ölmek; "olmak" fiilinin ince seslisi...
Canım sıkılıyor ve ilk ölümümü hatırlıyorum; mükemmel bir orgazm ve sonrası boşluk…
Yine ölüyorum…
Burun deliklerimin içinden gözlerimin akı fışkırıyor o an. Çevremdeki canlılara özgü bir rasyonelliği çoktan yitirdiğimin farkına varıyorum.
Kalbimdeki kağıt kesiklerinden parmaklarıma doğru kırmızı bir mürekkep akıyor. Ellerimin halet-i ruhiyesi fena ...
Aynaya bakıyorum ve tanrı kendi varlığını başka türlü de kanıtlayabilirdi diye düşünüyorum.
Ölüyorum…
Kendi ölüm haberimi uzak bir tanıdıktan alıyorum. Yaşamın garanti ettiği bu sona bir tek kelimeler şahit olsun istiyor ve başlıyorum yazmaya.
28 yıldır bedenim ruhum tarafından istenmeyen bir çocuktu sanki. Hep hor gördüm iç ve dış organlarımı. En çok da kalbim ve ciğerlerimi…
Masa başında izliyorum.
Ruhum sonunda onu bir cami avlusunda bırakıp kaçıyor ve bedenimi Harley Davidson marka çizmeler giyen bir imam evlatlık alıyor.
Tümevarım... Yokavarım… Yoktan yere varım…
Tanrıya daha yakınım!
Hatta onun tüm kombinasyonlarda zaman üstü bedenlere bürünebildiğini görebiliyorum.
Dirimin ötekileştirilmiş hali daha kaç kez sınayacak yaşarken beni bilmiyorum.
Ama ölmek, hele hele benim ölümüm somut ve tartışılır bir edim değil anlamlandırmaya çalışmayın istiyorum.
Son zamanlarda kafamı karıştırıyor Bay Goethe ; "Neden bu anlamsız yaratılış, yok olacaksa bir gün her yaratılmış?" diyerek bakıp bakıp yüzüme.
Anlamlandırmıyorum ama ölüyorum ve bir daha hiç canım sıkılmıyor.
fhrn-jir
YORUMLAR
ölmek, düşmek mi, buz tutmuş yolda ayağın kayınca?
ölüm, teslim olmakla direnmek arasındaki mesafesizlik mi?
ölüm,günahlarımın bedelini ödeyeceğim hapishane mi?
en kötü şartlara sahip özgürlük,en iyi ölümden daha cazip mi?..
önemsiz ve önemli şeyler arasındaki umursamazlık mı?
Ölmek hakkında ön yargılıyım:
onu nefret edecek kadar önemsiyorum;
çünkü, o’na dair korkular doldurmuş bedenimi...
Ölüm, korkulacak bir şey mi?
yoksa ölümden korkmamak mı gerekli?
Ölüm, önemsenecek en son şey mi?
Aslında, o bir zavallı
ve hiç kimseyi ısıramaz dişsiz ağzıyla!
İyi ama, cesaretim neden kırılmakta?
Neden, düş kırıklığı yaşamaktayım?
Düş kırıklığım cesaretimin kırılmasından mı?
Tir tir titriyorum!
Cesaret olmasa da titremek ayıp değil mi?
Utanmalıyım!
sevinin, sevinin
hayat sigortaları
ölümlü ruhlar için
ölüm parası verecek!
HARİKA YAZINIZA YORUM YAPARKEN ORTAYA ŞİİR ÇIKTI, GÖRÜYOR MUSUN SEN...HERŞEY BİR VESİLEYLE OLUYOR, ŞİİR DE, ÖLÜM DE... DUR,SİZE ON PUANI VERİRKEN BUNU DA YAYINA VEREYİM BEN...SAYGIYLA