- 620 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AŞIK KAZANOĞLU ve ŞİİRSEL DÜNYASI(1)
Orta Asya bozkırının ışık salkımı salınımLı günlerinde, sözlü edebiyat döneminde kopuzdan ezgilerle ve mısra başı kafiyelerle başlayan OZANLIK GELENEĞİ’ mizin, bana göre piri HAZRET-İ TÜRKİSTAN adıyla da tanıdığımız AHMET YESEVİ’dir, DEDEM KORKUT’tur. İşte, Seyhun Ceyhun’dan çağıldayarak akan yürek sesimiz, Aral Gölü’ndeki su kuşlarının kanat vuruşlarından, göç yollarından iz iz Anadolu’ya, Seyhan Ceyhan’a, Akdeniz, Ege ve Karadeniz’e kadar gelip uzanmış bir uzun havayız biz ki Ozanlık Geleneğimiz, özümüzün kendisidir. Demir dağları eritende milletimin gücü, karluk’la buz dağını delende, 24 Oğuz Boyuyla akıp gelende yollar boyunca sarı teller iç nağmeleriyle eşlik etmişler bize. Kopumuz, sazımız, bağlamamız yanımızda alnı boz akıtmalı atlarla gelmişiz akın akın Anadolu’ya ve yurtsamışız bu nazlı toprağı. Coğrafyayı vatan etmişiz, ozan sazının teliyle, eviyânın, erenin,abdalın diliyle yoğurmuşuz zamanları, halayımızla, barımızla, semahımızla çevirmişiz zamanın çıkrığını "Ya Allah" diyerek...
Edebiyat tarihçileri ona :
-Ozan
-Kam
-Baksı
-Şaman
-Aşık
-Badeli Aşık
-Hak Aşığı
-Hak Şairi
-Halk Aşığı
-Çöğür Şairi
-Halk şairi
-Kalem şairi
-Meydan şairi
-Halk ozanı
-Saz Şairi
-Sazlı ozan vb... Ne derlerse desinler, onlar’dır bizi biz yapan değerler manzumesinin nakkaşları. Özümüzü dokuyan onlardır. İçimizi okuyan, dilim gibi şakıyan onlardır. Ben sustukça, ürktükçe, içime kapandıkça; onlar benim içimdeki yağmur yüklü bulutları çekip çekip akıtmışlardır zamanın sinesine...Yüreğime yürek, dilime dil, gözlerime ışık olmuşlardır onlar. Onlar Bizim içimizden, biz...
Bizim âşıklarımız, bize Aşıklar onlar...
Saim Sakaoğlu Hocamız bir Aşığın:
-İrticalen söyleme kabiliyeti olacak,
-Saz çalmasını bilecek
-Bade içtiği iddiasında bulunacak
-Atışma yapabilecek özelliklere sahip olması geretiğini söylerken, bizim sevdalımızın, bizim aşığımızın tarifini de yapmaktadır.
Kendisi edebiyat tarihimizin ozanlar altın zincirinin en son halkalarından olan Aşık Yaşar Reyhani rahmetli ustamız da bir Aşığın:
-En az 12 hikâye bilmesini,
-Konya aşıklar bayramı’nda 15 madalya kazanmış olmasını,
-Aşıklıktan başka bir işinin olmamamsını, yani geçimini sazının telleri arasından temin etmesini,
-Atışmayı çok iyi bilmesini,
-Ve yaşının kemal derecesine (olgunluk-ilerlemiş)ulaşmış olmasını isterdi. Böylece, bizim aşığımızın tanımını kendisi de aşık olan birisi de böyle yapmış olmaktaydı.
Bana sorarsanız, ben önce DİL konusunu ve söylem konusunu deyiveririm de bel ki "bunun ozanlıkla ilgisi yok" der birileri. Neyse, ben de ozanın dilinin ANLAŞILIR, MİLLİ, LİRİK olmasını;
Söyleminin ise DERİNLİKLİ-SANATLI-ORJİNAL VE İYİLİK-GÜZELLİK MESAJLI olmasını arzulamışımdır hep.
Bizim AŞIK KAZANOĞLU, işte bu tariflerden hepsine uymakta ve hattâ daha fazla ve daha derin özellikleri de bulunmaktadır.
Bir kere KAZANOĞLU, ATIŞMA dalında ülke birincisi ve KONYA AŞIKLAR BAYRAMI’ nda da özellikle ATIŞMA dalında senelerdir hep birincilik ödülleri almaktadır. Geçimini sazından sağlamakta, sazının telleriyle aile bireylerini, kiradaki evini geçindirmeye çalışmakta, başka bir iş yapmamaktadır. 12 değil bel ki 15 halk hikâyesini bilmektedir. Yaşı ise bir hayli olgunlaşmış bir noktadadır. Zira, 26 Aralık 1955 doğumludur.
Aşıklarımızı gruplara ayıracak olur isek;
a)Sanat Gücü Bakımından
-Üstad Aşıklar
-Usta Aşıklar
-Kalfa Aşıklar
-Genç Aşıklar
-Hevesliler olmak üzere 5 grubu bulunmaktadır ki, Kazanoğlu’muz bana göre Usta Aşıklar mertebesindedir. Üstad Aşıklık yolunda çaba sarfetmektedir. Zaman içinde, umarım Üstad Aşıklar zirvesini de yakalayacaktır.
b)Okudukları Şiirin kaynağı Bakımından
-Usta Malı söyleyenler
-Hem usta malı, hem kendi eserlerini okuyanlar olmak üzere 2 tür aşığımız bulunmakta olup, Kazanoğlu’muz bunlardan ikincisi, yani, hem usta malı hem de kendi eserlerini icra etmektedir. Usta malı eserleri icra ederken de eserin sözlerini ve müzikal ezgisini aynen muhafaza ederek, orjinali şeklinde icra etmektedir.
c)Şiirlerinin Muhtevası Bakımından;
-Dünyevî konularda söyleyenler
-Tasavvufî(uhrevi)konularda söyleyenler
-Hem dünyevi ve hem tasavvufî konularda söyleyenler ki, Kazanoğlu bu grup aşıklarımızdandır. Şahsen ben O’ nun aşk-sevda-ayrılık-gurbet konularının yanı sıra tasavvufî konulardaki şiirlerinin hayranıyım diyebilirim.
d)Hitap ettiği kitlelerce tanınmaları bakımından;
-Şöhreti dar çerçevede kalan aşıklar
-Şöhreti Türkiye geneline yayılmış aşıklar
-Şöhreti Türkiye sınırını aşmış aşıklar.
Bizim Kazanoğlu bana göre, Türkiye geneline şöhreti yayılmış bir aşığımızdır ve dilerim ki şöhreti Türkiye sınırı dışına da taşar.
Evet;
Bana göre, bunların dışında bir ozanın-aşığın şiirlerinde kullandığı tür-tarz ve şekillerin çeşitliliği ve çokluğu da önemlidir. Aşık kazanoğlu şiirlerinde (Koşma, Semaî, Divan, Destan,Lebdeğmez)
(4+3,4+4,6+5,5+6,7+7,8+8)ölçü ve kalıpları,
(Koçaklama, taşlama, Güzelleme, Ağıt,Muamma)
Millî ve dini konularda tavizsiz bir söylem...
Atatürk, Yunus Emre, Alparslan, Fatih, Yavuz gibi tarihimizin önemli şahsiyetleriyle yürek yüreğedir sanki... Ve ben, bir ozan da bu özellikleri ararım. Hattâ ilâveten Ozanlarımızın Divan edebiyatına kazandırdıkları veya oradan aldıkları şiir türlerinde de eserlerinin bulunmasını isterim.
Gelelim Kazanoğlu’ nun doğduğu yer ve ailesine:
Aşık Kazanoğlu’muz Erzurum’un Pazaryolu ilçesinin Süleymanbağı köyü’nde dünyaya gelmiştir. Babasının adı ŞEKERİN YUSUF, annesinin adı ise NEVDER’ dir. Yoksul, fakir oluşu sebebiyle gurbetçi bir babanın evlâdıdır ki 6 çocuklu bir ailesi vardır.
Erzurum...
Doğu’nun başkenti...
Aşıklar diyarı bir gazi şehir...
Aşık Garip, Kerem ile Aslı, Emrah ile Selvihan öykülerinin geçtiği bir mekândır Erzurum.
Kışın kışlandığı, ayyıldızlı bayrağımın alkışlandığı diyar.
-Erzurum Ovasıyla palandöken arasında bağdaş kuran bir kent.
-1.900-2.000 rakımlı.
-25.083 Km2 yüzölçümlü ve bu yüzölçümüyle Türkiye’nin 4’ncü büyük şehri.
-Topraklarının % 64’ü dağlarla kaplı
-Akarsuların(Çoruh, Aras, Fırat)havzalarının birleşme noktası
-Linyit, bakı, demir, krom, tuz yatakları bulunan topraklar...
Ben, en çok Erzurum sabahlarında, erzurum tren istasyonundan ışıyan kar beyazı görüntülerine hasretim Erzurum’un... Deliksiz uyku çektiğim, ağrılı ve sancılı günlerimi, Erzurum gecelerinde dinlendirdiğim akşamları düşlemişimdir hep...
Ve Kazanoğlu’nun doğduğu ilçe Pazaryolu İlçesi’ne gelince;
-Erzurumun kuzeybatısında,
-Sürekli göç veren bir ilçe
-Erzurum’a 117 km uzaklıkta,
-Yüzölçümü 561 Km2
-Merkezden yüksek dağlarla ayrılmış, Karadeniz iklimi bulunmakta
-Sebze ve meyve bahçeleri bulunan bir ilçe...
ve
1998 ylında yapılan bir tespite göre 110 Aşığı bulunan ki bunlardan 53’ü ölmüş, 57’si muhtelif yerlerde yaşayan ozanlar kenti Erzurum...
----------------DEVAM EDECEK--------------
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.