- 615 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞAŞIRIP KALDILAR
Ahmet AYAZ
GAZİANTEP HAKİMİYET GAZETESİ 26.12.2011
Kürt Mahmut,19.yüzyılın başlarında Oğuzeli’nin Yakacık (Zıramba) köyü sakinlerinden bir zattır..Suriye Osmanlı’nın iken,Halep’te yevmiye pahalıdır diyerek,Helep’e beş arkadaşı ile birlikte buğday biçmeye gitmişler. .Arkadaşları,Halep’te dil bilmediğinden zorluk çekeriz deseler de;Kürt Mahmut,“ Benim anam Arap,babam da Kürt’tür.Ben üç dili de çok güzel konuşurum,bu konuda hiçbir kaygınız olmasın” demiş .Beş arkadaşı ile birlikte Halep’in yoluna yaya olarak düşmüşler. .Halep’e yetiştikten sonra, Halep’in bir köyünde de bir çiftçinin buğday tarlasını biçmeye başlamışlar. Başlamışlar başlamasına da, akşam olunca kendilerini ahırın bir tarafında,hayvanların içinde yatırmışlar. .Ayrıca ahırın kapısında ağa yatıyor, ağanın yanında zincirde bağlı bir kurt köpeği varmış. .Lavaboya bile çıkamıyorlarmış. .Ağanın baş ucunda da beşli bir mavzer, ay ışığında parlaya parlaya duruyormuş. .Kürt Mahmutlar sabahı zor ediyorlarmış, ama,yevmiyelerde işin bitiminde olduğundan,gündüz işi bıraksalar haklarını ağadan alamayacaklarmış.
Bunlar sabahleyin tarlaya giderken,kendi kendilerine uzunca bir müddet düşünmüşler ,hesap kitap etmişler. Bakmışlar ki,çekilecek bir dert değil! Alacaklarından da vazgeçerek buğday biçme işini bırakmışlar ,o köyden ayrılıp,artık memleketlerine gelmek üzere aç ve susuz olarak yola düşmüşler. .Yollarına bir Arap atı çıkmış. .Arap atının üzerindeki adam, omzundaki beşli mavzere mermi sürdükten sonra başlamış konuşmaya. Fakat Arapça konuştuğu için söylediklerini yalnız Kürt Mahmut anlıyormuş. Adam “ben işçi bulamıyorum.Benim buğday tarlamı siz yevmiyenizle biçeceksiniz! Aksi halde sizi burada kurşunlarım! Bakın burada hiçbir kimse yok! Sizi burada öldürdüğümden Allah’ın bile haberi olmaz!” dermiş. Adamın söylediklerini Kürt Mahmut arkadaşlarına anlatınca, arkadaşları bir defa sağa sola bakındıktan sonra biraz da düşünmüşler. Fakat bir türlü bir kurtuluş yoktur. Adamla birlikte,buğday tarlasına girmişler. .Başlamışlar buğdayı biçmeye. Yemekleri güzel, suları temiz,yatakları temiz. .Bir müddet çalıştıktan sonra,bunlar tam yemekte iken,ağa bunların yanına gelmiş. Yine atın üzerinde,yine omzunda beşli mavzer,arkasında da kocaman bir kurt köpeği var. Ağa selam verip attan inmiş, bir müddet bekledikten sonra, ağa birdenbire çok hiddetli bir şekilde Arapça konuşarak,bunların çalıştıkları günlerini hesaplamış. .O günkü yarım yevmiyelerini de tam olarak hesaplayıp teker teker ellerine tutturmuş. .Kürt Mahmutlara da buğday biçme işini bıraktırmış. .Kürt Mahmut’un arkadaşları bir şaşkınlık içinde, Kürt Mahmut’a sormuşlar;“ Ağa ne diyordu, neye sinirlendi, işimize niçin son verdi?” Kürt Mahmut anlatmış. Ağa diyormuş ki,“ Benim arkamda,benimle birlikte gelen köpeğim, size bir süre kuyruk salladı, etrafınızda defalarca dolaştı. Benim köpeğime,benim ekmeğimden biriniz bir parça koparıp ta atmadınız.Siz insanlıktan uzaksınız.Sizin biçtiğiniz buğdayın bereketi de olmaz! Bir atasözü var,“ El malıyla adamlık edemeyen, kendi malıyla hiç edemez.” Sizde adamlık denen bir şey yoktur. Alın hesabınızı bundan sonra benim buğdaylarımı biçmeyin” demiş. Kürt Mahmut, bunu arkadaşlarına böylece anlatınca, arkadaşları bu nasıl bir ağa diye şaşırıp kalmışlar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.