- 1457 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
AŞIK KAZANOĞLU ve ŞİİRSEL DÜNYASI(2)
Mustafa CEYLAN
***********************
İlkokulu doğduğu köyde bitirmiş Kazanoğlu. Asıl adı SELAHATTİN KAZAN’dır. KAZANOĞLU adını ona biz pek de güzel yakıştırmaktayız.
Köy çocuklarının garipsi ve köysü hallerini burada anlatmak istemiyorum, ancak, 60 haneli bir köyün en ortak noktası, kültür ve haber merkezi elbette "köy odası"dır. Daha 10 yaşında iken köy odasında o dönemin ünlü ozanı Hicrani’ yi görüp onun muamma çözüşünü izleyen Kazanoğlu, o günden itibaren "ozan" olmak, "saz çalmak" sevdasına tutulmuştur. Köyde o yıllarda "tulum" çalan Kazanoğlu’muz, tıpkı babası Şeker’in Yusuf’un gurbetçiliği gibi, takvimlerin 1969’a geldiğinde 60 hanelik köyünden 7 tepeli Dünya kenti İstanbul’a çalışmaya, ekmek peşine gitmiştir.
İstanbul’da iken Tepebaşı’nda bir plakçıdan 115 liraya bir saz almış ve kendi kendine çalıp söylemeye başlamıştır. Önce türküler, ardından usta ozanların eserleri...
1975’ de evlenir Aşığımız. 5 kız ve 1 erkek çocuk babasıdır.
1976 Temmuzunda askere gider.
Ve
1979’ da yurt dışına Amanya’ya gider. Almanya’da Ozan Arif ile bir etkinlikte-bir programda sahneye çıkar ki bu ozanımızın ilk sahne deneyimi olur.
1980’de ülkeye döner.
Ustan kim diye sorduklarında (Bu sanatı, kuşlara uçmayı öğretenden öğrendim) şeklinde cevaplayan Aşığımız, bade içmemiş, usta malı eserler icrasına devam ederken, kendi eserlerini de dillendirmeye başlamıştır.
1981 yılında Antalya’ya yerleşir.
Ve on yıl boyunca sazı elinde, Antalya’da ki meclislerde çalar söyler. Çalıp söyledkçe Ozanlık geleneği doğrultusunda çileli yürüyüşüne devam eder. Olgunlaşır. 1990 ’ a gelindiğinde, anlar ki ozanlık geleneği, KONYA AŞIKLAR BAYRAMI’na katılmak ve oradan ödül almakla perçinlenir.
Ve
1990’ da Konya Aşıklar Bayramı’na katılır.
Konya Aşıklar Bayramı o yıllarda ağabeyimiz - ustamız- pirimiz Fevzi HALICI’ nın yönetim ve organizesindedir. Antalya’dan gelmiş, Erzurumluyum diyen bir ozanla karşılaşır Halıcı usta. Aşıklar Bayramı’ na iştirak edebilmesi için Kazanoğlu’ nu sınava çeker Fevzi Halıcı usta. Bir "beyit" söyler ve devamını söylemesini ister. Kazanoğlu’da anında cevap verince böylece Aşıklar Bayramı’na katılma imkânını yakalar.
O yıldan sonra;
Konya Aşıklar Bayramı’ nın müdavimlerinden olur ve Başta ATIŞMA dalı olmak üzere çoğu dalda BİRİNCİLİKLER dahil çeşitli dereceler elde eder.
Bu arada eşi kan kanserinden Hakk’a yürür Ozanımızın ve aradan 9 ay geçtikten sonra ikinci evliliğini de yapar.
Bugün, Antalya’da bizlerle iç içe, hemdert olan, gönül gönüle olan Aşığımızı tanımanın ve onu-eserlerini daha ilk çıkış anından itibaren dinlemenin mutluluğunu yaşayanlardnız...
Gurbet
Hiciv
Hayattan şikâyet
Sitem
Millî konular
Dinî konular
Memleket
Sevgi ve Sevgili
Ayrılık
Bozuk düzen
Gönül gibi konularda akıcı bir üslupla küçük yaştan beri çaldığı sazıyla, Reyhanî ve Mevlüt İhsanî tezenesinde-müzik-ezgi ziyafetinde eserler vermektedir. Çoğunlukla geçmişle günümüz arasında bir KÖPRÜ görevi üstelenen ozanımız, öğütçü, yol gösterici, ders verici yalın ifadelerle şiir halısını dokumaktadır.
O’nun için AŞIK MURAT ÇOBANOĞLU :
"Aşık Kazanoğlu, aşıklık geleneğine bağlı ve töresine uygun bir ozandır. Ağırbaşlı, sakin duruşuyla dikkati çeker. Türkiye genelinde çok yerde beğeni kazanmış ve dereceler almıştır. Konya Aşıklar Bayramı’nda her yıl bir-iki derece alan aşıklarımızdandır. 1996 Aşıklar Bayramı’nda ATIŞMA DALI birincisidir. Bundan sonra çok daha iyi dereceler alacağına inanıyorum. Kendisine başarılar diliyorum" derken;
AŞIK YAŞAR REYHANİ’ de;
"Kazanoğlu’nu 1991 Konya Aşıklar Bayramı’nda tanıdım. Kendisini mütevazi, alçakgönüllü bir dost olarak gördüm. Ondan sonraki yıllarda birlikteliğimiz devam etti. Bazen şölenlerde, bazen de Bursa’da bizzat evime gelerek beni ziyaret etmesi beni son derece memnun etti. Malumunuzdur ki aşık kolay yetişmiyor, usta görmeden bu duruma gelmesini takdirle karşılıyorum. Şiirlerinde tam olmasa bile o potanın içine yaklaşmıştır. Çok yakında parmakla gösterilecek bir insan ve bir âşık olacağından eminim. Başarılar diliyor, gözlerinden öpüyorum." demiştir.
KAZANOĞLU, BEN VE VATANDAŞ OSMAN(Harun YİĞİT), Antalya’ da ortaklaşa programlar yapan, Türk Halk Edebiyatı’na hizmet etmeye çalışan insanlarız. Bir ekibiz, bir ekol değiliz ama, birbirimize çok inanan ve güvenen; has şiire, kalıcı şiire değer veren dostlarız.
Bir gün birimizi göremesek, ertesi gün mutlaka arar, hatır sorar ve bir araya gelmeye çalışırız. Çoğu dertlerimizi, problemlerimizi paylaşır; neşeli anlarımızı çoğaltmaya, dertli anlarımızı da azaltma gayretine düşeriz hep... Aynı büroyu kaç yıldır paylaşır ve şiir başta çoğu konuda birbirimizi destekleriz.
Kazanoğlu’nun mahzunlaştığı anları ben bilirim. Çocuklaştığı, suskunlaştığı ve gözlerinin dolu dolu olduğu anları hep yakalamışımdır.
Sazına sarılışıyla sesinin titremesi, yürek sesi ile dilinin nasıl ortak olup inlediği zamanları hep görmüş yaşamışımdır.
Bazen de birbirimize ağır olmayan, nezih şakalar yaparak havaya renk ve hoşgörü bulutu sürmeye çalışırız.
Sazını omuzlayıp, il il, diyar diyar gezmesini takip eder, gidişlerini ancak onu göremesek farkeder, gelişlerini de sesimize ses oluşuyla anlarız.
Millî ve ülke meselelerinde aynı çizgide görüşleri paylaşırız da bazen benim ülke problemlerinin çözümündeki sivri çıkışlarıma şaşar kalır o...
ESERLERİ’nde EDEBÎ SANAT olarak en çok TEŞBİH, TEŞHİS ve TELMİH sanatlarını kullanan ozanımız, ÇANAKKALE konusunda çok duyarlıdır.
Çocukluğu köy odalarında geçmiş bir ozan elbette Aşık Kerem, Arzu Kamber dinlemiş ve onlardan etkilenmiş, ilk ilhamlarını onlardan almıştır. Böylece HALK EDEBİYATI’mızın bu kahramanlarına çokça telmihlerde bulunur.
Keremle Aslıyla beraber olur. Mecnunlaşır. Kerem’i Aslı’ya tutar gönderir. Leyla diye diye çöllerde gezinir Mecnun ile. Ferhatlaşır deler dağı ama muradını alamaz hep.
Millî konulardaki telmihlerinde ise İstiklâl Harbinde Mehmetçik olur Atatürk’ün komutasında bir ordudadır, "korkma sönmez" der şafak vakitlerinde, 19 Mayıs güneşinde ısınır.
Dinî değerlerimize yaptığı telmihlerde en çok Eyup Peygamber’den beter olur ve iki cihan Sevgilisi Peygamber’imizi över. Kur’an ’dan bahseder.
Önemli şahıslara yaptığı telmihlerde Derviş Yunus’un eğri odun kesmediğinden bahseder, Mansur’un yerine dara çekilir, uyar Mevlâna’nın çağrısına;
Sonra da;
Sümmani Baba, Aşık Veysel, Emrah’ı anar. Duman olur tüter, dağ deler, yürür sırtında sazı...
Aşık Kazanoğlu’nun şiirlerinin, özellikle son dönemde yazdığı şiirlerinin en güzel yanı bence TEŞBİH(benzetme)lerindeki müthiş ilerlemedir. Hasret kalemiyle mektup yazar yârine, hasret rüzgârıyla açar kapıları, kendisinin her tarafının sevda urganıyla bağlı olduğunu haykırır."Gurbet kelepçesi kolumu sıkar, nağme oldum kavallardan döküldüm" dedikten sonra hayat denen elekten dert elemeye başlayıverir.
Kazanoğlu’nun dağ,taş,rüzgâr gibi cansız varlıklara ve de hayvanlara İNSAN özelliği yüklemesi; yani TEŞHİS’ leri de önemlidir. Daha çok öğüt veren dizelerinde teşhis sanatına baş vurduğunu görüyoruz.
-"Dağlar dile gelir cevap verirdi, hayvan anladı da sen anlamadın, seher yeli bu türküyü sen söyle" gibi söylemlerinde oldukça başarılıdır.
Aşık Kazanoğlu benim en yakın dostlarımdandır.
O’nun hakkında daha çok yazılıp söylenecektir.
Bugünlük bu kadarla yetinelim...
Bir şiiri ile veda edelim olmaz mı?
BİZ VARIZ
BİZİM ADIMIZA ÂŞIK DİYORLAR
EĞER YOLDAN ŞAŞARSANIZ BİZ VARIZ
BİZİM SÖZÜMÜZÜ ARİFLER ANLAR
KAYNAMADAN TAŞARSANIZ BİZ VARIZ
BİZ LEYLA UĞRUNA ÇÖLE DÖNERİZ
BİZ DOSTUN BAĞINDA GÜLE DÖNERİZ
BİZ BİR DAMLA İLE SELE DÖNERİZ
BİZİM GİBİ YAŞARSANIZ BİZ VARIZ
BİZ MİHNET ETMEYİZ AY İLE YILA
BİZİM İÇİMİZDE BULUNMAZ HİLE
BİZ GURBETİZ BİZ HASRETİZ BİZ SILA
HANGİ DERDİ DEŞERSENİZ BİZ VARIZ
BİZ GERÇEYİ SÖYLEDİKÇE KINANAN
BİZ KEREM’ İZ AŞKIN KÖZÜNE YANAN
BİZ YAKUP YÜREĞİ YUSUF’ U KENAN
BİR ZİNDANA DÜŞERSENİZ BİZ VARIZ
BİZ GARİBE UMUT, YOLCUYA YOLUZ
BİZ BÜTÜNÜZ NE SAĞCIYIZ NE SOLUZ
BİZ HAKK’ A SAMİMİ İNANAN KULUZ
BİZİM GİBİ YAŞARSANIZ BİZ VARIZ
BİZ KAZANOĞLU’ YUZ SEVGİYE ÂŞIK
BİZ NAMERT AŞINA VURMAYIZ KAŞIK
BİZ KÜLTÜRE KÖLE CAHİLE IŞIK
ENGELLERİ AŞARSANIZ BİZ VARIZ
Aşık KAZANOĞLU
YORUMLAR
Antalya'dan tanıyorum, birçok değerli kişiyi ve sizi orada tanıdım.Benim katıldığım ilk etkinlikti asla unutmayacağım.Sayın Kazanoğlu'nu yazınızla daha iyi tanıdım.Vefalı yüreğinize sağlık.Saygılarımla.
MustafaCeylan
Kıymetli Şairimiz Yıldız Toksöz;
Çok teşekkürler,
Akdeniz'den selamlar, saygılar...