- 587 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BİRAZ DA BİZİ ÖLDÜRSENİZ!!!
Hocanın meşhur fıkrasıyla başlamak istiyorum bu günkü yazıma, hem gülelim, gerçi ağlanacak haldeyiz ama hem de benzeşliği nedeniyle biraz düşündürebilelim.
Hocayı ramazanda iftara davet etmiş biri. Yemekte koca bir sini börek var, konmuş yer sofrasına, ev sahibi tepsiye yumulup yutarcasına börekleri atıştırıyor, atıştırdıkça da, tepsinin dolu kısmını kendi önüne döndürürken bir yandan da her lokmada, “Ohh, öldüm” diyormuş. Bu sırada da hoca, her uzandığında bir türlü bir dilim bile börek alıp yiyemiyormuş.
Hoca bir bakmış, iki bakmış her lokma yutuşunda “Oh öldüm” diyen ev sahibine, birader demiş: Yeter artık, bırak, biraz da biz ölelim…
Şimdi bu fıkra doğrultusunda açalım konuyu biraz kenar köşesinden…
Eşlerin, ölen eşin de maaşını almasını engellediniz, yetimin babadan da almakta olduğu maaşını da engellediniz, memurun işçinin ikinci bir işte çalıştığında emekli maaşını da kestiniz, doktorlara da öyle ve iki iş yerinde birden çalışamazsın dediniz ya da emekli maaşı alıp da tekrar doktorluk yapamazsın da dediniz!..
Peki sizin ayrıcalığınız nedir de, hem emekli hem de milletvekili maaşı alıyorsunuz? Üstelik maaşlarınız o denli yüksekken?!
Üstelik, siz iki yılda emeklilik hakkına sahip oluyorsunuz da, biz 60 yaşına kadar bekliyoruz! O iki yılda kaçınız doğru dürüst bir iş yapıyor, kaçınız bir yaraya merhem oluyor da hak ediyorsunuz bu kadar kısa sürede?!
Allahtan reva mı bu?!
Efendim, belli makamdakilerin makam araçları varmış da, vekillerin yokmuş, seçim bölgelerine gitmek masraflıymış…
Ben mi diyorum gel diye, bunca yıl geldiniz de, palavradan başka ne nutuk attınız, o attığınız nutukların, o vaatlerin, sözlerin hangisini yerine getirdiniz? Gelmeyiniz efendim, gelmeyiniz, bana mı, benim için mi geliyorsunuz?! Ayrıca vatandaş neredeyse her gün benzine gelen zamla, alabilmişse, varsa aracı, benzin koyamaz duruma geldi, haberiniz var mı?!
Efendim onlar düğünlere gidiyormuş da çeyrek altın kaç liraymış, onurları varmış, altın takmaları gerekirmiş!
Kaz istediğinden pek tabii ki tavuğu esirgemeyeceksin?
Ama halk öyle mi ya, o da takıyor düğünlerde altınını ama senin gibi kaz beklentisiyle değil, yürekten, isteyerek, boğazından keserek gerektiğinde! Hoş artık her düğünde altın takacak gücü de kalmadı ya!
Şimdi o halk sizden daha mı az onurlu oldu bu durumda?!
Birisi de, bir haftadır et yemediğinden bahsediyor utanmaksızın, haberi var mı acaba, halkın pek çoğunun bayramdan bayrama et yiyebildiğinden, o da birileri getirip vermişse şayet!
Hastalığının takibinde olduğu hocayı sen hastaneden at, biliyorsun ki dışarıda muayeneye gücü de yok, ameliyat gerekse, hastaneye gereksinim var üstelik ama sen kendi çıkarttığın yasaları del, özelden profesör getirt takım taklavatıyla devletin hastanesine ve ameliyatını orada ol! Hatta, yurt dışından kemoterapi cihazı getirt kendine özel. Biz de burada, bir tetkik, bir kemoterapi vb için aylarca sıra bekleyelim! Raporlu ilaçlarımızdan katkı payı kesmeyi de ihmal etme bu arada!..
Siz halkçıyım diye yırtınan, siz sosyal demokratım diyen, seçim öncesi halkın çıkarlarını gözeteceğim, hakkını yedirtmem diyenler, ne oldu, dut yemiş bülbüle döndünüz de, gecenin bir yarısı, oy birliğiyle kabul ediverdiniz maaşlarınıza zammı?!
Hani emeklilerin mağduriyetleri giderilecekti, hani dengesizlik giderilecekti, hani intibak yasası düzenlenecekti?!
Hani bütçe müsait değildi, hani yoktu para da kaynak yaratmaya çalışıyordunuz, ancak 2013 yılında gerçekleşebilecekti bunun maaşlara yansıyışı?!
Sizin maaşlarınız hangi kaynaktan? Yoksa emekliye yarattığınız kaynağa kıyamadınız da yine, “Niye ben yemiyorum da, yedirmeye çalışıyorum, hazır suyun başındayken, kendi küpümü doldurayım” mı dediniz? Gökten zembille mi indi yoksa, o suyu hep size akan kaynak?!
Bir ay bir deneyiniz bakalım o asgari ücretlinin 500- 600 Tl’lık maaşıyla geçinmeyi. Kuru ekmek yeseniz yetmez, kaldı ki bunun kirası, elektriği, suyu, yakıtı da var, çocukların okul ve giysi ihtiyaçlarını hiç saymıyorum bile!
Ya siz? Siz sendikalar, dernekler… Siz neredesiniz, ne oldu, sizin de sesiniz soluğunuz kesildi, nedendir böylesi adaletsizlik, böylesi uçurum karşısında bu denli susuşunuz?!
Ayıptır yahu, utanır biraz insan, biraz vicdanı sızlar!
Ayrıca hiçbiriniz de bir daha Allah, din, iman nutukları da atmayın.
Nasıl bir dinse o sizinkisi, hangi dinse, kendine Müslüman ilkeli!..
Benim dinim, komşusu açken tok yatılmaması gerektiğini söylüyor, benim dinim, yoksula, yetime yardımı emrediyor! Peygamberim ve o dört halifesi, halkı yoksulluktan kıvranırken, kendileri lüks içinde yaşamıyordu ve devlet kasasından kendi küplerini nasıl doldursamın hesabını değil, halkının ihtiyaçlarının giderilmesini öncel tutarak hesabını yapıyordu!
En önemlisi de, kul hakkıyla gelme diyor Yaradan!..
Siz nasıl vereceksiniz bunca insanın hakkının hesabını?!
Boşuna kılıp durmayın o namazları, tutmayın oruçları, af da dilemeyin Allahtan, onun da hakkı yok kulun hakkını affa, kulun kendisi affetmedikçe.
Ama bilin ki hiçbirimiz hakkımızı helal etmiyoruz sizlere, etmeyeceğiz de!
İyiden iyiye anlaşılmıştır ki siz bize değil kendinize vekilsiniz her defasında…
Anlamadığım da hâlâ size neden oy vermeye devam ettiğimiz!
Ama bundan böyle, seçim zamanlarında, sakın benden oy moy istemeye kalkışmayın hiçbiriniz!
Başkalarını bilmem ama bundan böyle hiçbirinize benden oy yok!
YORUMLAR
Yüreğinize ve kaleminize sağlık.
Bir kaç gün önce bende aynı düşüncelerle bir yazı yazmıştım.
Yazınızı beğenerek okudum. Tebrik eder, saygılarımı sunarım.
perihan reyhan ALKAN
Allah sonumuzu hayreylesin ama bu gidiş iyiye gidiş değil!
igi ve görüş bildiriminize teşekkür ederim efendim.
Selam ve saygımla.
perihan reyhan ALKAN
İlginize ve görüş bildiriminize teşekkür ediyorum efendim.
Selam ve saygımla...