- 2219 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÖKBEL KÖYÜNDE AHŞAP YONTUCU
Ahşap yomtucu Gökbel köyünden Mehmet Şahin
Dalyan İztuzu kumsalına giderken köyün yanından geçiyorsunuz. Yol kıyısında “Alev Gözleme” diye adlandırılmış bir dinlenme yeri var. Yaşlı bir teyze burayı evirip-çevirir. Çeşit çeşit gözleme yapar, yanında isteyene ayran, isteyene çay sunar. Ara sıra uğrarım. Hem dinlenir hem de zamanı varsa, fazla işi yoksa söyleşiriz.
Etrafta dikkatimi çeken ahşap yontular vardı. İlkellerdi. Ama dikkat çeken bir yönleri fazlaydı. İzlerken düşünürdüm; böyle bir yerde, dağ başında ara sıra ağaç yontan, bundan zevk alan birileri vardı demek.
Bir gün keser sesleri duydum. O yana gittiğimde o yontuları yapan ustayı gördüm. Bir köşeye oturmuş kendi kendine ağacı yontup duruyordu. Bir süre izledim. Öyle dolu dolu araç-gereci yoktu. Bir keser, keseri tutan eli, yonttuğu ağacı sıkıştıran ayağı. Tüm tezgahı buydu. Yerde altta destek olması için uzatılan ağaç parçası, keser, keseri tutan el, ağacı sıkıştıran ayak…
Zevk için yaptığını, bu nedenle yaparken zevk aldığını söyledi. Yaptıktan sonra sevip isteyenler olursa, onlara verdiğini belirtti. Özellikle de çocuklara. Hatta köyde zar-zor edindiği oyuncağı kırılan çocukların oyuncaklarını ahşaptan uyarladığı parçalarla onardığını, böylece çocukları sevindirdiğini de ekledi.
Usuma çocukluğumuzda marangozların yaptığı ahşap oyuncaklar geldi. O günlerde oyuncak yoktu. Oyuncağını herkes kendisi yapardı. Bulduğu çubuğu, tahta parçasını, ağaç dalını evirir, çevirir, yontar kendince oyuncağa dönüştürürlerdi.
Ben bunları düşünürken ustam keserle yontmayı sürdürüyordu.
Kolay gele diyorum ustaya.
Ona yeniden selam olsun.
Mehmet ERBİL
www.mehmet-erbil.tr.gg
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.