- 3144 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Darvinistlere!..
Sayın Darvinistler,
Evrim teorisinin savunucuları,
Mal ile Mükellefin,
Sorumluluğu bir değildir.
Mal;
fiziğine ve sayısına göre,
Mükellef;
fiiline ve felsefesine göre muamele görür.
Evrim iddiası ve ıspatlama adına yaşanan gayretkeşlik,
Mükellef mahlûk olma sorumluluğundan kurtulup,
MAL mesuliyetsizliğine sığıma göz açıklığından olsa gerek.
Bu tartışmaya inkar veya ıspat adına taraf olabilmek için!..
Dünya çapında arkeolojik araştırmalar, bulunan fosillerin yaş, tür, cins, familya ve genetik değerlerini tespit etme imkânlarına sahip,
Son teknik gelişmiş laboratuarlarda biyolojik incelemeler yapma imkânlarına sahip bir biyolog ve yine bu tez üzerinde pratik çalışan uzman ekipler arasında yer almayı gerektirir.
ONUN BUNUN DEDİĞİ, YAZDIĞI, ANLAŞILMAYAN BİLİMSEL TEORİ VE TABİRLERLE BİRŞEY BİLDİĞİNİ GÖSTERMENİN GURUR VE KİBİRİ İLE BİLGİÇLİK TASLAYARAK, insanları geleceklerini düşünmekten, ailelerine, milletlerine, insanlığa faydalı şeyler üzerinde düşünmekten alıkoyacak kısır döngüler içinde, faydasız tartışmalar başlatmak ve kan davası haline getirerek sürdürmek!.
İNSANLIĞA İHANETTEN BAŞKA NE İLE İZAH EDİLEBİLİR.
Neden herkes kendi işi ve kendisini ilgilendiren faydalı uğraşları bırakıp ta,
kimseye faydası olmayacak husumet ve bölücülük üretecek, insanlık ailesi içine nifak tohumları ekecek gereksiz işler ile ilgilenir anlamak mümkün değildir.
Kendi değerli mesai ve zekâlarını,
dünya çapında insanlığın değerli zamanlarını,
kendilerine, milletlerine, insanlığa faydalı iş görme ve düşünce üretme alanlarından uzaklaştırıp, faydasız fanteziler ile meşgul ederler.
HAVANDA SU DÖVMENİN kime ne faydası var?
Toplumları bölme, parçalama, düşman kamplara ayırmak isteyen KAHROLASICA kendilerini TOPLUM MÜHENDİSİ diye adlandırarak tanıtan HAİNLERİN bölücü faaliyetlerinin bilim alanını kullandıkları bir istismar ve hile politikasından başka bir şey değildir.
Sosyal alanda, DEVRİMCİ – İLERİCİ – GERİCİ - SAĞCI- SOLCU, KÜRTÇÜ - TÜRKÇÜ Vs. Siyasal alanda muhtelif düşman kardeş ve kardeşi kardeşe düşman yapan vurguncu ve soyguncu şehir eşkıyalarının kurmuş olduğu çete karakterli partiler, bilim alanında da EVRİMCİ, ÇEVRİMCİ, KÖKTENCİ Vs.
Yeter Beyler.
Ömrünüzü, geleceğinizi kazanma adına, kullanmanız gereken hayat enerjinizi, ne sizi nede milleti HİÇ TE İLGİLENDİRMEYEN BOŞ SAFSATALAR İLE ZAYİ ETMEYİNİZ.
BİLİM ADAMI İSENİZ bir diyeceğimiz yok.
Amma bu teorik tartışmaların zemini burası değildir.
Gidiniz bilim mahfillerinde araştırma ve deneylere dayanan incelemeler yapınız.
Bulgularınızı birbirinizle paylaşınız.
Doğruluk ve yanlışlığını da yine işin ehli olan uzmanlar ile tartışınız ıspatlayınız veya çürütünüz. Bu bizi yani hakları hiç mi hiç ilgilendirmez.
Söylem ve iddialarınız kendi çalışmalarınızla ortaya koymuş olduğunuz araştırma ve inceleme, tespit ve bulgularınıza dayansın.
Başkalarının bozguncu fikirlerinin bedava pazarlamacısı olmayınız.
Halkı ilgilendirmeyen konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, teknik açıdan da bilgisi bulunmayan kitleler önünde tartışarak ekmek mücadelesi veren temiz insanları kirli işleriniz karıştırmayınız,
KAYIKÇI, KAVGANIZA TARAF VE DAHİL ETMEYİNİZ.
Tribünlere oynayan SÜKSELİ futbolcu konumuna kendinizi mahkum etmeyiniz.
Bilim adamına kalabalıklardan alacağı alkış ve aferin değil bilginin izzetini, itibarını koruyacak ayağa düşürmeyecek ONUR VE VAKAR yakışır.
FUTBOLCUNUN MOTİVASYON VE MORAL İÇİN TEZAHÜRAT VE ALKIŞA İHTİYACI VARDIR.
AMMA AKLI BAŞINDA ONURLU BİR BİLİM ADAMININ OLAYIN DIŞINDA VE UZAĞINDA OLAN HALKTAN ALACAĞI AFERİNE İHTİYACI YOKTUR.
AFERİNE İHTİYAÇ DUYAN ZAVALLILARA, BİLİM ADAMI DENMEZ.
İLLAKİ BİR İSİM VERİLECEK İSE SADECE “ŞARLATAN” DEMEK KAFİ GELİR.
İnsanlığa hayati bir kazanç sağlayacak, hastalıklara çare olacak, ulaşıma kolaylık kazandıracak, ekonomik problemlere çözüm üretecek, DÜNYA HAYATLARINDA KAZANDIRACAĞI RAHAT İLE BERABER,
HAYATI YAŞANMAYA DEĞER KILACAK EBED ÂLEMİNDEN MÜJDELER VERİP HUZUR VE MUTLULUK KAPILARINI AÇACAK İSENİZ!..
TÜM DÜNAY İNSANLIĞI İLE PAYLAŞINIZ.
Tarihe bir yad-ı cemil olarak adınızı yazdırınız.
Yoksa HAYATINI İNANCI İLE ANLAMLI VE AMAÇLI YAŞAYAN İnsanlığı rahat bırakınız.
İnançsızlıktan dolayı stres, depresyon, bunalım ve kaoslarla karartmış, anlamsızlaştırmış olduğunuz hayat ve düşünce tarzınızı ve safsatalarınızı kendinize saklayınız.
SİZ YAŞAMINIZI ANLAMSIZLAŞTIRDIĞINIZDAN DOLAYI,
BU ANLAMSIZ YAŞAMIN SONUNU DÜŞÜNMEMEK İÇİN milyarlarca yıl öncesinden tez üretmeye safsata ve fantezileriniz ile size bir nefes kadar yakın olan ÖLÜMLE SORGULANMAK ÜZERE MÜKELLEF OLARAK HAFIZALARINIZDA KAYDA GEÇMİŞ OLAN HAYATINIZIN HESABINIZDAN KURTULMAYA ÇALIŞTIĞINIZ BELLİ.
Amma nafile!.
Beyhude TOPU TACA ATMAYINIZ.
KAMERALARLA DÜNYA STADINDA HERKESİN OYNADIĞI HAYAT MAÇINI, EN İNCE DETAY VE TEFERRUATINA VARINCAYA KADAR KAYIT ALTINA ALIYOR.
HEM,
HAKEM ÇOK DİKKATLİ,
UZMAN VE ADİLDİR.
Mal ile mükellefin HESABI VE MUAMELESİ FARKLI OLUR.
KENDİSİNİ MAL ZAN EDEN VEYA
MAL GÖRÜNME KURNAZLIĞI, MÜKELLEF MESULİYETİNDEN KURTARAMAZ.
Bir şey daha söylemeden edeceğim.
Velev ki evrim var ve ıspatlandı.
Evrimi yapan bir ustaya, tasarımcıya ihtiyaç yok mu?
Milyarlarca yıl öncesine gitmeye ne gerek var.
Zaten sperm olarak girdiğimiz rahimde elbette eviriliyoruz.
Dokuz ay on gün, sağımıza solumuza durmadan çevriliyoruz.
Cenin ve bebek oluyoruz.
Sonrada dünya denilen hiç bilmediğimiz,
yaşarken beğenmediğimiz,
sıkıntılarını çekerken hep şikâyet ettiğimiz;
Bir türlü terk edip gitmeye de razı olamadığımız,
Ayrılışı KORKULU RÜYAMIZ OLAN bir ortama donanımlı bir şekilde gönderiliyoruz.
Yaratıcının şefkat ve merhametinin temsilcisi,
ANNE VE BABALARIMIZI EMRİMİZE AMADE KILINMIŞ BİR HALDE
KARŞIMIZDA ELPENÇE DİVAN HAZIR YOLUMUZU BEKLER BULUYORUZ.
Bütün bunlar ya tesadüf denilen neidüğü belirsiz bir idda,
Veya akıl ve mantığı felç eden kendi kendilerine olduğunu iddia edenlerin akıldan ve mantıktan ne kadar uzak olduğunu gösteren inkarı imkansız deliller değimli?
Dertli İstiklal ve Vatan şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un,
“ İMANDIR İLAHİ, O CEVHER Kİ NE BÜYÜKTÜR,
İMANSIZ KALAN PASLI YÜREK SİNEDE YÜKTÜR.”
Sözü imanın ne kadar değerli,
akıllı ve mantıklı, huzurlu ve mutlu bir yaşam için,
vazgeçilmez ve hayatın olmazsa olmazı olduğu noktasındaki önem ve kıymetini,
akıl sahibi olan HERKESE NET BİR ŞEKİLDE anlatıyor.
Dünya zindanında idam hükmü verilmiş,
infaz gününü işkenceler içinde inatla beklemeyi,
yaşamayı, HAYAT ZAN EDEN ZAVALLILARADA ancak acıyoruz.
Elimizden bir şey gelemeyişinin çaresizliği içinde ıslahları için Erhamurrahimine DUA ediyoruz.
Nede olsa İnsan olarak " LEKAD HALEKNEL İNSANE Fİ EHSENİ TAKVİM " suretinde yatılmışlar.
Bizim gibi düşünmeseler de, bizim gibi inanmasalar da, KENDİLERİNİ FARKLI TÜRLERE İSNAT ETSELERDE, HEMCİNSLERİMİZDİRLER.
BİZİ KENDİLERİNDEN KABUL ETMESELERDE,
BİZ ONLARI KENDİMİZDEN KABUL EDİYOR VE DÜŞÜNÜYORUZ,
ÇÜNKÜ BİZE ÇOK BENZİYORLAR.
O konumlarına özendiğimiz hayvanlar bizden önce yaratılmış olmalarına rağmen;
Şu an bile bizden daha donanımlı ve daha mükemmel işler becermiyorlarmı?
Doğal yeteneklerinin dışında bilgi ve özel beceri ile iş yaptıkların söylemek mümkün değildir.
Hala buldukları kovukta, girdikleri delikte, tünedikleri dal veya kayada ömür sürdürüyor, beslenmek için bulduklarını gıdalarını buldukları şekli ile tüketiyorlar.
Olaya basit birkaç örnekle bakacak olsak!..
Tavşan sebze ile yaşamasına otçu bir hayvan olmasına rağmen,
Yaratıldığı günden beri sıkılıp bir değişiklik olsun diye tükettiği sebzelerden bir salata yapmış mı?.
Aslan ve sair kedigiller ailesinin mensupları ve diğer etçiller,
Eti bizden önce tanıyıp bilmelerine rağmen, bu güne kadar gecen uzun zaman zarfında, şunu bir de pişirip beslenelim diye kebap veya pirzola yapmayı düşünmüşler mi?
veya tuzlayıp ta lezzetini arttıralım demişler mi?
Biz sığır ve davarlarımıza tuz yedirmemize rağmen!..
Hala avlarını öldürdükleri doğal ortamlarında kanıyla, çamuruyla, tüyü ve derisi ile beraber tüketiyorlar.
Bunca zamandır, ehli hayvanları medeni hayatı İNSANLARDAN GÖRMELERİNE RAĞMEN BUKADAR BASİT BİR KONUDA BİLE NEDEN EVRİLEMEDİLER?
NEDEN ÇEVRİLEMEDİLER?.
EVET EVRİLMEDİLER, ÇEVRİLMEDİLER,
AMMA!..
TÜRLERİNE İHANET EDİP BAZI YATIKLARIN BAZI FERTLERİ GİBİ ŞAHSİYET ÖROZYZNUNA UĞRAYIP PALDÜR KÜLDÜR DE DEVRİLMEDİLER.
Veya canavar dediğimiz yırtıcılar,
çoğu zaman besin bulamayıp aç gezmelerine rağmen, başka hayvanları ana, yavru ayrımı yapmadan, büyük küçük ayırt etmeden yemesine rağmen, kendi yavrularını yerlermi?
Her yıl yaşadıkları sıcak, soğuk, kar, yağmur benzeri meteorolojik olaylar karşısında en ufak bir tedbir düşünebilmişlermi?.
Neden acaba!..
Fark ve sebep kafamızda taşıdığımız beynimiz ise!..
Sanıyorum birçoğunun beyinleri bizimkinden büyük,
Bazılarınınki ise bizim beyinsilerimizin bedenini bile tartacak hacim ve ağırlığa sahip olmasına rağmen.( Balina, Fil, gergedan Vs. gibi)
Misal olarak bir dostun logosunda gördüğümden dolayı ilk aklıma gelen BAL ARISINA dikkat edelim.
Yirmi birinci YY. bilgi birikimi, teknik imkânları ile hala terkibini bile tam olarak tespit edemediğimiz TATLI BALI, GENETİK KODLARININ DIŞINDA HİÇ BİR YARDIM VE EĞİTİM ALMAMASINA RAĞMEN YARATILMIŞ OLDUĞU GÜNDEN BERİ YAPIYORDU.
Geçen bunca uzun zamana rağmen YİNE SADECE BAL VEYA POLEN YAPABİLİYOR.
Üretiminin ne markasını ne modelini değiştirmemiş.
İnek sütün,
Tavuk yumurtanın,
Gözsüz bir kurtçuk olan ipek böceği, ipeğinin,
Yılan, akrep, çıyan zehrinin,
hakeza, hiç birisi ürettiği şeyin ne model ne de markasını değiştirmedi ve değiştirme ihtiyacı his etmedi.
Neden acaba!...
İnsanın dışında hiçbirisi,
Ne evrildi, ne çevrildi,
Ne de FITRATININ DIŞINA ÇIKIP,
CİNSİNİ, TÜRÜNÜ ASLINI İNKAR EDİP BAŞKA CİNS VE TÜRLER ÖNÜNDE DEVRİLMEDİ!..
Bal ustası, ARI,
Arı olarak yaratıldı.
Arı olarak DİMDİK AYAKTA DURUYOR.
Ve sanıyorum ARI OLARAK YARATILDIĞINDAN DA BİR ŞİKÂYETİ YOK.
Evrimcilerin evrimdeki inatlı ısrarlarının atlında,
bilimsel bir gerçeği ıspatlayarak insanlığa bilim adına bir şey kazandırma iyi niyeti olmadığı her hallerinden belli.
Maksatları üzüm yemek değil.
İnançlı ve insan olarak yaşamın yüklediği sorumluluklardan kurtulmak için, inkâr ile kurtulmaya çalışma düşüncesinin hainane planı vardır.
Yoksa kalabalıkları ilgilendirmeyen BİR TEORİ,
İNSANLIĞI BUKADAR MEŞGUL EDİP SINIFSAL BİR AYRIŞTIRMA SEBEBİ OLABİLİRMİYDİ?
Bu iddianın arkasında, Beni İsrailin arz-ı mevud ve üstün ırk oldukları inancının hayata geçirme zeminini hazırlama art niyetinin organize izleri perdeli de olsa kendisini göstermektedir.
Bu işin ayağa düşüp BİLİMSEL OLAMAKTAN ÇIKIP SİYASİ BİR MALZEMEYE DÖNÜŞMESİNİN BAŞKA ADI YOKTUR VE OLAMAZ.
Amma inanmanın insana yüklemiş olduğu,
sivrisinek ısırması nevinden,
ağırlık, zorluk ve rahatsızlığından kurtulmak için,
inkâr ile kendilerini KOBRALARIN, PİTONLARIN, ENGEREKLERİN AKREPLERİN KUYUSUNA ATTIKLARININ FARKINDA DEĞİLLER.
Yine soruyorum.
Allah’a ve ahirete yani bütün ruhların muhtaç olduğu ve şiddetle arzu edip istedikleri ebedi hayata inanmadan;
SONU DARAMATİK BİR SIFIR OLAN HAYATI,
SONUNA KADAR,
KADAVRA OLUNCAYA KADAR,
İNATLA SÜRDÜRMENİN AKIL İLE MANTIK İLE İZAH İMKÂNI VARMI?
SONUNDA ÖLECEKSENİZ VE YOK OLACKSANIZ!..
BİR ÖMÜR YOK OLMAK İÇİN YAŞAMIN ZORLUKLARINA İNATLA DİRENMENİN ESPİRİSİ NEDİR?
Evet,
Sönmüş ateşten geriye kalan külden,
Hayata kaynak vazifesi görecek su ve toprağı,
Çamurdan
Tek hücreli canlıları,
Onlardan tüm canlı organizmaları!..
Bir hücreden de ,
Mükemmel İnsanı yaratan yaratıcıyı inkâr etmek istek ve eğilimi içinde olanlar,
ÖNCE KENDİ VARLIKLARINI inkâr etmeli.
Veya varlıklarına MANTIKLI BİR DELİL TEŞKİL EDECEK her şeyi bilen, her şeyi gören, her şeye gücü yeten, ilim ve kudretinin yanında hücre ve atomlarla, galaksi ve nebülözlerin bir olduğu BİR İLAH, BİR YARATICI BULMALILAR.
Yoksa yaşamının devamı adına,
Tüm yaratıkların varlık ve hizmetlerine muhtaç olan,
aciz ve fakir bir mahlûkun,
KÂİNAT SARAYINDA SULTAN GİBİ YAŞAMASININ
AKIL İLE MANTIK İLE İZAH EDİLEBİLİR BİR TARAFI YOKTUR.
YORUMLAR
Necdet EREM
Evrim de evirici bir zatın varlığına delil.
Çünkü evrilen de sonsuz kudretin eseri.
Her şey her an evriliyor.
Akan bir suda insan iki kere yıkanamıyor ise,
Her şey her an değişiyor.
Ne biz ne çevremiz bir an önceki gibi değiliz “ALLAH HER AN YARATMAKTADIR. Rahman suresi 29 ) hayat mikro ve makro alemde değişerek, gelişerek devam ediyor. Her şey Kudreti sonsuz tarafından evriliyor çevriliyor, bir maksada ve bir hedefe yönlendiriliyor.
Allah ona olan inancımız inkâra, isyana çevirmesin gerisi çok ta önemli değil.
Allah razı olsun Değerli Kardeşim.
Selam ve dua ile.
Kemnur
Maymuncular olmasaydı İsrail hayranı Harun Yahya nerden ekmek yiyecekti.
Değerli dost sizi cani gönülden tebrik ediyorum. Kaleminizden mükemmel bir akıcılıkta, gayet anlaşılabilir bir dille yazılmış, gayet aydınlatıcı zengin örnek ve bilgiler içeren güzel bir yazı okudum. Kaleminiz dert görmesin.
Ülkemizde Harun Yahya bu işlerle uğraşana kadar belkide maymuncular binlerle ifade edilirken bugün bu rakam yüzbinleri bulmuştur. Ülkemizde bilinmeyen, müslümanları hiçte ilgilendirmeyen bu teorinin epey reklamını yapmış ve gündemde tutmayı başarmıştır. Bu ihanetiyle ne kadar övünse azdır. Alla-hü teâla bildiği gibi yapsın onu.
Selam ve dua ile...
Necdet EREM
Göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ederim.
Halkı ilgilendirmeyen meseleler ulu orta gündeme taşınınca, gündemde tutulunca salın hastalık gibi sağlıklı düşünen insanlarıda etkisi altına alıp taraf ediyor.
Bilim adına bilim adamlar her şeyi incelesin irdelesin insanlık yararına sonuçlar çıkarsın. Bilimsel teorilerin halk ne hakla tartışır.
Deneye, incelemeye konuda uzmanlığa dayanmadan üzerinde konuşulacak, tartışılacak, duydukları ile fikir yürütülecek şeymi?
Maalesef insanlar genelde kendi üzerine düşen vazifeleri bırakıp üstüne vazife olmayan işlerle uğraşmayı marifet zan ediyor.
Allah sonumuzu hayır etsin.
Tamamen bilimsel nitelikte ve son derece eğitici ve bilmeyenlerin bile anlayacağı şekilde yazdığınız bu eseri kutluyorum Necdet bey. Arkadaşlar söylemiş açıklamış hepsi çok güzel bana tebrik etmek kalyor yüreğiniz var olsun .Saygılar
Necdet EREM
Sağ olunuz var olunuz.
Dost, Arkadaş ve Kardeşlerimizin istifade edeceği bir şeyler yazabildi isek nemutlu.
Dualarınızı bekleriz.
Selam ve dua ile.
Allah'a emanet olunuz.
Allahın insanlara daha ne nimetleri,
ne imkan ve ikramları var ve olacak.
Lutuf ve keremlerine sonsuz şükürler olsun.
Allah insana sanat ve sıfatları ile tecelli eylemiş,
Yarattıklarını yapma imkanı vermiş,
kainatı müştemilatı ile emrine ve istifadesine sunmuş,
"ALLEMEL ADEME BİESMA-İ KULLİHA" sırrına mazhar kılıp tüm ilim ve keşfiyyatı insanlık hafızasına kaydetmiş,
zamanın imkan ve ihtiyacı bilgi bankasında ki kayıtlara ulaşmasını sağlıyor.
Rabbimiz dünyaya ömür takdir etmiş ise bakalım gelecek insanlık daha neler görecek, neler yaşayacak.
Dünyevi nimet ve imkanlar ne oluru ise olsun bir son nefes imanına denk gelemez.
Rabbim insanlara nimetlerini ihsan ettikçe nankörlüklerini artırıp isyan etmekten muhafaza buyursun.
Yazılarıma göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ederim.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Allah’a emanet olunuz.
Necdet EREM tarafından 12/24/2011 1:58:33 PM zamanında düzenlenmiştir.
Evet ne büyük imkan şu internet. Ne büyük bir nimet. Gerçekten gitmeden görmeden büyük emek harcamdan düşüncelerini söyleyip anında karşılık almak ne kadar güzel.
Elhamdülillah
Melik Haker tarafından 12/24/2011 1:24:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
Necdet EREM
Allahın insanlara daha ne nimetleri,
ne imkan ve ikramları var ve olacak.
Lutuf ve keremlerine sonsuz şükürler olsun.
Allah insana sanat ve sıfatları ile tecelli eylemiş,
Yarattıklarını yapma imkanı vermiş,
kainatı müştemilatı ile emrine ve istifadesine sunmuş,
"ALLEMEL ADEME KULLİHA" sırrına mazhar kılıp tüm ilim ve keşfiyyatı insanlık hafızasına kaydetmiş,
zamanın imkan ve ihtiyacı bilgi bankasında ki kayıtlara ulaşmasını sağlıyor.
Rabbimiz dünyaya ömür takdir etmiş ise bakalım gelecek insanlık daha neler görecek, neler yaşayacak.
Dünyevi nimet ve imkanlar ne oluru ise olsun bir son nefes imanına denk gelemez.
Rabbim insanlara nimetlerini ihsan ettikçe nankörlüklerini artırıp isyan etmekten muhafaza buyursun.
Yazılarıma göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ederim.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Allah’a emanet olunuz.
Biz kimsenin imanına kefil değiliz,
Kimsenin imanı kurtarmak gibi bir görevimiz hiç yok. Peygamber efendimize denmiyor mu onlar iman etmiyor diye kendini niye harap ediyorsun. Sen deniyor sadece tebliğ eder öğüt verirsin. o kadar. Neyi tebliğ edersin? Elbette Allah'ın vahyini, Kur'an'nı
Kur'an, vahiy yani Allah varlığını, O'nun her şeyi yarattığı gerçeği değildir asıl anlatılan, yerde ve gökte bir ortağı, bir şeriki olmadığıdır.
Gökte nasıl güneş Allah'ın koyduğu kanunla dönüyorsa, nasıl aya bir yörünge tayin etmişse, nasıl yerden büyüyen her şeyin bitkilerin hayvanların canlıların cansızların tabi olduğu kanunlar varsa ve bunları Allah koymuşsa deniyor ki zımnen:
Ey insanoğlu senin hayat tarzını inşa eden kanunları da ben koyarım deniyor.
Eğer sen bunlara uymazsan şaşırırsın, şaşırmışsın demektir. isteyen öğüt alır Rabbine varan bir yol tutar isteyen karanlıklarda kalır.
Yani biz birilerine öğüt veririz. Kime öğüt verilir isteyene elbet. Abese suresinde denilmiyor mu Sen yüzünü çeviren büyüklenenlere boşver onlarla niye ilgileniyorsun. Sen bir ama olup da gözleri görmeyen biri sana geldiğinde Allah'ın emirlerini öğrenmek isteyen o kimseye yönel deniyor.
Sonuçta dediğim bu irade işi insan iradesini kullanarak iyi olanı, hakkı tercih eder o yolda çaba gösterir. Herkes imanını kurtarma iradesini sahiptir. Biz hakikati söylerken kendi imanımızı test ederiz, bir çekap yaparız eksik yanlış bildiklerimiz doğrulturuz.
İşte fitne budur. Fitne cevherin ateşte yanması ve altının ayrılmasıdır. Bu dünya ve içindekiler bir sınav bir fitnedir. İman eden ve etmeyenler elbet olacak. İman etmeyenler bir sınava vesiledir. Onlar ateş gibi yakar kiri kötüyü onlarla denenir insan ve tertemiz çıkar. Kimse Allah'tan daha merhametli Allah'tan daha şefkatli olamaz.
Ya Rabbim
Bizleri bizlere bırakmadın
Akıl verdin
Vicdan verdin
Yetmedi
Kitap gönderdin
Onu açıklayan Peygamberler verdin
Dosdoğru yolunu açıkladın
Doksan dokuz esmaül hüsna ile tüm varlığa tecelli ettin
Ya Rabbim
Bizleri dosdoğru yola ilet
İman eden
Salih amel işleyen
Kendisinden başkalarına faydası dokunan
Yalnız hasenat değil (Namaz, oruç, zekat)
Salih amel işleyen, iyliği emreden kötülükten sakınan
Birbirlerine hakkı, Kur'anı, vahyi tavsiye eden
Kullarından eyle
Amin Amin Amin
Melik Haker tarafından 12/24/2011 11:56:01 AM zamanında düzenlenmiştir.
Necdet EREM
Kendisinden başkalarına faydası dokunan
Yalnız hasenat değil (Namaz, oruç, zekat)
Salih amel işleyen, iyliği emreden kötülükten sakınan
Birbirlerine hakkı, Kur'anı, vahyi tavsiye eden
Kullarından eyle.
Ven şekel kamer, mucizesi ve benzerleri heralde Peygamberi tatmin, mü-minleri ikna için değil de ebucehilleri İLZAM İÇİN OLSA GEREK.
Amin Amin Amin
Amin Amin elfu elfu amin.
Veselamu alel murselin velhamdulillahi Rabbil alemin.
Melik Haker
Bu sözün Türkçesi ne demek anlamadım. Daha açık anlatırsanız bilgileneceğim. Maksat alışveriş olsun. Yorumlar ne kadar çok doyurucu olursa o kadar birbirimiz anlarız. Dili kullanmakta meramını anlatabilmektir. Karşındakinin kelime haznesinin durumunu gözetmek gerekir. Fakirin dağarcığı sizin ki kadar geniş değil.
Sa.
Evet, kardeşim dedikleriniz doğru.
Biz Allah'a, Ahirete, Kitabına ve Resulü’ne İman'ı tahkiki ile inanmış Müslümanlar olarak inkâr ve isyan içeren her düşünce ve iddiayı saçma bulur ilgiye değer görmeyiz ve görmemeliyiz de.
Delinin kör bir kuyuya attığı taşı nev-inden değerlendirebiliriz.
Amma delinin kör kuyuya attığı taşın ardından kuyuya inip te çıkamayan biri sürü evlatlarımız en azından hemcinslerimiz var.
Kör kuyuya giden yolları sed edip kapamak, inkar ve isyan içeren iddiaların deli saçması olduğunu ihtiyaç sahiplerine anlatmazsak;
O ZAVALLILARA CEBRAİL As. GELİP VAHİY Mİ GETİRECEK.
ADEM As. dan Hz. Muhammed Sav. e varıncaya kadar, bütün peygamberlerin ortak vasıfları ve peygamberliklerinin gerekçesi olan TEBLİĞ, ( EMRİ BİLMARUF VE NEHYİ ANİL MÜNKER.) yapılmayacak mı?
Peygamberler neden gönderildi?
Alimler neden var?
Ve neden kıyamete kadar da ilim talim, tedris ve tahsil edilir?
Evet Tevhit adına,
Risalet adına,
Ubudiyet adına,
Haşir ve Adaletin hakkaniyeti adına,
Ahlakı aliye âlemi afakta Şehbal açması adına,
İslamiyet ve kamil insanlığa muhalefeten KÖR KUYULARA DELİLERİN ATTIĞI TAŞLARI DEĞİL KUM TANELERİNİDE ÇIKARIP İNSANLIĞIN O KÖR KUYULARDA BOĞULMASINI ÖNLEMEK VE ENGELLEMEK HER MUVEHHİDİN ve her Müslüman’ın EN ÖNEMLİ VAZİFESİDİR.
“Latezalü taifetün min ümmeti zahirine alel hak hatta ye-tiyellahu bi emrihi.”
Hadis bilmana;
Her zaman her yerde kör kuyular olacak,
her asırda ve her millet içinde kör kuyuya taş taşıyacak kem talihler bulunacak,
Ve yine her yerde, her zamanda, her millet içinde o kör kuyulara atılmış taşları çıkarmayı kendisine vazife bilen ALLAH YOLUNUN delileri de bulunacak.
“Hatta ye-tiyellahu bi emrihi”
Allahın emri tahakkuk edip KIYAMET KOPUNCAYA KADAR.
Bir kimsenin imanının kurtulmasına vesile olmak,
Sahralar dolusu kırmızı koyundan daha hayırlıdır. ( bir Müslüman’ın imanına zarar verecek müfsidatı engellemek ve zararlarını def etmekte imana vesile olmak kadar önemlidir.)
Neyse önemli değil.
Siz kör kuyulardan uzak durun NE OLUR NE OLMAZ.
Necdet EREM tarafından 12/24/2011 11:52:13 AM zamanında düzenlenmiştir.
Rahman ve Rahim Allah'ın Adıyla
Gündeminizi şeytan ve taraftarları belirlemesin
O zaman çamur içine yatıp karşındakinin üzerindeki çamurla uğraşır durur insan. Selam deyip geçmeli mesele artık Yaratan Allah'ı bilmek değil. Mesele Allah'ın bu dünya'ya müdahil olması meselesi. Herkes biliyor bu dünyanın, herşeyin kendiliğinden olmadığını, herkes biliyor ister doğa ana de, ister Tanrı hepsi Yaratıcı Allah'a çıkıyor. Evet mesele ne? Asıl gündem maddesi ne? Bu karşı çıkışın altında yatanı ortaya çıkarmak için şu sorular sorulmalı karşındakine:
-Yoktan bir tekamülle gelen evrende tesadüflere inanmak ve ordan oldu demek için deli olmak gerekir. Peki sonuç ne Allah bu dünyayı yarattı ve bıraktı mı?
-Yoksa bu dünyayı yarattı ve insanları kanunlar, yaşam tarzları vaaz etti; Peygamber kitaplar gönderdi gene ilgi alakasını kesti mi?
-El-Rakib isminin karşılığı hayatımızda nedir?
-El-Halık neden El-Rakib isminden sonra gelir?
-Biz neyiz, neye ne kadar sahibiz?
-Kendi varlığımız ve yokluğumuzu nereye kadar hangi kadere, ölçüye kadar kontrol ederiz?
-Bize verilmişse bu güç, bu akıl, bu vicdan, kalp neden başka varlıklar gibi Allah'a tabi olmayız?
-Kader dediğimiz sabitse, yazılmışsa iradenin ne anlamı kalır?
-Herkes bir kalıptan çıkmış gibi aynı şeyleri söylüyorsa sadece buna izin varsa cennet ve cehennemin anlamı ne?
-Ahirete iman nedir?
-Biz mi var ettik kendimizi şu evreni?
-Verilenler emanetse bunların hesabı var mı?
-Nankörlük değil mi insanın Allah'ı bilmemesi?
-Allah'a yönelmezse insan, Allah'ı bilmezse bunda kaybeden kimdir?
-Rahman ne demek?
-Rab ne demek?
-Rahman Allah her şeyi yerli yerince veren Allah, insanı terbiye etmez bu dünyada Rabbliği, öğretmesi ile tecelli etmez mi?
-Biz kitaplara mı bir kitaba mı iman ettik?
-Kitaplar dediğimiz vahiy bir bize mi geldi Hz Adem'den bu yana
-Vahiyin son halkası Kur'an ölçü değil mi? mihenk taşı değil mi? Hakkı batıldan ayıran
-Nedir dahası biz başkalarının attığı taşı kuyudan çıkarma telaşında olan deliler miyiz?
Necdet EREM
Evet kardeşim dediklerin doğru.
Biz Allah'a, Ahirete, Kitabına ve Resulünen İman'ı tahkiki ile inanmış müslümanlar olarak İnkar ve isyan içeren her düşünce ve iddiayı saçma bulur ilgiye değer görmeyiz ve görmemeliyiz. Delinin kör bir kuyuya attığı taşı nev-inden değerlendirebiliriz. Amma delinin kör kuyuya attığı taşın ardından kuyuya inip te çıkamayan biri sürü evlatlarımız en azından hemcinslerimiz var. Kör kuyuya giden yolları sed edip kapamak ve inkar ve isyan içeren iddiaların deli saçması olduğunu ihtiyaç sahiplerine anlatmazsak O ZAVALLILARA CEBRAİL GELİP VAHİY Mİ GETİRECEK. ADEM As. dan Hz. Muhammed Sav. e varıncaya kadar bütün peygamberlerin ortak vasıfları ve peygamberliklerinin gerekçesi olan TEBLİĞ, ( EMRİ BİLMARUF VE NEHYİ ANİL MÜNKER.) yapılmayacak mı? Peygamberler neden gönderildi? Alimler neden var ve kıyamete kadar da ilim tedris ve tahsil eder? Evet Tevhit adına, Risalet adına, Ubuıdiyet adına, Haşir ve Adalet adına Ahlakı aliye adına İslam adına, İnsanlık adına muhalefeten KÖR KUYULARA DELİLERİN ATTIĞI TAŞLARI DEĞİL KUM TANELERİNİDE ÇIKARIP İNSANLIĞIN O KÖR KUYULARDA BOĞULMASINI ÖNLEMEK VE ENGELLEMEK HER MUVEHHİDİN ve her müslümanın EN ÖNEMLİ VAZİFESİDİR.
Bir kimsenin imanının kurtulmasına vesile olmak,
Sahralar dolusu kırmızı koyundan daha hayırlıdır. ( bir müslümanın imanına zarar verecek müfsidatı engellemek ve zararlarını def etmekte imana vesile olmak kadar önemlidir.)
Neyse önemli değil.
Siz kör kuyulardan uzak durun NE OLUR NE OLMAZ.