- 778 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AZMİ, UMUDU ELDEN BIRAKMAMAK
Hayatın safhalarında insan birçok mihnetle karşılaşır. Bunları aşmada gerekli olan desteği ona inancı, azmi ve sabrı sağlar. İnsan eksileriyle var olan, yaratılmışlar içersinde en mükemmel, en şerefli bir varlıktır. Kul, beşer şaşar olduğuna göre hayatın sonuna kadar her alanda sınanacak, eksikleri ve artıları olacaktır. Yeter ki insan inancı, umudu elden bırakmasın, istikameti doğru ve samimi olsun…
İnsan birbirine her zaman muhtaçtır. Hayatta bir şeyler kazanalım derken asıl değerlerimizi heba etmemek gerekir. Birbirimize olan sevgiyi, saygıyı ve güveni yıkmadan azimle, umutla, heyecanla hayatımızdaki mücadeleyi sürdürmeliyiz.
Hayata nereden bakıyor ve nasıl bakıyoruz. Bakmadan bakmaya farklar var. Peki, hayata doğru bakmasını biliyor muyuz? Sevgiyi, umudu, güveni, samimiyeti, azmi çoğaltabiliyor muyuz? Gelin insanın küçük bir müdahalesi, gayreti ile tarihi değiştirelim.
Bugün şunu anlayalım ki, görüntüyle gerçeği birbirine karıştırmışız. Ne oldu bizlere, birbirimizden kaçıyor, yüzlerimiz bal yerine sirke satıyor… İnsani ilişkilerimizde, hayattaki mücadelede bir şeylerin bizlerden yavaş, yavaş kaybolduğunu fark edemiyoruz? Benlik bunalımına, maddesel çıkar sendromuna tutulduğumuzu farkında mıyız?
Benlik duygusundan arınarak empati, sempati ve hoşgörüyü denemiyor, iletişimi, sevmeyi, paylaşmayı ve mutlu olmayı neden beceremiyoruz?
İnsan hem sorumluluk taşımalı hem de umutsuz olmamalıdır. Zamanın imtihanında ömür boşa geçmeden dolu, dolu yaşanmalıdır.
Yaşamak umuttur, mücadeledir, direnmektir... İnanmış idealist insanın önünde duracak hiçbir engel yoktur. Birçoklarımız sadece kendi arzularına uyar ve her şeyi bildiklerini, doğru yaptıklarını sanırlar. Hâlbuki insan daima dikeni kendinde, gülü karşıda görürse dikenle gül bir arada bir anlam ifade eder. Bu gün yaşadığımız birçok sorunun çözümü ben demeden, kendimizi karşı taraftan görmekte… Başka birinin penceresinden bakabilmeyi bilmekte… Kendi başına başkasıyla, başkasıyla kendin olmakta…
Biz sorumluluğumuzu biliyorsak, farklı olmak istiyorsak, farklılığı oluşturmalıyız. Bizim için paradan, puldan, maldan, mevkiden önemli şeylerin olduğunu dışımızdakilere her an fikrimizle, zikrimizle, gülümseyerek, hal hatır ederek davranışlarımızla gösterebiliyorsak ne mutlu, yoksa biz ne yaptığımızı, neye hizmet ettiğimizi farkında mıyız?
“İnsanların eksiklikleri bazen en güçlü tarafları olabilir: Ama yeter ki bu eksiklik kafalarında olmasın!" Güçlü olan, yenilmeyen yalnız azimdir.” ( Yahya Kemal Beyatlı) “Bir kimsede azim olmazsa bilgisi ölüdür. Bilgiye yaşam veren azimdir.” (Goethe)
Hayatımıza yön verecek örnekler çoktur.
Günlerden bir gün... Kurbağaların yarışı varmış. Hedef, çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını seyretmek için toplanmışlar ve yarış başlamış. Gerçekten seyirciler arasında hiçbiri yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş. Sadece şu sesler duyulabiliyormuş: "Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!"
Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş. Seyirciler bağırıyorlarmış: "Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!.." Sonunda, bir tanesi hariç, diğer kurbağaların hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı basarmış. Diğerleri hayret içinde bu isi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş. Bu işi nasıl başardın diye. O anda farkına varmışlar ki, kuleye çıkan kurbağa sağırmış!
Azmi, umudu elden bırakmadan, şu hayatta olumsuz düşünen insanları duymadan yolumuza devam edelim... Onlar kalbimizdeki ümitleri çalar, azmimizi kırarlar. Doğru bildiğimiz yolda inançla, şuurla emin adımlarla hedefe yürüyelim ki sonu mutluluk olsun.
Hayatta öyle biri olalım ki, gören örnek alsın, hayra vesile olsun… Birbirimizi öyle bir sevgiyle, muhabbetle sevelim ki sevgi azalmadan çoğalsın... Öyle bir insan olalım ki çevremizde ışıklar çoğalsın, bahçelerde güller açsın. Biz, öyle bir biz olalım ki, aramıza kimse nifak tohumları ekemesin.
Kimi zaman hayat bize tüm zorluklarını sunar, bir sınava tabi tutar. İşte o an yapmamız gereken tek şey, inancımızı kaybetmeden azimle çalışmaktır. Yaşantımızda bizi ileriye götüren tek şey; hayata güzellikle, sevgiyle, samimice bakışımız ve yaratana olan inancımızdır. Bunda hiçbir zaman kuşkumuz olmamalı. Hayatınızda, yüreğinizin sesini dinlemeniz sizi mutluluğa götürecektir…
Dünyada üç grup insan vardır: Bir şeyi yapan ve oluşturan “küçük” seçilmiş grup. Bir şeyin yapılmasını seyreden “büyükçe” bir grup. Ne olup bitiğini bilmeden yaşayan “muazzam bir kalabalık.” Varın seçimi siz yapın… Umut ve azimle, kalbimizde yaşanmamış güzelliklerin yaşanması dileğiyle…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.