- 1525 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Yalnızlık Hastalıktır
Sen kalabalığı sevmiyorsun.
Yalnız yemeyi, yalnız yürümeyi, yalnız gülmeyi, yalnız çalışmayı, yalnız olmayı seviyorsun.
Neden.
Nedir sana yalnızlığı cazip kıldıran.
Yalnızlık! Ah şu yalnızlık!
Ben mi yarattım seni. Ey kaderimin cilvesi yalnızlık !
Ne yana dönsem yarasalar ensemde, sırtlanlar peşimde.
Eteklerimden süzülüyor yılanlar. Hangi birine teslim olayım. Duru coşkusuyla boğamadığım kanımı hangi birisine akıtayım. Kutsanmış salgılarımı kurutup, hangi birisine sunayım.
Yalnız doğmayız, yalnız ölmeyiz. Ana karnında, ceninde oluşur, ana kucağında palazlanırız. Suskun bir kalabalıkla, en azından, bir dört kollu seyahatinden sonra kubura gömülürüz. Ama o biz değilizdir artık. Karbon-nitrojen-oksijen ve hidrojen karışımı leşimizdir yalnız kalan.
Yalnızlık; çokbilmişlikten, kendini beğenmişlikten, bencillikten mi kaynaklanır.
Kişi kendi haline bırakılırsa her koşulda kendini ortamdan soyutlar, yalnızlaşır mı.
Yoksa başkalarının çokbilmişliği, bileni kıskanışı-anlamamakta ısrar edişi, bencilliği, kendini beğenmişliği mi insanları yalnızlığa iter.
Huzuru, mutluluğu, sevmeyi, gülmeyi, eğlenmeyi koşulların zorlaştırdığı söylense de; bunda kişinin kendi tutarsızlığının ve saplantılarının da etkisi vardır. Böylesi insanlar sadece ülkesine, toplumuna, çevresine değil; kendine de yabancılaşır ve yalnızlaşırlar. Düşüncelerinde gerçekleştirmesi gereken değişim ve dönüşüm mümkün olmaz .
Hızlı ayrışmaların yaşandığı bir toplumda, harcanmalar da o denli hızlı yaşanıyor.
Çıkmazlara kendi isteğiyle girenler vardır.
Bir daha da çıkmak istemeyenler.
Sözünü geçiremeyenler, isteklerini gerçekleştiremeyenler, dayattıklarını kabul ettiremeyenler vardır. Devamlı içlerinde bir hüzün, bir yıkılmışlık, bir ağlama isteği olur.
Kazara ‘’öküzüm torbadan düştü, gördün mü ‘’türküsü çalsa radyoda, anasına avratına küfür ediliyormuş gibi zorlarına gider. Çünkü onlar geçmişteki güzellikleri hatırlatan resimlere bakıp acılı şarkılar dinlemek, dertlenmek isterler.
Geçmişe özlem, geleceğe güvensizlik midir yalnızlığın mayası.
Kafa, eylemin gereksizliğinden dem vurur. Dinginliği yeğler.
En kalabalıklarda bile kişi kendisiyle derin sohbete dalar.
Yalnızlık kolay olanın seçilmesidir. Kaçmaktır. Öyle bir kaçış ki, kurtuluşu olmayan, güneşi hiç doğmayan karabasanlı bir gece tünelinde uyuşuk çırpınmalarla sonlanır.
Bana ne yalnızlığın felsefesinden, yalnızların acılarında. Bana ne yalnızların kederlerinden. Yalnızlık sosyal bir hastalıktır, varsın doktorları ilgilensin.
Savaşmadan, barışmadan, peşinde koşacağı bir davası olmadan yaşayanlardan, yalnızlığından memnun olan yalnızlardan bana ne.
Tembelliğiyle, asalaklığıyla, alışkanlığa dönmüş pısırıklığıyla kendini bunalım uçumlarına sürükleyenlerle varsın uzmanları ilgilensin.
İşte ben de böylece yalnızlığı seçmiş oldum. Yetiş doktor.
Keder ve sevinç gözyaşını-gülümsemesini-taşkınını, acıyı- tatlıyı paylaşmak yerine sıvışmak, ya da hırlaşmak yalnızlıktır, hem de yüksek dozda bencillik yalnızlık karışımı.
Yalnızlık bir bakıma bencilliktir. “Ben”ini götürümleştiren kör bencilliktir. Yalnızlığa anlam yüklemenin anlamsızlığıdır.
Her insanın hayatında varlığından huzur duyduğu birisi olmalı. Gözlerini güne açtığında, dürüstlüğüyle, içtenliğiyle, bağlılık ve sevgisiyle ilk aklına gelen birisi olmalı. Yüreğindeki sevgiyle günlerini ısıtan, yokluğu varlığını anlamsız kılan birisi.
Onu dinlemek ve sesindeki efsunlu havayı teneffüs etmek, büyük bir ödüldür. Size düşen sadece kıymet bilmektir, onu kaybetmemek için elinizden geleni yapmaktır.
Her insanın hayatında varlığından huzur duyduğu birileri olmalıdır. Zaman ve emek harcamaktan haz duyduğu birileri. Kapısını çaldığında sıcak kabul göreceği, kapısına geldiklerinde kucak açacağı birileri.
Her insanın hayatında varlığından huzur duyduğu çevresi, toplumu, yurdu, ulusu vardır. Olmalıdır. Mutluluğu, zenginliği ve hatta varlığı buna bağlıdır. Hangi olumsuz koşullar egemen olursa olsun varlığının garantisi olan bu değerler için emek ve özveri ortaya koyması gerekir.
İşte bu zorunluluk, insanoğlunun ciddi bir davası olduğunu, davasına sahip çıkabilmek için birlik ve ortaklık içinde olması gerektiğini gösterir.
“Yalnızlık Allah’a mahsustur” insanlar toplu yaşarlar. Toplu yaşamanın nimetlerinden yararlanır, külfetlerine katlanırlar.
Yalnızlık hastalıktır.
Müsadenizle.
YORUMLAR
Yazınız harika .Okurken şu şiirim aklıma geldi.
Yalnızlık bir hastalık gibi
Yalnızlık bir hastalık gibi
Durmaz kanar yarası yüreğimde.
Her bir soluk gayretinde çekiyor
İçine ruhumu.
Kimler nasıl yaşar, nasıl kurtulur
savaşından bilinmez.
Yalnızlık senli sensizlik midir söyle.
Bir gece şuursuzca uyanmak uykudan ,
Giden buğulu gözlünün ardından.
Gök ağlarken ılık gözyaşlarıyla
Dediğin gelir aklıma iki kurşun var aramızda,
Yalnızlık biterse harcanacak.
........
sevgi ile kalınız..
İnsanlar ve insan kitleleri arasındaki bağlar koparılınca, parçacıkların savunması zayıflıyor.
Kurda kuşa yem olmaları kolay oluyor.
Yalnızlığı insanlar bilerek seçmiyor ki, zorlanıyorlar yalnızlığa.
Sürüden ayrılanı kurt kapıveriyor.
Bütünlük içinde, sağlam düşünce ve edebiyat sanatını yoğurmuş bir deneme olmuş.
Kısacık ömrümden koparıp buraya yapıştırdığım zamanın hakkını verenler güzel yazılardır benim için.