AŞK GİTMEKTİR BAZEN
Aşk gitmektir bir kalpten bin kalbe…
Aşk gitmektir bir akşamüstü, karanlığa karışıp yok olmaktır. Geceyi üzerine çekip gözyaşlarını saklamaktır aşk, karanlığın altında hüngür hüngür ağlamaktır. Aşk bir kalbi terk etmektir ansızın. Durup dururken düşündürmektir bir bahtı karalıyı…
Aşk yitmektir bir ruhtan bin ruha…
Aşk kopup gelmektir bir çığ nasıl düşerse dağdan öyle… Bir kalpten kopup gelmektir ansızın, büyüdükçe büyüyen bir yalnızlıkta, her ne varsa silip süpürmektir ruhta… Geriye birkaç hatıradan gayri bir şey bırakmamaktır aşk. Son bakıştır gözlerde saklı kalan ölüce, son dizedir dilde asılı duran ahenksizce, son seviyorumdur soğuk bir meze gibi duran kalpte…
Aşk güvercin gerdanlığıdır. Güvercinlerin boynunda bulunan halka biçimindeki tüyler, Klâsik İslâm Edebiyatında, boyna geçen ve ölünceye kadar çıkmayan ’aşk zinciri’ sembolü olarak birçok şair tarafından kullanılmıştır. Aşk bir gerdanlıktır boyunlarda ve ömür boyu maşukun ellerinde oradan oraya sürüklenmektir kayıtsızca… Aşk ilmektir boyna geçirilen; kara mı kara, yağlı mı yağlı ve ayrılık dolu bir ilmektir. Aşk idam olmaktır adamakıllı…
Aşk tutulmaktır bir çigan gözlüye ölesiye, kör olasıya hem de… Gözlerinin hapsinde, kirpiklerinin demirlerinde mahkûm olmaktır kölesiye… Aşk hüznü peşin olan bir ticarettir bilene, veresiyesi yoktur illa ki! Aşk tek taraflıdır; tekleşmektir çiftken; ikiyken bir olmaktır. Çokken az olmaktır. Aşk azalmaktır işte! Azar azar yitmektir.
Aşk vurulmaktır bir ipek saçlıya, asılmaktır her birine idama çekilir gibi, tel tel ölmektir onun saçlarında… Aşk tutup çekmektir saçlarından ayrılığı ve öpmektir hüznü dudaklarından ayrılığı çeker gibi… Nefessiz kalmaktır aşk, boğulmaktır. O sevgilinin nefesine muhtaç kalmaktır, teneffüsüne mecbur kalmaktır, öpücüğüne mahkûm olmaktır.
Aşk tutuşmaktır ateş ateş, köz köz yanmaktır bazen, üfledikçe artan arttıkça yakan, yaktıkça üşüten bir illettir aşk, bile bile arzu edilen. Ne su kâr eder bu yanmışlıkta ne de rüzgâr! Aşk galiba küllene küllene bitmektir. Aşk bir yangın sonrası kömür olmaktır, dağ dağ olmaktır.
Aşk gitmektir bazen alıştığınız kucaklardan çok ötelere… Yakından hissettiğiniz nefeslerden kopmaktır aşk bazen… Kimselerin olmadığı, kimselerin sizi tanımadığı, kimselerin size dönüp bakmadığı milyonların içinde kaybolmaktır aşk. Öylesine yalnız öylesine kalabalık ve öylesine kimsesiz hissetmektir aşk.
Aşk terk etmektir severken içten içe, delice, hesapsız kitapsızca… Öleceğini bildiğiniz kanserli bir hastayı yaşatmaya çalışmaktır aşk, öleceğini bile bile… Aşk ölmektir sevgilinin gözlerinin ta içine bakarak, tetiği çekmektir, zehri içmektir, şalteri indirmektir, ipi çekmektir; inadına, bitesiye…
Aşk nefrettir bazen sevgilinin suratının tam ortasına bir bakış atmaktır öfkeyle karışık hem de… Büyütmektir için için nefreti bir yanardağ ifrazatı gibi kusmaktır vakti geldiğinde aşk, bir derin dalga gibi yutmaktır sahilleri aşk, bir yıldırım gibi çakmaktır, bir bomba gibi patlamaktır aşk yürekte.
Aşk ağlamaktır bazen, hüzne gebe gözlerde boşalmaktır aniden sağanak sağanak, iliklerine dek ıslanmaktır aşk ve sonra terk etmektir, bilerek. Yağmurda kutsanmaktır aşk, gözyaşlarında günahlardan kurtulmaktır, rabbe dönmektir aşk, kul olduğunu fark etmektir, aciz olduğunu idrak etmektir. Kalpten aşktan gayri ne gelir demektir aşk.
Gitmektir aşk; ona ait her ne varsa yakıp yıkıp gitmektir aşk. Ardına bile bakmadan.
Gözünü dahi kırpmadan.
Gitmektir aşk, mektupları yakmaktır. Kaderi ters yüz etmektir aşk. Gitmektir aşk, bitmektir aşk, yitmektir aşk.
Ve aşk sevgilinin gözlerinde batıp giden bir gemidir, hüzünden kurulu yelkenleri, nefretten yelleriyle son sürat karanlığa giden; rotası belli kotası belli bir gemidir aşk.
Aşk gitmektir bazen.
Terki terk etmektir her şeyi, herkesi; sevgiliyi, eşyayı, mekânı vesaireyi…