3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
962
Okunma

Bugünkü yazımın başlığı böyle olacaktı.
Ancak dün televizyonlardan öğrendiğim bir haber bu konuda yazmamı engelledi.
Daha doğrusu yazma isteğimi kaybettim.
Haber şöyle; “ Emekli milletvekillerinin maaşlarına %100 zam yapıldı.”
Bundan birkaç gün önce de sayın vekillerimin danışmanlarının ve sekreterlerinin maaşlarına %170 oranında zam yapıldığını öğrenmiştik.
Geçinmekte sıkıntı çektikleri anlaşılan(!) Vekile %100 zam verilirken, devletin verdiğiyle gül gibi geçinip giden emekli Bekir’e ne verdiklerini buradan yazamıyorum, gösteremiyorum!
En iyisi bundan 100 yıl önce yazılmış olan bir Tevfik Fikret şiirine sözü bırakalım.
HAN-I YAĞMA
Bu sofracık, efendiler, halkımızın varı yoğu, hayatı,
Kan ağlayan, can çekişen halkımızın,
Bekler sizi, efendiler, önünüzde titrer durur,
Ama sakın çekinmeyin, yiyin yutun, şapur şupur,
Yiyin, efendiler, yiyin, bu iştah veren sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin!
Çok açsınız, efendiler, suratınızdan bellidir,
Yiyin hadi, yemezseniz, yarına kalır mı, kim bilir,
Sizi çağıranlar bu sofraya, bakın nasıl böbürlenir,
Hakkınız bu, savaştınız, tamam, bu hak elde bir.
Yiyin, efendiler, yiyin, bu eğlenceli sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin!
Hepsi bu nazlı beylerindir, ne varsa ortalıkta,
Soy, sop, onur, düğün, konak, saray, caka,
Hepsi sizin, efendiler, konak da, saray da, gelin de, alay da,
Hepsi sizin, hepsi sizin, hem hazır lop, kolayca.
Yiyin, efendiler, yiyin, bu iştah veren sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin!
Büyüklüğün hazmı azcık zor da olsa, ne çıkar,
Gösterişin gururu var, öç almanın sevinci var.
Güler yüzünüzden, efendiler, bu sofra keyfe gelir, parıldar,
Sizin şu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar.
Yiyin, efendiler, yiyin, bu cana can katan sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin!
Verir bu fukara memleket, nesi var nesi yok, hepsini,
Verir malını, canını, umudunu, düşünü,
Rahatını, sağlığını, içinin bütün ateşini,
Haydi yuvarlayın, düşünmeyin haram mıdır, helâl mi.
Yiyin, efendiler, yiyin, bu iştah veren sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin!
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak,
Yarın sönmüş bakarsınız, bugün çatırdayan ocak,
Hazır mideler sağlam, hazır mideler sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak,
Yiyin, efendiler, yiyin, bu haykıran sofra sizin,
Doyuncaya, kusuncaya, patlayıncaya kadar yiyin!
Çok kısaca da başlıkla ilgili bir şeyler yazayım.
Bilindiği gibi popüler kültürümüzün önemli şahsiyetlerinden biri de ANKARALI TURGUT’tur.
İnsanı, Ankara’nın Seymen havalarıyla coştururken bir taraftan da ince ince dokundurur söyledikleriyle.
Bugünlerde sayın vekillerimizin yeteri kadar beslenemediklerini düşünmüş olacak ki, vekillerimizin bal-kaymak ile beslenmeleri gerektiğini türkü yapmış söylüyor. Çok eğlenceli bir türkü. İnternet ortamında rastlarsanız dinlemenizi öneririm. Türkünün adı;
“VEKİLİME KAYMAK LAZIM”
Bekir GÜÇLÜER