- 836 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
G.A.Z.
İnsan zaafı 1917 ateşini çoktan söndürmüştü. Koca bir ülke yeniden yapılanıyordu. Para yoktu ama egemendi ve ilk defe bu kadar çok kişi mutlu-umutluydu (!)
……………
Cezveyi ocağın küçük gözüne koydu adam. Ankastre ocak.
6 dakika uykulu gözleri daldı kaldı bezgin menekşe yaprağına dönmüş doğalgaz alevine.
Oysa geçen sene iki dakikada pişerdi kahve. Bir başkaydı alevin rengi.
Çeşit çeşit gazlar geldi aklına.
LPG (elpici): petrolden üretilmiş gaz.
NPG(enpici): yeraltından çıkan gaz.
BPG(bipici): bitkisel gaz yani .suruk gazı.
Mide gazı, bağırsak gazı, yönetici gazı, tilki gazı, politikacı gazı....
Demek bu doğalgaz güçsüzmüş diğerinden.
Dağlar-tarlalar-yollar-sokaklar oyuldu-eşildi. Uzak diyarlarda dünyanın dibine delik açıldı.
Ne paralar, ne emekler heba edildi.
Borular döşendi. Herkese döşendi. Döşensin diye de ne gayretler gösterildi, özveride bulunuldu. Cep harçlıkları, pazar paraları bile verildi.
……………….
Dünyanın dibine delik açılmış uçsuz bucaksız ülkenin bir kentinin gece mekanlarından birinde nehir çalışanları, kanal çalışanları, dokçular ve gemiciler, bir o kadar da -hatta iki katı -taze, bakımlı-güzel dişiler. Açık-saçık ve güzel de giyinmişler.
İçiyorlar, silkeleniyor, silkeliyor- eğleniyorlar. İnsan tebahhuratıyla ısınıyorlar.
Bildik- alıştığın dışında bir şeyler olmuyor değil bazı geceler.
Oturmuş orta yere kara bıyıklı adamlar. Kırmızı kravat-beyaz gömlek-beyaz çorap-lacivert takımlılar. Ceketler askıda, yakalarda mendil, kollar fora.
Fısıldaşıyor kadınlar, barmen-garson kızlar. Alaycı-tedirgin ama daha çok ciddi ve belli ki görev başındalar.
"Minıstır, minıstır” diyorlar arada. İyi de hizmet ediyorlar.
Para da var için içinde, kadın mafyası da. Siperde dalyan gibi delikanlılar, bakışlarından irin akan serdengeçtiler var.
Boru döşenecekmiş komşu ülkeye. Oluşturmak gerek altyapıyı.
Boru döşenecekmiş bir ülkeye.
Bilmezler ki komşuda gaz gırla, gaz veren verene.
Gazeteler yazdı. Birileriyle dalga geçmiş olmalılar. Zaten gazeteler hep dalga geçer okuyanlarıyla.
Bir başka uçsuz bucaksız ülkede ;
"Gaz da neymiş”, demiş başkan. Döşeyin hortumu verin bedava. Hava bedava, su bedava, gaz bedava.
Gel zaman git zaman önüne gelen çomak sokmuş kovana.
Bir ülke gazı almış 70 dolara, satmış 300 dolara.
Alan, almış 300 dolara, incir ağacı dikmiş ocaklara.
Dağıtım şirketi 10 milyar gaz almış 15 milyar gaz satmış.
Demek içine hava katmış.
Faturalar kabarmış, ocağın alevi sararmış.
Böyle şeyler yazar gazeteler. Bazen dalga geçer, bazen adam seçerler.
Aslında onca emeğe ne gerek vardı. Her gafil gaz verir gafillere.
Gaz verir gafiller, gazla yaşamaya alışıktır sefiller.
………………
Şu kahve suyu neden geç kaynar ki bu sene. Adamın takıldı kafasına. Akşama kadar derin derin düşündü.
Gaza-maza da aklı basmıyordu ya.
Vurdu yumruğu masaya, kurdurdu sofrayı.
Piyaz-miyaz, rakı-makı...
Tütsüledi kafayı.
Basit işlerdi bunlar. En ağır olanı devlet yönetmek bile .suruktan tayyare, selam söyle "O YARE".
Bir tüp koydu döşeğinin kenarına, hortumun bir ucunu tüpe,
öbür ucunu da arkadan kaba etlerinin arasına sallayıp daldı uyuya.
Kurtardı memleketi, çözdü meseleleri.
Sabah ola hayır ola.
(büyükharman)