- 1153 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
BİR BARDAK BOZA
Yine bir masalın ortasında ruhum.
Gerçekler uzaklarda bir rüya. Aşk ise kaf dağının ardında yitip giden bir şovalye...
Ne zaman camı açsam derin bir nefes almak için patlamaya hazır volkanın rüzgara karışan partükülleri nefesimi kesiyor ...
Sanki bir dar boğazda hayat denen gemim, bir türlü düzlüğe çıkamıyor.
Barışamadım her nedense kaderimin bana armağan etti kara kaplı defter ile. Ne zaman içini karıştırsam mutluluğa dair bir şeyler arasam hep aramalar boşa çıkıyor...
Çocuklaşmaya hasret ruhum yaşının onlarca katı altında ezilirken hala gülümseyebilmek hayata bir mucize mi ? Yoksa aptalığın konmamış adımı?
Her tufanın ardından kuş sesleri eşliğinde pırıl pırıl bir güneş doğar dünyaya hakim renkler daha bir canlanır sanki kendilerini yenilemiş gibidirler. Ama beni her nedense bu tufanda unutmuşlar hiç güneşim doğmamış ve rengim hep gri kalmış.
Hep hayalimde pembe panjurlu bir ev olmasa da şömine ateşinde uyumak vardı az da olsa. Ama bana sunulan çatısı akan bir virane oldu...
Sevgi vaad eden her yürekte iltacı olurken mekansızlık anlımın bir köşesine yazılmış.Hamamda binlerce tas suyun dahi çıkaramadığı kara bir yazgı.
Uğurlamışım bende tek tek, birer damla yaş ile umutlarımı, hayallerimi ve düşlerimi...
Gelecekten bana sakın bahsetme. Senin henüz gelecek kavramın yokken nasıl gelecek diyebileceksinki. Sen bulanık sularda hiç bir zaman sahip olamdıklarını aramaları için
ihaleye çıkarmışken, beyin hücrelerinin keşfinden bahsederken bu keşifle bir bilmece sunuyorken, kalbine giden yol için. Oysa yürek yorgun dimağ durgun bilmecelere ayrılacak vakit yok. Hayat kısa varsa güzellikleri yaşamak neden dolansınki sonsuz labirentlerde...
Kimi kahvesini içerken yazılarını tamamlarken bende bir bardak boza eşliğinde yazıyorum. Bu kadar mı farklılıklar var acaba ? Gözden kaçan bir şeyler fevri alınan kararlar mı beyin hücrelerimi rahatsız ediyor...
Net olmalı insan ya siyah olmalı ya da beyaz her defasında karasız griye sarılmamalı. Seviyorsa haykırmalı dolambaçlı yollarda gezinmeden tüm dünyaya. Ha yoksa içinde sevgiye dair hiç bir kırıntı bentleri kurup durdurmalı yalanlara akan sevda sellerini ki dönüşmesinler gam sellerine ....
YORUMLAR
bakın bana göre son paragraf varya yazınızdaki giriş ve gelişmenin sonu değil.....iyi düşünün sonu değil son paragraftan önceki noktada bitecekti....bana göre o son paragraf konuyu değiştirdi....bence onu ordan alıp başka bir yere götürmek lazım veya sadece o paragraf yeni bir yazının çok iyi bir girişi olur.....benim algım bu.....yani ütopyadan gelen vahiy öyle gelmiş ona diyecek bişey yok ama o son vahiy başka sayfada yazılmalı......burada subjektif bir yaşamın bir demet hali var ve o halin de adı giriş ve gelişmede "siyahı sorgulamalar, savaşın geride bıraktıkları izler "..mükemmel anlatım bakın abartısız harikulade..... tamam ama son paragraf tamamen farklı....hani sorunun çözümü ve nasihat gibi duruyor ama konunun dışında kalmış yine....iyi düşünün veya iyi bir daha okuyun sanırım hak verirsiniz....insan kararlı olmalı diyorsunuz ama o mesajın yukarıya faydası yok....çünkü yukarısının ortada alınacak herhangi bir karar ile alakası yok....insanın elinde olmayan bir durum konusu var yukarda.....karar alsanız bile yapacak birşey yok......yeri o değil....vahiy güzel ama yeri o değil....bu eleştirimin sonuna kadar arkasındayım)))kararlıyım)))......
kadınlar susarak gidermiş aşklar ağlayarak bir yaşam gibi tıpkı bir çocuk ağlayarak gelir dünya ya ağlayarak uğurlanır ağlamayı bilen bir kalmeden gelen bir ses gülmeyedi hakkediyordur ee ne demişler adam gibi ağlamsını bilmeyenin kahkasından da bir *ok olmazmış...saygılarımla..beğenimi sunarım dostça kalın..