- 598 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
bir çaycının seyir defteri...(6)
kel ahmedin evi...
bu ev mecidiyenin kıyılarında ellinciyıl bloklarının arka mahallesinde bir gece konduydu..bir odası birde salonu vardı..elektrik ve suyu yoktu..akşamları lüküs yakar suyu çeşmeden taşırdık ve ekseriyetle ben taşırdım..
ev sahibi akrabamız olmasına rağmen kira günü gelmeden kira peşine düşerdi.. babamın annemin akrabalarına olan kindar tutumunu buna bağlamışımdır bir zamanlar..bu evdeki ilk zamanlarımda çeşme tarafında oturan ailelerden birinin oğlundan ilk dayağımı yemiştim ve sebepsiz durduk yere ki sırf kapılarının önünden geçmişim diye bir sebeple,annesinin gözleri önünde dövmesi nefretimi artırmıştır oralardan..burnumun kanadığını gördükten sonra oğlunu geri çekti..
eve gittiğimdeki azarlarda değişmişti..
o yediğim dayağı haketmişmişim çünkü kürtlere yaklaşırsan hep bu vaziyet dolaşmak zorunda kalırsın..kel ahmetlerin evinin olduğu bölge kürt yoğunluklu idi..ama onları ayırdedemiyordum..mesela beni döven savaş isimli çocuk siyahi bir yüze sahipti ama kardeşleri beyaz,temiz yüzlüydüler..babama sorduğumda ise dillerini ayırdetmemi salık vermişti..ama o mahallede her gittiğim yerde karşıma bu sorun çıkıyordu..
bir gün tüpçüye lüküs fitili almak için gittiğimde hepsinin benden büyük olduğunu ve kürt olduğunu anladığım iki üç kişi yolumu kesti bu sefer ki bahane galatalımısın fenerlimisin sorusuna verdiğim cevaplardı..galata dedim dövdüler fener dedim yine dövdüler..galatanında fenerinde ne olduğunu bilmiyordum birini tutturursam kurtulurdum belki..yediğim dayak yanında cebimdeki parayıda almaları evdende sopa yememin nedeni olmuştu..artık o mahalleden kurtulmam gerekiyordu, köye gitmek istedim ve kaybolmuştum bu sefer polislere köyün ismini söyleyebilmiştim..bir araştırma yapmışlar ve beni o gün babamın dayı oğlu olan beşik kertmemin babasına teslim ettiler..ardınsıra babam gelip beni tekrar o eve getirmişti ve buda bir sopa nedeni olmuştu..
ve artık nereye gidersem gideyim elime tutuşturulan poşet veya çantanın içinde taş taşımaya başladım..bana yaklaşan olursa aklıma yediğim dayaklar gelir ve taşları kullanmaktan hiç çekinmezdim,elimdekini kaptırırsam evdende dayak yiyecektim çünkü..
tedbirsiz olduğum günlerde vardı ama ne pahasına olursa olsun artık elimdekini kaptırmıyordum..
zorunlu olmadıkça evdende çıkmıyordum artık..
kardeşim turgut bu evdeyken dünyaya geldi ki ondanda yarın devam ederim artık..selametle..
YORUMLAR
hayalperest mitralyöz
Dayaklar sizi hem tedbirli olmayı öğretmiş hem de cesaret aşılamış... Tabi bu sizin hikayeniz mi bilmiyorum öyle olduğunu ferzederek yazıyorum...
Şuna inanın onlar kürt olmasaydı da siz o dayakları yerdiniz mahalleye gelen sonraki çocuk oranın yerli çoçuklarının bu tür olaylarına uğrar..
Kolay gelsin...