yeni(bir)yıl yazısı
Günler yorgun bir lokomotif gibi ağır ağır ilerliyor, en yakın istasyona doğru. En son çıktığı gardan ayrılalı hayli zaman oldu. Uzun, kahırlı ve kıvanç verici bir yolculuktu.
Çok acılara göğüs gerdik, çok ilkler yaşadık, çok sevinçleri bölüştük…
Şimdilerde başka bir heyecanın masum merakını yaşamaktayız. Yeni bir yolculuğa çıkmadan evvel aklımızda planlarımız ve hayallerimiz var. Yine kocaman dünyaya sığmayacağız, dünyaları verseler almayacağız. O kadar meraklı ve istekliyiz ki; ters giden ne varsa yoluna koyacağız. Yarınımızda ne olacağını bilemezken, gün aşırılarının getireceklerini sabırsızlıkla beklemekteyiz.
İnsan işte, ne kadar da acizdir!
Sakin sakin caddenin bir ucundan diğer ucuna adımlarken, yılsonuna yaklaştığımızın farkına vardım. Pazarlama anlayışının getirisiyle vitrinler süslenmiş, yeni yıla ait sıradan sözlerle donatılmıştı. Renk renk ışıklar, çeşitli süs eşyaları, cazip olan vitrinleri daha da çekici hale getirmişti. Sanki yeni yıl ürünlere gelecek sadece! İzlerken hayran olmamak, hayallere dalmamak, istem dışı alış veriş yapmamak içten bile değil.
Herkesin yapmak istedikleri var gelecek yılda, değişim vitrinlerde olsa da. Beklentileri var, umutları var… Yeni yıldan bahis geçse önce sağlık, sonra huzur ve azıcıkta paradır umulan. Oysa bunların hepsine sahibizdir de, hazır pakette sunulmuş halini isteriz.
Sağlığımız daima bizimdir sahip çıktığımız müddetçe!
Huzuru sağlamak mümkündür isteyince!
Paramız olacaktır elbet çalışınca!
Yaşamak zevklidir, yaşamasını bilince!
İnsanoğluyuz işte! Bir türlü kendimizi anlayamadığımız için; neyi istiyoruz, nasıl istiyoruz tam bilmiyoruz.
Değişime nedense, vitrinlerden başlıyoruz!
Biz istemedikçe yıllar bir şey getirmeyecek, bir şey değiştirmeyecek. Hayretle bakacağız, kendiliğinden olan bir şeyler yok. Sonra yeni bir yılı bekleyeceğiz iyi dilekler de bulunacağız gelen yıldan.
Yeni yıl;
Bir yaşı daha geride bırakmak, ömür sermayesinden bir parça daha tüketmek… Yeni sorumluluklar kucaklamak…
Çocukluğun masumluğunu ve özgürlüğünü yitirmek, istemediğin şeyleri istemeden yapmak…
Cesaretini kaybetmek, merhametini yitirmek belki de taştan ayırt edilememek…
Adına “hayat işte“ diyerek, çoğu şeyleri meşrulaştırmak, kendi yalanına kendini inandırmak…
Sevdiklerinden birini daha kaybetmek, yeni ayrılıklar yaşamaktır yeni yıl. Bazı güzel ilklere imza atmak, ne olacağını bilmeden yeni başlangıçlar yapmaktır. Yaptığın güzel işlere devam etmek, istemediklerinden vazgeçmesini bilmektir.
Ömür vitrininizi yeniden gözden geçirmek, süslemek, ışıklar takmak, ihtiyaç varsa alışılmış “mutlu yıllar” yazmaktır yeni yıl.
Belki de hiçbir şey yapmamak, gözlerini ufuklara dikip zaman parselini önemsemeden yaşamaya devam etmektir. Kendine biçilen ömrü parçalara ayırmamaktır.
Yeni yıl; kendi istediğin şekilde yaşamayı başarmak ya da istemediğin gibi yaşamaya mecbur kalmaktır.
Haftanın ilk gününde, yorgun bir beden ve karışık zihinden döküntüler doldurdu sayfamı. Bu seferlikte böyle olsun. Başka bir yılbaşında daha düzenli yazmayı deneyeceğim, ömrüm varsa(!).
Her şey gönlümüzce olsun!