- 816 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hallerimiz
Duygu ritmi anlik deniz dalgasinin kayalara farkli hizlarda carpmasi gibi.
Insan duygusu kanda akan ruhun damlaciklari gibi,öfke hali,sevinc,heyecan,beynin odalarina
sinen koku veya isik gölgesi, insan duygusu, biriken iyi kötü anilarin yoklanmasi geldiginde hangi,
hal uyanirsa duygular onu takip eder, yerli yerinde degildir ruhun tartan bölümü,olumlu yada
olumsuz bicimlenmeler baslar.ve beynin duvarlarini zorlamaya baslar,anlik hisler etkisini ruhun
hallerine birakir,tipki bir irmagin üzerine yagan yagmur damlalari gibi.
Ruh kendini arayisini tamamlar, ve hisler zayiflar,kendini arayan duygular kalbin etrafinda
ruhun kendini aramasi gibi ayni izleri sürer.
Ve bu haller iz birakir beynin odalarina,hafiza artik arsiv görevine baslamistir.
Iyi kötü yiginla duyguyu kelime ses isik ve resim olarak kaydeder.
Kalbin derinlerine beynin ruhun ve hayalgücünün özetini yasamsal olgulara yayar zaman icerisinde.
Karakter olusumu bunlarin gölgesinde kendini bicimlendirmeye baslamistir artik.
Toplumsal degerler, kültürel,sosyal, ve derin hasasiyet artik insan davranislarinin adimlarini atmasina sebep olmustur.
Önce kendi benliginde ögütür insan duygularini,sonra birer birer her duyguyu yerlestirmeye baslar denkleminin bilinmezliginde.
Kendi icselligine sigdiramadigi hallerden arinmaya koyulur,basarabildikleriyle övünc,basaramadiklariyla hayalkirikligi yada utanc duygusu belirir.
Kendine yetebilmenin dogasinda gösterir zayif hallerini,yada gücünün doruklarini oksar benliginde.
Ilk ask,ilk aci, hüzün,kayip duygular, zamana yayilarak ortaya etten kemikten ve kandan olan insana baska özellikler katmaya yogunlasir.
Derisinin altinda atan kalbine, kimi zaman mantiginin zayiflamasi yansir.
Yasamin icinde edindigi bilgi birikim ve yasamsal deneyimler cesitliligi icinde büyür davranis bicimleri.
Tabiatinin dengelerinde kendinde kalan sir sadece sir olarak kalir insanoglunda.
Duygularin kutsalligina olan inanc zayifladikca kendi kabuguna cekilir ve sinirlarini cizmeye baslar ve böyle tutunmaya zorlanir yasamin icinde.
Kutsal duygularini yasama yansitmadaki zorluk onu derin bir ic dünyanin ve temiz bir ruha olan gereksiniminin degerini anlama zamanina eristirir.
Olgunluk yasamin icinde en cok aci tecrübelerden beslenir insanin ufkunda,
bunun bilincinde olan insan aciyi kendi ic dünyasinda hafifleterek yasama salgilama cabasina girer.
Iste burda olmasi gereken güclü bir karakter farkindaliligi ve bilgece kavrama yetenegi.
Insanin kendi dogrulari,evrensel insanlik dogrulariyla bagdasiyorsa bunun huzuru kendine olan güvenle birlestiginde etkileyen bir karakter ortaya cikarir insan.
Bütün insanlik degerlerini hic bir menfi duyguya dayandirmadigi takdirde yasama uyarlamadaki beceresisiyle kiskanilan hatta bazen dislanan insan olma durumlarini da yasayabilir.
Cünkü varolusunun temelinde bunu yasama sergileme yetenegi onu farkli kilmisitir.
Böylesi davranis sergileyen insanlar hazmedilmesi kolay olmayan bir durum dogurur yasasdiklari alanlarda.
Kiyamadigi cogu zaman duygulara,kendi ic dünyasi degil evrensel hakikatlere duydugu emin baglilik ve saygi inanci haline gelmistir.
Karsilastigi olaylari insan ruh hallerini ve duygu degisimlerini farkli algilamaya baslar.
Insani oldugu gibi kabul etmek bir erdemdir.
Cünkü kendi ic dünyasindaki zenginliginin farkindadir ve bu zenginligin yeryüzündeki kendi elinde olan bir zenginlik oldugunu bilerek yasamaktadir.
Ve bilgi birikimini derin duygu hallerini yasadigi toplumdaki insanlara karsi bir üstünlük olarak degil,olunmasi gereken bir alcakgönüllülük hali oldugunu yasar ve yasatir.
Bunu yapabilmek sanatsal düsünebilen bir duyarliliga ve zekaya sahip olmayi gerektirir.
Bir yapragin dogada zamanindan önce kurumsina yasayan tüm canlilarin yasam haklarinin kutsalligina ve korunmasi gerektigine inanan, sahip cikan aydin bir ruh dünyasi insanligin unuttugu erdemlerinden biri olmustur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.