hızın,nükleer hızın,bağlı ve doğrudan ilişkili teknolojik tavan yapmanın takip edilemeyecek kadar hız ile gelişmesi,piyasaya sürülmesi, toplumların yararlanmasına(?) sunulmasıydı ,günlük yaşamın hemen her alanında.Ahlaksız bir hızla ,yer altı ve yer üstü
kaynaklarının hovardaca tüketime açılmasıydı,haris kazanç edinmenin çabasının bütün insanlığın sırtından silindir gibi geçmesiydi bu bu kuşağın gözledikleri.Şanslı mıyız değil miyiz bilinmez?Gerçek ;insanların günlük yaşamında açık ya da gizli yaşanıyor.
İyi şeyler mi oldu?
Hayır!
Genel değerlendirmesini bildik çizgilerde birlikte yapalım teklifini sunuyorum size.Bilimsel pek çok ayrıntıdan uzak kalarak,güncel bildiklerimizle.Sağımızdan solumuzdan.Evimizden,işimizden,yatağımızdan, konuk ağırlayıp konuk olmaya kadar ki süreçte; biz nerelerdeydik,nerelere geldik,gittiğimiz yönün gösterdiği hedefler, öngörülerle nerelerdir?Geldiğimiz yer ve zaman mı iyiydi,yoksa vardığımız şu an içinde olduğumuz şimdiki zaman mı?
Radyo yoktu ülkemizin her yanına yayılmış.Lambalı kocaman sandık gibi radyolarla,üzerinde çok kutup başlı kocaman bir paket olan batarya(pil)lı,damda porselenlere bağlanan kabloların oluşturduğu antenlerden sağlanan yayınlar.Parazitlerden zor anlaşılan ses dalgalarından,bu gün cebimizde dünyayı taşıyabilecek görüntülere sahip olan küçücük ,ses ve görüntülü araçlara uzanan boyutta kazanımlarımız ve kaybettiklerimizin rüyasına yatmaya gerek kalmadığını bildiğimize göre sorgulamanın gecikmişliğiyle sağlam cümleler kurmanın yeri ve zamanıdır diye düşünmemiz gerek değil mi?
Neydik,ne olduk?
Bir lokantanın camında ki şu yazıdan yola çıktık diyelim;” ev yemekleri bulunur“...Neden?Ev yemekleri kayıp mı oldu?Mağazanın vitrininden;”evlerde kendi kendine ekmek yapan(?)”ve önünüze sunan “ekmek robotu” unun, mayayı ,tuzu ve diğer malzemeleri de çarşı pazardan alıp,ekmeğide hiç el değmeden soframıza getirip,hatta dilim ve lokmaları hazırlayıp ağzımıza dürttüğünü(?)hala anlayamadık değil mi?Çılgın bir istekle evlerimizi gerekli gereksiz eşya ve araçlarla donatmanın akıl almaz savurganlığıyla,dünyanın parasını,alın terimizi,emeğimizin karşılığını nasılda teknolojik aldatmaların kurbanı ettik değil mi?Çarşıdaki fırınlarımızın önünde,odun ateşinde pişirilen pide veya diğer ekmek çeşitlerimiz için neden kuyruklarda bekliyoruz o zaman.Kemanıyla en popüler besteyi çalabilen robottan ,yıllarca eğitim alıp, terini ,yaşamını ,yeteneklerini nefesiyle bedeninin her zerresindeki sayısız hünerini canlı sunan bir sanatçıyı neden hep aranır olduk.Şehrin en modern(?)semtinden kaçarak sığınılan doğanın yeşillik,sulak,hatta kayalık yerlerini barınak bilip,bize kucak açışına kadar ,hâlâ bizi kabul edişine kadar tartımımızdaki ne var ne yoksa ,dengelemeyi nasıl yapıyoruz şu sıralar,birbirimizi nasıl anlıyoruz,ne kadar görüyoruz birbirimizi?
Bizi esir alan pek çok araç gerecin,aslında nelerimizi alıp götürdüğünü bilerek ,yaşamanın verdiği huzursuzluğu içimizde ezikçe saklamanın ,ne kadar merhametsiz bir psikolojik saldırının marifeti olduğunu anlamadıkça ,bu hızın sonunda gelecek felaketi ne yazık ki yaşayacağız,lakin çaresizlik içinde belki şimdiki kuşak,belki bir sonraki kuşağın yaşaması olası yokluğun,ahlaksızlığın,sefaletin yaşanmasına da;bilmeyerek demiyorum, bilerek katkıda bulunacağız.
Radyo başında dinlenen haberlerdi(ajanslar),ilk merak giderenler.Devamında öğlen yemeklerini veya akşam yemeğini birlikte yerken dinlenen şarkı ve türkülerdi.Dikkat ediniz;aile bir arada yemek yiyebiliyor!Sonrası radyo hemen kapanırdı.Nedeni basitti:Eskiyip arıza yapmasın,bataryası pahalıdır, hemen bitmesin,elektrik kullanımı çok olmasın idi.Zaten elektrik olan pek çok yerde de petrol ile çalışan jeneratörler(şirketler),akşam devreye girer,gece yarısı karanlığa gömülürdü sokaklar.Bekçilerin düdük sesleri,bazen ay ışığı,gece gezmesine gidip gelenlerin gemici fenerleri,lüks gazyağlı lambaları aydınlatırdı sokakları.İnsanlar; çok önemli bir olay olmadıkça,doğum,ölüm,düğün gibi, sekiz dokuz saatlik uykularını almış,erkenden işe güce başlamış olurdular.Sabahtan akşama çalışmak,hem her insanın kendisine yeterli geldiği gibi,çalışamayacak insanlara da yeterdi.Yoksullar olurdu, ama yoksullar yoksul bırakılmazlardı.Şimdilerde gün 24 saat,bölü 3,eşittir;8 er saatlik vardiyalı sonsuz çalışılan iş alanları dünyamıza hakim.Üretilen o kadar çok ki,Pazar yaratmak için tüketimi arttırmak gerek.Bunun çok kısa yolu akılsız toplumları savaşa sürükleyerek önce mallarını sonra onları tüketmek…Tüketimi arttırmak için laboratuarlarda bilimsel(?)açılımlarla kitlelerin kanına nasıl girileceği konusunda,sosyolojik,psikolojik çalışmalarla onları gütmek gerek.
Ayak üstü yiyeceklerin,binbir çeşit cep telefonları,her tür araç ve gerecin model sunumları gıdım gıdım yapılıyor piyasaya.Radyo aşamasını aşıp,lambalı tv ler,transistor lü tv ler, siyah beyaz tv ler,renkli tv ler,uzaktan kumandalı tv ler,lcd tv ler,plazma tv ler,yarın bir gün onlara da gerek kalmayacak;orta yerde oynayan bizlerden oluşan üç boyutlu aklını oynatmışların tv leri,vs…
Donmuş gıdalar,yapay platformlarda üretilen sebze meyveler,makinalara bağlı inekler,durduk yerde meme veren salatalıklar,evde yemek yemeyi ayıp sayan çocuklar!
Evet!Hassas yere değinmeye az kaldı.Ailenin sıcaklığını anlamadan çocukluktan sıyrılıp yaşama demir attırılan, ruhları yok edilmiş modern köle kuşaklar.Anneye anne demekten,babaya baba demekten utanan çocuklar.Nereden türedi denemez!Açın evinizdeki görüntü ve ses veren her aleti,bakın neler dikte ediliyor kafalara.Nasıl olsa vardiyalı çalışmalar sizi işyerlerine bağlıyor.Evde çocuklar yalnız.Aile büyüklerini evlerde barındırmakta”şekerim ,olur mu bu zamanda hani.Bakım evleri var,mis gibi bakıyorlar ”mazeretini haklı gösterip birbirini onaylayarak,dede,nine sıcaklığını,bilgeliğini,koruyuculuğunu,büyük aile olma ayrıcalığının üzerine kabaca “yapıp”,okul,dershane,özel öğretmen,özel kurslar,tv lerde diziler filmler,bilgisayarlarda oyunlar,ucube görüntülerle oluşturulan”bakarkör”bir toplum yapısına beyinleri yıkanmış olarak izin vermek.
Dayı,teyze,hala,amca,dede,nine ve akraba ilişkilerinde genellikle dudak bükme.Hatta bu ünvanlarla değil de terbiyesizce isimleriyle çağırma gibi,sadece bizim toplumun değil bütün dünyanın sorunu olmamalı mı?
Gece veya tatil günlerini yakınlarıyla birlikte geçirmenin günümüzde garip geldiğini veya büyük yerlerde yaşamanın buna izin vermediği gerekçesinin ardına sığınmak kadar ihmali büyük ne olabilir ki?”Haydi,falanca alışveriş merkezine gidelim”.Amaaan,şimdi eniştemin ağız kokusunu mu çekeceğiz”, ya da”annemler iyi hoş da,küçük kızı iki saat anlatacak,vallahi dayanamam.Zaten hafta boyunca eşekler gibi çalıştım.”…Gibi,bir iki saati kurtaracağını sanmanın aptallığıyla,birlik olma,büyük aile olma,temel aile yapısının,ruh sağlığına yapacağı katkıları görmezden gelerek hem kendilerinin,hem çocuklarının geleceğini kaygan zeminlere sürüklemek.Komşuluk,mahalleli olmak,aynı şehirden veya ülkenin insanı olmanın verdiği tutkunlukla,dünyadaki tüm halklarla insana yaraşır,erdemli bir bütünlük içinde kardeş gibi,dostça şu atmosferdeki havayı solumak.
Başlangıç noktamızın çekirdek ailenin gelişmesine bağlamanın en akıllıca yol olduğuna inananlardanım.Toplumların temel yapısı olması nedeniyle elbette ki!
Tüketimin bilinçli olması,her gördüğünü alan değil,hedef belirleyip alınması gerekeni almak olduğuna inananlardanım.Parçalanmış aile yapılarının ne yapıp ne edip birleştirilmelerinden yana olmayı düşünenlerdenim.
Evlilik kurumunu kuracak insanlara,kesinlikle zorunlu olarak her şehirdeki özel kurulmuş eğitim kurumlarında,cinsel,zihinsel,geleneksel,çocuk ve sorumlulukları konularında akademik formasyonlu öğreticiler ve de teknolojiyi görsel olarak bu amaçlara hizmet edecek biçimde kullanarak sağlam,sağlıklı toplum yapısını oluşturmak gerektiğine inananlardanım.
Yapılanların hoşgörülüğü insanların yüzüne,cebine ve yüreğine yansımadığı sürece hangi toplum olursa olsun işe yarayacağına inananlardanım.
Tepe ile taban arasındaki uçurumdan düşüşün aradaki açık kapatılarak yumuşak düşüş olması gerektiğine inananlardanım.
Kırk yıl,elli yıl önceki dostlukları,yaşam biçimlerini,ahlak ve görgüsünü ve de aile yapısındaki sıcaklıklarını arayanlardanım.
Bu günden eksik olan her türlü maddesel yokluklarına karşın arayanlardanım.
10 aralık 2007 Denizli
YORUMLAR
Kırk yıl,elli yıl önceki dostlukları,yaşam biçimlerini,ahlak ve görgüsünü ve de aile yapısındaki sıcaklıklarını arayanlardanım.
Bu günden eksik olan her türlü maddesel yokluklarına karşın arayanlardanım.
YAŞIM 35 BEN BİLE YAVAŞ YAVAŞ ARIYORUM Kİ...SİZİ TAHMİN EDEBİLİYORUM
TEBRİKLERİMLE