- 2126 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞASIN , EŞİM HAMİLE !
CEHENNEM / LİK HAYATIM - 10
YAŞASIN , EŞİM HAMİLE !
Hayatımda çok önemli bir dönemin daha başlangıç günlerindeyim.
Sanırım ilk günlerden hamile kalmış eşim ama bana ancak bir kaç ay sonra söyledi. Sebebini şu anda bile tam olarak bilemiyorum. Günahına girmeyeyim ama beni bırakıp gitmeye niyetli olup, baba evine çocuksuz olarak dönmeyi düşünmüş olabilir. Ya da emin olmadığı için de söylememiş olabilir.
Demiştim ya ; beni bırakıp gitmemesi kesinlikle mucize idi. Yüz kadından doksandokuzu çekmezdi kahrımı ! O, herhalde yüzüncüsü olduğu için sabretti bana.
Söylediğinde şok oldum ; uçtum mutluluktan. Daha düne kadar kahve köşelerinde, yuvasız, ailesiz yaşayan birinin, şimdi baba olacağını öğrenmesi az şey midir sizce ?
Davranışım yüz seksen derece döndü o günlerde. Birden insafa geldim sanki. El üstünde tutmaya başladım Eşimi. Yeni tanışmış liseli aşıklar gibi olduk o günlerde.
Babam deseniz, dünyaya yeniden gelmiş gibi oldu. Çocuklar kadar sevinçli, mutlu, neşeli biri oluverdi. Kahvede müşterileriyle paylaşmış mutluluğunu. Bedava çaylar ısmarlamış herkese. Sabahları zaten ezandan önce kalkıp açıyordu kahveyi, şimdi daha da erken gitmeye başladı. Ayakları yere değmiyordu adamın ; uçuyordu, havalardaydı.
Ne var ki, bu büyük mutluluk ve bana verdiği yüksek moral bile okulumda başarılı olmaya yetmedi. Halâ derslerimden hiç bir şey anlamıyor, hiç bir önemli dersten geçer not alamıyordum. Oysa sabahlara kadar masa başında ders çalışıyordum. Fakat nafile. Olmuyor, olmuyor işte !
Bebeğimiz için çeyizler hazırlamaya başladı eşim. Amerikan bezinden bezler, yün battaniye, zıbın, hırka,tulum, patik, daha neler neler ! Bir köylü kzıydı o ve elinden böyle işler çok iyi geliyordu.
Bu arada annemin yanında kalmaya başlayan ablama da görücü usulü dünürler gelmiş. Beni de çağırdılar. Eskişehir’li bir Tatar eniştem oldu. Kısa sürede evlendi ablam da.
Eşime bir dikiş makinesi almayı düşündük babamla. Benim aklıma ablam da geldi ve iki ayaklı makine birden aldık.
Eşim gerçekten de çok becerikliydi. Makinesi de olunca harikalar yaratmaya başladı.
Rüyalarımıza kız bebek girdi. Çok sevindik ikimiz de. Ben başka erkekler gibi erkek çocuk meraklısı değildim. Kız çocuğum olmasını gerçekten daha çok istiyordum. Adını bile hazırladık ; İlknur diyecektik kızımıza. İlk nurumuz olacaktı o bizim.
O güzel günlerin mutluluğu da uzun sürmedi. Okulda devam eden başarısızlığım yine bunalıma sürükledi beni. Hamileliği epeyce ilerleyen eşimi yeniden horlamaya başladım. Öyle ileriye gitmeye başladım ki o günlerde ; aslında başkasını sevdiğimi, ondan ümidi kestiğim için kendisiyle evlendiğimi söyleyecek kadar alçaldım, o kadar zalimleştim.
Hamile bir kadına eşinin, aslında başkasını sevdiğini, kendisiyle de ondan ümidi kestiği için evlendiğini söylemesi nasıl bir şeydir ?
Böyle bir şeye hangi kadın katlanır ? Çaresizlik midir sebebi, sevgi midir, aşk mıdır, fedakârlık mıdır ? Ağladı, ağladı ama inanıyorum ki gitmeyi, terk etmeyi hiç düşünmedi.
Bana gelince : Nasıl bir insanım ben, nasıl bir erkek ? Aciz mi, aşağılık mı, zalim mi ?
Cehennemlik diyorum ben kendime. Kimbilir belki siz daha fazlasını söyleyeceksiniz.
Kendimi savunacak, aklayacak hiç bir muzaretim yok. Ne deseniz haklısınız.
Son demlerinde hissediyorum kendimi hayatın. Beş yıldır yazıyorum bu sitede. Bir çok dostum, arkadaşım, okuyucum oldu. Kimbilir benden sonra bir tanıyandan nasıl biri olduğumu öğrenip şok olmayın diye anlatıyorum. Benden öğrenin istiyorum kim olduğumu, ne olduğumu.
İyi bir adam değilim işte ben. Cehennemlikim diyorum ya ! Boşuna değil işte !
( Devam edebilir )
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Eleştiri yapmak haddim değil,güzel bir yazı.Eşinize saygılar sevgiler,yalnız uyarayım...kadın dernekleri bu yazıyı görmesinler,ondan sonra ayıkla pirincin taşının.
Fikret TEZEL
Hem ben itiraf etmesem, istihbarat alırlarsa cezam daha ağır olmaz mı (:
İlgi, yorum ve anlayışınız için teşekkürler.
Değerli arkadaşım.
Bundan öncekileri olduğu gibi bu yazınızı da ilgi ile okudum...Anlatım sade ve yalın...Çok güzel bir yazı...İçeriği hakkında yorum yapmak ise ne benim ne başkasının haddine değil...Dinimizde bir kural vardır: Allah ile kul arasına hiç kimse giremez...Kemdinize cehennemlik sıfatı yakıştırmanız da doğru değil...O konu da tamamen Yüce yaratanın tekelinde olan bir konu... Siz bir takım hatalar yapmışsınız kabul de en büyük erdem bunlardan pişmanlık duyabilmektir. Onu da zaten dile getiriyorsunuz. Şu an için mutlu musunuz? Ona bakın siz...
Selam ve saygılarımla.
Fikret TEZEL
Hem aynı zamanda pişmanlık indirimi de söz konusu olabilir belki (:
Selâmlar, saygılar.
Çok anlaşılmaz biri...belki cahillik,belki sevgi bilmeyen ama en önemlisi bu huyun farkında olup düzelmek..okumaya devam edeceğim...sevgi diyorum...hep sevgi...
Fikret TEZEL
İlgi,yorum ve anlayışınıza teşekkürler.
Fikret TEZEL
Yine lisede, beyin yorgunluğu- sürmenaj - hastalığı, beni bambaşka biri yapmıştı. Ne yaptığımdan, ne de çalıştığımdan hiç bir şey anlayamaz duruma gelmiştim. Çamurda çırpınan, çırpındıkça batan biri gibiydim.
O haldeki birinden nasıl bir insanlık beklenebilir ?
Bir nebze olsun düzeldim belki ama iş işten de geçti artık. Şimdi eşimle aramız çok iyi. ÇÖifte kumrular gibiyiz. Fakat o günlerin ve o hallerin kaybettirdiği maddi, manevi hiç bir şey geri gelmiyor artık.
İlgi, yorum ve anlayışınız için ne kadar teşekkür etsem azdır size. Saygılarımı sunuyorum.