- 1020 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
sarıkamış hatırası
Dayan yiğitlerim az kaldı, şu tepeyi aşınca soğancıktayız; sıcak yemekler, sıcak tutacak elbiseler, güzel bir uyku sonra banyo… hadi biraz daha dayanın bak çok az kaldı. Bütün bunları söylerken öyle zorlanmıştım ki. Biliyordum hepsi yalandı kaybolmuştuk işte, göz gözü görmüyordu, soğuk bizim için basit bir kelime değildi, iliklerimize kadar hissediyorduk, tabi hissetmediğimiz uvuzlarımızda vardı ayaklarımız gibi ellerimiz gibi… 29 kişi kalmıştık yüzlerce erin arasında diğerleri, ya donmuştu, ya kaybolmuştu, yada ormana doğru koşturmuşlardı nedeni yeterince açıktı kafaları daha fazla dayanamamıştı bu amansız soğuğa bu amansız açlığa… ha gayret yiğitlerim ha Mustafam hadi Zilkifim bakın az kaldı. Hepsi biliyordu, benim gibi bu sözlerin yalan olduğunu kaybolduğumuz gerçeğini… hepimizin ağzında Allah hepimizin ağzında Kur’an … akşam olmuştu şimdi bu soğuğa birde ayaz eklenecekti. Dizlerimize kadar karda bata çıka yürüyorduk, bazen bellimizi geldiği oluyordu karın. Mustafa yanıma yaklaştı komutanım dedi;
nereye gidiyoruz?
Soğancığa Mustafa dedim.
Peki orası nerde komutanım kaç saattir yürüyoruz, gayrı derman kalmadı, ayaklarımı hissetmiyorum açlıktan başım dönüyor, bir ben değil hepimiz perişanız.
Dayan yiğidim dedim şu tepeyi.. sözümü bitirmemi beklemedi
Bu kaçıncı son tepe komutanım dedi, nice dağlar aştık nice yerler dolandık nerede bu soğancık denen yer?
Bir süre cevap veremedim, zaten cevapta beklemiyordu, içini dökmüştü sadece. Gözlerime baktı, neden sonra birden
Komutanım dedi
Bakın gördünüz mü?
Neyi Mustafa dedim gösterdiği yere doğru baktım
Aha orda komutanım nasıl görmezsiniz bana bakıyor dedi
Kim Mustafa kim
komutanım o atına binmiş gelmiş babam o komutanım babam… anam demişti de inanmamıştım gazaya gitti baban gelecek demişti de inanmamıştım.
Öyle sevinçli görünüyordu ki üşümeyi açlığı unutmuş gibiydi. Sonra devam etti anlatmaya
Komutanım babam ta ben çocukken gitmiş gavuru öldürmeye giderken de geleceğim demiş anama sözünü tuttu geldi komutanım bakın geldi babam Hüsamettin geldi komutanım ben gidiyorum elini öpmeye komutanım ben gidiyorum boynuna sarılmaya… sonra gösterdiği yana doğru koşmaya başladı, koşmuyor sanki uçuyordu.
Arkasında bağırdım Mustafa gel orda bir şey yok Mustafa gellll
Oralı bile olmadı, birkaç dakika sonra gözden kayboldu. Sabahtan beri donmuştuk çok soğuktu ama bu Mustafa’nın gidişi bedenimi değil ruhumu dondurmuştu. Artık mevcut 27’di, tabi biraz önce yerden kalkamayan Ali’yi de saymamıştım. Onunda son sözleri Zeliha olmuş beli ki yavuklusunu görmüştü oda Mustafa’nın babasını gördüğü gibi. İki yiğit iki ana kuzusu daha peygamber elini öpmeye gitmişlerdi, birini babası birini yavuklusu götürmüştü tek fark oydu…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.