- 544 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Hayat
Güneş gülümserken sabahın ilk ışıklarında , gerindi o sıcacık yatağında. Kalktı. Sabahları öyle şapşal oluyordu ki aynada kendine baktığında kendi bile gülerdi haline . Hep doğaldı kendince . Ellerini , yüzünü yıkadı. Suyu iliklerine kadar hissetmekti niyeti . Ve çocukken de olduğu gibi hala pijamasının kollarını ıslatmakta ustaydı . Önce çayı koydu . Sonra insanın karakterini yansıtan kıyafetlerini özenle giydi. Kalın giyindi bugün . Havalar aldatıcıydı zira , soğuk oluyordu ; bazı insanların da böyle olduğunu düşünüp acı acı gülümsedi. Saçlarını taradı . Kızlar tokalara düşkündü . Oda severdi tokaları ama sabahın köründe saçlarıyla o denli uğraşmak canını sıkıyordu. Zaten tarak vursa yeterdi o dümdüz saçlarına . Hafif bir kalem ve rimel sürdü . Bu ona yeterdi . Kahvaltısını yaptı prensesler gibi . Montunu ve çizmelerini giydi . Çantasını kaptığı gibi çıktı evden. Okulu çok uzaktı . 1 saat mesafe de . Bazenleri astığı oluyordu okulu ama finaller ona kazık atmasın diye inatla kalkıp gidiyordu şu sıralar okula . Bu yolculuk sırasında en sevdiği şey insanları analiz etmekti . Nede komikti bazıları :) Onu bile muzipçe güldürürlerdi . Bazıları da öyle hüzünlüydü ki ; kafalarından ne geçiyor acaba diye düşünmeden edemezdi .
Otobüse bindi . Şöföre günaydın diyip akbilini bastı. Genelde orada çıkan yeşil rengi severdi. İçinde daha para olduğunun göstergesiydi bu çünki :) Cam kenarına kuruldu . Kulaklıklarını taktı. Genelde sakin müzikleri dinlerdi ve radyodaki haberlerden olduğunca kaçınırdı . Hava durumları bile kışın canını sıkardı. Kendi tahmin etmek isterdi genelde . Havaların onunla oyun oynamasına kızsa da gene de her mevsim ayrı güzeldi güzelim İstanbul’un da . Kuşların cıvıltısını , kedilerin mırıltısını ... Her anın tadını çıkarmaya çalışırdı canı sıkkın olmadığı sürece . İnsanlara baktı . Yüzleri gülümserken , gözleri hüzün kokan insanlara . Ne yaşamışlardı acaba . Kendisi gibi ölümleri tatmışlar mıydı ? Yoksa maddi durum muydu ? Kızları mı kaçmıştı evden ? Eşleriyle , sevgilileriyle kavga mı etmişlerdi ? Kim bilir...
İnsanların düşüncelerini tahmin etmeye çalışırdı . Ahh keşke aklından geçenleri okuyabilseydi hepsinin . Ama kendi istediğinde . . Aklıyla bir kadına yoğunlaşmıştı o anda . Sonra birden ağlama sesi geldi kulağına , içli içli.. Döndü durdu da bir türlü göremedi kimin ağladığını . Sonra otobüs kalktı . Bir sonraki durağa yol aldı . Zihnimi oyun oynuyordu ona ? Daha sonra otobüse bir adam bindi . Gözlerine baktı adamın kaçırdı ondan . Dikkatini çekti . Tam karşısına oturdu . Bu adamdan da ağlama sesi geliyor gibiydi. Gene baktı etrafına yoktu ağlayan aşina . Evet adam ağlıyordu . Gözlerinde yaş yoktu . Ama hüznü ağlıyordu . Duydu sesini . Bakma kızım dedi gözlerime . Benim yavrumu hatırlatıyorsun bana . Nasıldı vurdum ben sabah evden çıkmadan ona ? Duyduklarına inanamıyordu . Evet evet adamın aklından geçenleri zihninden duyuyordu . Ağladı adam . Ağladı . Yüreği ağladı. Elleri ağladı. . İşe gidiyordu . Neden vurduğunu söylemedi ona . Belki de söylerdi yazının devamında ...
Sevgiler ..