Kitap Çaydanlık Kedi
Altın yeleli bir atla yolculuğa çıkmak istediğim anlar olur. Düşlerime kanat takmanın kestirme yolunu bulurum hemen. Bu yolculuk için, öyle pahalı ağırlıklara gerek duymam. Bir çaydanlık, bir demlik bir ince belli nazenin. Bir de çayımı yudumlarken karıştıracağım kitap olursa, bu yolculuğun tadına doyum olmaz. Bu arada, kitabın kenarlarına kurşun kalemimle not düşmek aldığım hazzı daha da ziyadeleştirir.
Huzur ve sükûn iklimine ulaşmak için, böyle masrafsız bir yolculuğu paha biçilemeyecek nimetlerden sayarım ben. Çayın yükselen buğusu dinlendirirken, harflerin melodisi iç dünyamı zenginleştirir. O melodiye kayıtsız şartsız kaptırırım kendimi. Yeni dünyalar, yeni sözcükler, yeni kavramlarla aşinalık kurarım sessiz sedasız. Öyle kaptırırım ki kendimi bu sükun hâline, Kedim gelip koluma dokunup beni uyarma ihtiyacını hisseder. Bu hâletteyken ona da asla kızamam. Bana daha bir sevimli gelir. Zaten tavrıyla bunun farkında olduğunun sinyalini verir.
Özgürlük kavramını tarif ederken görünen hudutlarla sınırlamak hatasına hiç düşmem. Özgürlüğe simge olarak gökyüzünde uçan kuşları, özellikle de kartalları düşünsem dahi asıl özgürlüğü içimizde yaşadığımızı var sayarım. Hücrede dahi olsa ,secde eden bir insanın özgürlüğüne kim ket vurabilir. Harflerin, kelimelerin denizinde kulaç atmayı da özgürlük sayarım ben. Kalem tutabilmeyi , duygu ve düşünceleri ete kemiğe büründürmeyi özgürlüğün daniskası olarak kabul ederim.
Ayrıca, mütevazı bir hanede , çayımı yudumlayıp kitabımın sayfalarını çevirirken kedimin mırlaması, ocakta ya da semaverde kısık ateşte çayımın kaynaması özgürlük ve zenginlik kavramlarının harmanıdır. Bu tür bir yaşantı “hiçten saadetler” kategorisinde ele alınsa yeridir. Hem özgür hem zengin olmak ayrıcalığıdır bunların bütünü. Söz konusu durumlar, fazla bir paranızın olmasını gerektirmez.
Ancak, soğuk bir coğrafyada yaşıyorsanız ısınma ile ilgili fazladan bir harcamaya ihtiyaç duyabilirsiniz. Bunun sorumlusu da okuduğunuz kitap, yudumladığınız çay değildir. Bomboş otursanız da yakacak ihtiyacınız zaten olacaktır. O zaman, kitap okumak ve çay içmek hazzından kendimizi mahrum etmemeli; yeni güzellikler keşfetmeye, gelişmeye , devam etmeliyiz. Dört duvar arasında bile özgür olmanın yolunu bulanlardan olmalıyız.
O hâlde, mesut olmak için gerekli avadanlığı sayarsak; çay , çaydanlık, demlik cam bardak, kitap, semaver, kedi. Sağdan say yedi soldan say yedi . Yediler aşkına hu. Çayınız demli sükunetiniz kademli olsun. İşin bundan sonrası altın yeleli atı eyerlemeye ve mahmuzlamaya kalıyor hayal dünyasında...
Ankara, 20.12. 2011 İ.K
YORUMLAR
Çok hoş bir yazı olmuş,kaleminize sağlık...Öyle bir betimlemişsiniz ki okurken sanki yaşıyor insan!
''Özgürlüğe simge olarak gökyüzünde uçan kuşları, özellikle de kartalları düşünsem dahi asıl özgürlüğü içimizde yaşadığımızı var sayarım. Hücrede dahi olsa ,secde eden bir insanın özgürlüğüne kim ket vurabilir.''çok yerinde bir tespit...Biz insanlar nedense önce uzaklarda ararız herşeyi sonra bakarız ki aradığımız herşey içimizde...