- 2482 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Türklerde Bozkurt ve Kartal Motifleri
Türkler tek Hak Din olan İslamı seçmeden önceki dönemde de Gök Tengri kavramı ile kutsal bir inanışa sahiptiler.Bozkurta yada kartala tapınma gibi bir durum söz konusu dahi olmamıştır.Din husunda kutsal sayılmamış ancak milli bir değer içermiştir.Türklerde bozkurt ve kartal diğer tüm milletlerde olduğu gibi milli düşünce ve özelliklerinin sembolleştirilmiş şeklidir. Yer yüzünde her millet kendisine bir hayvanı sembol edinmiştir. Örneğin ;Rusya’nın Ayı, Hindistan’ın İnek,İngiltere’nin Aslan,İsrail’in Tilki , Fransa’nın Horoz, İspanya’nın Boğa,Çin’in Ejderha,Avusturya’nın Kangurudur. Bu milletlerin seçtikleri ve kendileri ile özdeşleştirdikleri sembolleri tercih etmelerinin sebepleri vardır.;Rusların milli sembolü olan beyaz ayı uzaktan bakıldığında çok sevimli ve hatta yanına gidip onu sevme iştahı bile uyandırır ancak beyaz ayının bu cezbedici sevimliliği ile yanına yaklaştırdığı avına öyle bir darbe indirir ki , pençelerinin arasına öyle bir alır ki bir daha kurtulmak mucizelere bağlıdır.Sakinliği ve çekiciliği altında son derece vahşi ve ezici bir karaktere sahiptir.
Tıpkı komünizm rejiminin dışarıdan hak,özgürlük ve eşitlik yaklaşımlarıyla insanları kendisine çekip sonra ezmesi,sömürmesi ve insanlıktan çıkarması gibidir.Görüldüğü gibi sevimli görünen beyaz ayı sembolü Rusların milli düşüncelerini çok iyi sembolize etmiştir.
Türklerin Bozkurdu ve Kartalı seçmeleri de bir o kadar manidardır.
Her şeyden evvel bozkurt evcilleştirilemeyen , insanların kendi istek ve arzularına göre kullanamadıkları tek hayvandır.Dünyanın hiç bir yerinde bir bozkurdun evcilleştirildiği görülmemiştir.Dünyanın en büyük sirkleri en vahşi yılanları,timsahları,aslanları , kaplanları evcilleştirebilmiş ancak bozkurdu bir kapalı kafeste dahi tutamamışlardır. Dünyanın en büyük hayvan evcilleştiricisi olan John MCqueen bir bozkurdu evcilleştirmek için çelik parmaklıkları olan dev bir kafese koyup boynuna tasma taktıklarını ve saatler sonra döndüklerinde önüne konan kuzuyu yemeden kafasını parmaklıklara vura vura intihar ettiğini gözlemlemiştir.Bazı işgüzarların kurt kelimesini bozkurd ile özdeşleştirirler.Halbuki kurtlar kendi içerisinde fırkalara bölünmüştür.Türkler bu kurtların tamamını değil sadece bozkurdu kendisine sembol edinmiştir. Çünkü bozkurt zeki ve çeviktir.Tek başına hareket etmez.Yakaladığı avı paylaşır ve yanındakilerle yer.Kelimenin tam manasıyla toplumculuk özelliğine sahiptir. Asla leş yemez , onun bıraktığı leşi çakallar yer.Avının üzerine çok akıllı taktik ve stratejilerle saldırır.Saldırıdan ziyade tıpkı savaş taktikleri uygular. Avını görür görmez neticesini düşünmeden açlık ve avlanma hissi güderek saldırmaz , önce ekip halinde avının kaçıp kurtulabileceği tüm yolları tıkar , en uygun tuzağa düşene kadar bekler , çevresini hilal şeklinde çevreler, sarar ve hep birlikte saldırırlar. Avını kesinlikle elinden kaçırmaz , en kısa zamanda yok eder.
Bozkurtların en önemli özelliklerinden biriside liderlik vasıflarına sahip olmasıdır.
İki veya daha fazla bozkurt bir araya geldiklerinde içlerinden birisi mutlaka lider olur.Faaliyetleri ve kendileri o lider etrafında kümelenir. Bir diğer önemli özelliği ise avlarını yakaladıkları vakit ilk önce dişilerin ve yavruların karınlarını doyurmalarını sağlarlar , daha sonra kendi karınlarını doyururlar. Bozkurt hürriyetine ve özgürlüğüne önemli derecede düşkündür.Hürriyetsiz yaşayamaz, adeta duygusallık içinde kendisini ziyan ederek ölümü tercih eder.Karda yürüyen 40 bireylik bir sürüyü takip eden biri sadece 5-6 ayak izi görebilir. Çünkü sürü önde giden lider Bozkurt’un ayak izlerine basarak ilerler. 6-7 kurt bulacağınızı düşünürken koca bir sürüyle karşılaşabilirsiniz.
Tüm hayvanlarda bir yavrunun annesi yada babası ölürse yavru da ölür. Fakat bozkurtlarda sürü hiyerarşisi buna müsaade etmez , yavrunun hem annesi hem de babası ölse dahi yavru hayatta kalır. Diğer sürü üyeleri yavruyu evlat edinir ve kendi yavruları gibi büyütürler.
Bozkurtlar, yanında kuzusu olan koyuna saldırmazlar.(Yavrusu olan bir hayvana saldırmazlar)
Bilim adamları da ayrı bir araştırma yapmış ve üstten delikli bir hüscreye atılan bozkurdun önüne konan canlı kuzuyu günlerce aç olmasına rağmen yemediğini , yerinde duramayarak kafasını hücre duvarlarına vurarak kendisini ziyan ettiği ispatlanmıştır. Yine bilim adamları tarafından tek eşli olduğu gözlemlenmiş dişisinı kıskandığı ve ölüm anına kadar ona bağlı olduğu bilimsel gözlemlerle kanıtlanmıştır.,,
Bozkurt avına yaklaşırken savaş taktiğini kullanır demiştik.Türklerde Hilal ve turan taktiği bozkurtlardan esinlenerek geliştirilmiş bir savaş stratejisidir. Metehan’ın bulduğu askeri onluk sistemini bu gün hala tüm dünya orduları kullanmaktadır.Metehan’ın bu askeri onluk sistemi ve disiplini kitabelerdeb anlaşıldığı üzere bozkurtlara bakarak geliştirmiştir.
Bu sebepten bozkurt Türklüğün sembolüdür.
Kartal motifi de aynı şekilde Türk düşünce ve hayat tarzını yansıtan bir semboldür.Çünkü kartal yuvalarını engin kayalıklara kurar , manzaraya ve olaylara daima hakimdir.Alıcı ve avlayıcı bir kuştur. Beslenmesi bizatihi kendi avlanması yoluyladır , akbabalar ve kuzgunlar gibi leş yiyen bir hayvan değildir. Avını cüsse olarak kendisinden büyük olmasına dikkat eder kendisinden küçük olan diğer kuşlara serçe,kırlangıç gibi kuşlara saldırmaz. Tek başına göklere hakim olma duygusuna sahiptir.
Denilebilir ki ; Bozkurtla Türk’ün bağımsızlığı,toplumculuğu, liderlik ve ona bağlılık anlayışı, akıllılığı, cesareti, teşkilatçılığı kartal ile de beylik duygusu , adaleti,büyük davalara sahip olma düşüncesi, Cihan Hakimiyeti Mefkuresi sembolize edilmiştir.
Ancak şunu ifade etmek gerekir ki , eskilerden beri Türkler arasında bozkurdun sembolize edilişi, onun kutsal oluşundan değil, onunla anlatılmak istenen mazi açısından , Türk Kültürü’nün yaşanması ve yaşanması için de mücade edilmesi açısından da öenmlidir.
Çakal zihniyetli insanların dolduğu alem-i insalıkta , bozkurt zihniyetli bir tek kişinin kaldığını hissetmek bile, bu kadim milletin ilelebed töresiyle var olacağının teminatıdır.
Yukarıda ki biyolojik ve karakteristik özelliklere dayanarak aktardığımız sembollerimize destanlarımızda eşlik etmektedir. Ergenekon destanınında bir bozkurdun Türklere yol göstererek yeni yerleri yurt edinmelerini sağlamıştır.
Tarihte bir çok devletimiz bozkurdu ve kartalı ( çift başlı kartal) bayraklarında da kullanmıştır.
Örneklerle açıklayacak olursak şöyledir.
meselemiz.com/wp-content/uploads/2011/09/image00214.jpg
Büyük Selçuklu Devleti Bayrağı Çift Başlı Kartal’dır.
Diğer çift başlı kartal motifleri içeren bayrak ve sembolleri www.yenidenergenekon.com/101-turklugun-hakimiyet-sembolu-cift-basli-kartal/ adresine tıklayarak görebilirsiniz.
meselemiz.com/wp-content/uploads/2011/09/G%C3%B6kt%C3%BCrk-Bayra%C4%9F%C4%B1.jpg
Göktürk Devleti’nin Bayrağı Bozkurt Kafasıdır.
www.cemhaber.com/sayfalar.417.turk_milleti buradaki adreste Nihat VURAL isimli yazarın ” Türklerin SEmbolü Güvercindir” isimli makalesinin ne derece safsatalarla ve milli bir düşmanlık beslediği aşikardır. Bu ismini tekrar zikretmek istemidiğim zatı-muhterem Bozkurdun sembol olmadığını , aksine sembolün bir güvercin olabileceğini iddaa etmektedir.
Bozkurdun sembol olmayışını şu ifadelerine dayandırmaktadır.
”
Ergenekon’un Türk milletinin sembollerinden biri olduğu iddiası son yıllarda oluşmuş ve siyasi akımlarca topluma yansıtılmış bir fikirdir. Tarihin bir döneminde efsane olarak anlatılan bu destan günümüzde yaşayan Türk kimliğinin sembollerinden olmayı çoktan geride bırakmıştır.
Günümüzde Türk Kültürünün yaşadığı coğrafyada bu destanın izlerini canlı olarak bulmak mümkün değildir.
Tarihin derinliklerinde kalmış ve elbette kültürümüzün önemli bir parçası olan Ergenekon Destanı, tarihteki yerinde ve olması gerektiği konumda bulunmalıdır.
Gelişen milliyetçi akımlar ile birlikte tekrar Türk toplumunun önüne konulmuş olmasına rağmen yaşayan kültür ile kendini yeniden var edememiştir.
Bu nedenle Ergenekon destanı yaşayan kültürümüzü ifade etmez. Ergenekon geçmiş kültürümüzü ifade eder. Bu vesile ile kurt sembolü’de hiçbir zaman Türk Kültürünün yaşayan sembolü olmamıştır.”
Kurt il ebozkurdu ayırt edemeyen yazar , Bozkurdun özelliklerini araştırma zahmetinde bulunmadığı için de sembol olarak görememektedir.
Güvercinin sembol olduğunu iddaa etmesi de güvercini mazlum dolayısıyla Türk Milletinide mazlum olarak göstermiştir.
Şu ifadesine dikkat ediniz.
”
Medeniyetler beşiği Anadolu ve yakın çevresinde, Türk kültürü kendini güvercin motifi ile ifade ermiş ve bu motif ile bu coğrafyada kendisini kabul ettirmiştir.
Türk Kültürü, yüksek bir ahlaka dayanan inanç sistemi ile adalet duygusunu bu coğrafyada birinci değer yapmıştır. Kendini diğer kültürler içinde kabul ettirerek dünya kültürüne önemli değerler katmıştır.
Güvercin sembolü Türk İnanç ve kültürünün büyük Piri Hacı Bektaşı Veli Donunda kendini bu coğrafyada ifade etmiş ve kendisini kabul ettirmiştir.
Güvercin mazlum olmayı temsil etmiş, barış ve sevginin farklılıklar arasında yerleşmesini sağlamış ve bu sayede Türk kültürü adeta farklı kültür ve inançları bir araya getirme başarısını yakalatmıştır. Bununla kalmamış farklı milletleri de bir araya getirme başarısını göstermiştir. 72 Millete bir bakmak ve Türk milletini oluşturan toplulukları asli değer kabul etmek bu anlayışın ürünüdür.. O Yetmiş iki milletin de yaşayan bütün unsurlarını kendi varlığında sürdürmeyi en birinci değerlerinden biri yapmıştır.
Dergahlar, kiliseler, camiler güvercin motifi ile birleşmiş ve bir arada yaşamanın örneklerini oluşturmuşlardır.
Bu güvercin Yunus Emre olmuş, Pir Sultan Abdal olmuş, Mustafa Kemal Olmuş, Hrant Dink olmuş ve yaşamaya devam etmiştir.
Bu güvercin Nazım Hikmet’in dizelerinde dünya kültürüne değer katmış, Aşık Veysel’in sazında gönüllere name olmuştur.
.
Mustafa Kemal Atatürk bütün düşünce ve inanç sistemini Hacı Bektaşı Veli anlayışı üzerine kurmuş ve çağdaşlık değerleri ile Türk milletini buluşturarak tekrar farklılıkları bir araya getirmeyi ve yaşatmayı başarmıştır..
Türk Milletinin yaşayan sembolü güvercindir. Hacı Bektaşı Veli edasıyla.
Yukarıdaki ifadeleri gördünüz…
Hrant Dink gibi bir ermeniyi güvercin motifleriyle Türklüğümüze empoze etmeye çalışmaktadır.
Pekiya Mustafa Kemal’i güvercin ile özdeşleştirme gafleti nedir.
Mustafa Kemal eğer bu yazar gibi düşünmüş yada yaşamış olsaydı, Bozkurt resimlerinin olduğu paralar ve pullar bastırmazdı.
Yedi Düvel Türk topraklarını dört bir taraftan işgal etmiş iken o, Türk Milletinin önüne düşmüş, yol göstermiş ve Anadoluda bir kurtuluş yürüyüşünü başlatmıştır.
Yıllar süren Kurtuluş Savaşının sonunda düşman mağlup edilmiş ve Türk Milleti yeniden bir vatan cografyasına sahip olmuştur.
Bozkurt Atatürk bu vatan cografyasında yeni bir devlet kurmuş ve adını Türkiye koymuştur.
O bir Türk milliyetçisidir.O BİR BOZKURTTUR !…
Atatürk Zamanında basılan Bozkurt resimli para ve pullar.
Atatürk, kurduğu devletin Türk adı, Türk dili, Türk kültürü ile yaşamasını istemiştir. Bunun için Türk Milletinin sembolü olan Bozkurtu, Türk devletinin parasınave pullara bastırarak, Bozkurt adını her yerde kullanarak yeniden Türk kültürüne yerleşmesine öncülük etmiştir.
www.bozkurtataturk.com/res/pra-f-ab1.jpg
www.bozkurtataturk.com/res/pra-f-ab2.jpg
www.bozkurtataturk.com/res/para1.jpg
www.bozkurtataturk.com/res/pul1.gif
www.bozkurtataturk.com/res/pul2.gif
www.bozkurtataturk.com/res/pul3.jpg
Vural Egemen Sarıgöz
20/09/2011
Kaynaklar :Türk Gencinin El kitabı – Taş Medrese Yayınları – Şahin Kabakuş- Sayfa-23,24,25 ve 26
www.halilibrahimaydin.webuda.com/bozkurt-nedir-ve-neden-bozkurt.html
www.turkmeclisi.org/?Sayfa=Temel-Bilgiler&Git=Bilgi-Goster&Baslik=turk-kulturunde-bozkurt&Bil=71
www.cerezforum.com/dunya-tarihi/55426-ulkelerin-hayvan-sembolleri.html
www.bozkurtataturk.com/ataturk_bozkurt.htm
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.