- 606 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Olumsuz ve Uyumsuz Karakter
Bazı insanların şeytanın etkisiyle yaşadıkları olumsuz ruh haline ve kazandıkları karakter özelliklerine baktığımızda, nasıl bir yıkıma uğradıklarını görmemek mümkün değil. Sıkıntı içinde yaşayan, her şeye farklı/aykırı açıdan bakan bu kişileri birkaç maddeyle tarif etmek gerekirse:
Bu kişiler vicdanlarının sesini dinlemez, ona teslim olmazlar.
Sürekli olarak çevrelerindekilerin kötü insanlar olduğunu iddia ederler.
Etraflarındaki insanları bir şekilde tedirgin ederler.
Akıllarını beğenirler, kibirlidirler.
Her olay ve her durumda en kötü ihtimalin gerçek olacağını düşünürler.
Adeta sevilmemek için çaba gösterir, sonra da sevilmediklerini düşünür kendilerini kötü hissederler.
Herşeye olumsuz bakar, herşeye karşı çıkarlar. Mutluluğun, yaşanması zor bir duygu olduğunu düşünürler.
Girdikleri her ortamda sıkıntı ve vesveselerini aksettirirler.
İnsanları terslemek, kanırtmak, bağırıp-çağırmak en önemli özelliklerindendir.
Bunlara benzer, ahlakı çirkin hale getirecek diğer özellikleri huy edinir, sonra da bundan dolayı sıkıntı duyarlar.
Tüm bu özellikler şeytanın insan için hazırladığı tuzaklardan yalnızca bazıları. Şeytanın etkisindeki nefsinin verdiği olumsuzluk telkinlerinin etkisiyle böyle aykırı/ters bir kişilik geliştiren insan, çevresi bir yana neredeyse kendisine de düşmandır. Allah’ın kontrolünde olduğundan habersiz, sürekli korku ve endişe içinde yaşar. Hayatı tam bir karmaşadır; daha çok yalnızlığı seçer.
Hayırları, nimet ve güzellikleri göremeyen bu karamsar kişilerin, mutluluğa ve sevgiye inançları yoktur. "Rabbimiz, mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi…” (Müminun Suresi, 106) der, yaşamlarını düşündükçe daha da mutsuzlaşırlar. Normalde sevinilmesi gereken olaylar bile onları memnun etmez. Kur’an ahlakını yaşamak ve Allah’a tevekkül etmek çözüm olacak iken bu kimseler mutsuzluğu adeta yaşam felsefesi edinirler.
Bu yapıdaki insanlara sıklıkla rastlarsınız. Uyumsuz kişilerin hemen her konuda karşıt fikir ileri sürmekten amaçları, doğruyu bulmak ya da en iyi olana ulaşmak değildir. İleri sürdükleri fikir mantıklı ya da mantıksız da olsa yalnızca muhalefet etmek için karşı çıkarlar.
Şeytan, verdiği telkinlerle bu kişilerin kendisi gibi isyankar, nankör, tevekkülsüz, aklını diğer akıllardan üstün gören, enaniyetli ve mütevazı olmayan bir karakter geliştirmelerinde etkili olur. Şeytani özellikler taşıdıkları için bu kimseler, topluluk içerisinde herkesten farklı davranır, herşeyde bir kusur bulur, herşeyden şikayet ederler. Güzellikleri görmez, olumsuz olanı ön plana çıkarırlar. Özveride bulundukları takdirde çözülebilecek bir sorun olduğunda buna yanaşmazlar. Kendilerine bir iyilik yapıldığında nezaketle teşekkür etmek yerine yapılan işte ufak da olsa kendilerince bir kusur bulurlar.
Sonunda bu kişiler, çevresi tarafından uyumsuz olarak tanımlanan, aksilik çıkaran, zorlaştıran, olumsuzlukları öne çıkaran, hiçbir şeyle mutlu olmayan, sürekli şikayet eden insanlar haline gelirler.
İnsan, Allah’a ne denli yakınlaşırsa Allah’ın sıfatları üzerinde tecelli eder. Olumsuz karakter, vicdanını sesini dinlemek yerine nefsinin bencil istek ve tutkularının peşinden gittiği oranda Allah’tan uzaklaşır.
Oysa en zor koşullarda yaşarken bile insanı sevindirecek, mutlu edecek ve şükretmesine sebep olacak birçok nimet ve güzellik vardır. İnsan bunlardan yalnızca birini görüp şükretse, Allah daha fazlasını verecektir.
İnsan olumsuz bakış açısından kurtulduğu, her şeye hayır gözüyle baktığı, etrafındaki güzellikleri, nimetleri, olumlu gelişmeleri görebildiğinde Rabb’inin şefkatini, merhametini, yakınlığını ve en güzeliyle karşılık vereceğini umabilir.
Fuat Türker