- 3680 Okunma
- 17 Yorum
- 0 Beğeni
EMİNELER VE TUBA
Bu güne kadarki yazılarımda hep erkek öğrencilerimden bahsettim sizlere…Peki benim hiç mi kız öğrencim olmadı? Oldu elbette…Ama geçmişe dönüp de baktığımda onları hep acılı ve acıklı hikayeleri ile hatırlarım…Elbette içlerinde mutlu hikayeleri olanlar da vardı ama nedense kızların çoğunun hikayesi hep acılıydı.
Bu gün bahsedeceğim Eminlerden ilki öğrencim değil. Halamın kızı…Diğerleri öğrencilerim…Tuba da.
Beşinci yılımı doldurmak üzere olduğum lise hayatımın sonlarına doğru babam her nedense beni evlendirme telaşına düştü. Daha yirmi yaşındayım…İş yok güç yok ama babam her nedense kafaya koydu beni evlendirmeyi. Tabii ki adaylar da yakın akrabaların kızları…Özellikle de üvey annemin tarafından. Lakin kime yanaşıyorsak havamızı alıyoruz. Açık açık senin topal oğluna kız vermeyiz. Ya da kızımız senin oğlun topal olduğu için beğenmedi demiyorlar da ‘’ Kusura bakmayın kızımız daha küçük ‘’ diyerek bizi savıyorlar; ama o küçük kızlar bir iki ay içinde başka kocalara giderken , nasılsa yaşları büyüyor.
Sonunda bunaldım bu reddedilme ve bana göre aşağılanma durumundan ve babamla aramızda şöyle bir konuşma geçti.
-Baba benim gönlümde biri var. Ama onun için vakit erken.
-Kim?
-Halamın kızı Emine.
-Çok güzel..İyi akıl etmişsin. Bak Emine olur…Onu vermezlik etmez halan. Ama Emine daha çok küçük on iki yaşında.
-İyi ya işte o orta okulu , sonra liseyi bitirir. Bu arada ben de üniversite okur ve bitiririm. İş güç sahibi olurum alırım Emine’yi.
-Tamam..Bu fikir benim de aklıma yattı.
Gerçekten de Halamdan Emine’yi istesek kesinlikle vermezlik etmezdi. Kaç kez kendi öz evlatlarına bizim için, özellikle de benim için ‘’ Sakın ola ki Kamil abimin oğullarına, özellikle de Sami’ye karşı bir saygısızlığınız, onun kalbini kıracak bir hareketiniz olmasın. Vallahi hepinizi ona kurban ederim..’’ dediğini kulaklarımla işitmiştim. Kuzenlerim Mustafa, Emine, Pınar ve İdris’in kesinlikle bize karşı sevgi ve saygıdan başka bir davranışları yoktu ama yine de Halam sıkı sıkıya tembihlerdi onları.
Fikirler akla yatmıştı ya evdeki hesap çarşıya uymadı. Babam nasılsa çok zaman var diyerek bu plandan halama hemen bahsetmedi. Bu arada da hiç ummadığımız bir gelişme oldu ve bir gün halam bizleri evine davet etti…Daha doğrusu kapıcılığını yaptığı Üsküdar’daki apartmanın, onlara tahsis edilmiş iki göz tavuk kümesi dairesine…
Baktık ev hayli kalabalık…Emine süslenmiş püslenmiş yanında da takım elbisesi içerisinde diğer halamın oğlu Tekin… Emine’yi Tekin’e istemişler. ( O da benim yaşımda ) Halam ve eniştem de hiç düşünmeden evet demiş…Tekin’in ağzı kulaklarında…Emine ise ışıl ışıl ışıldıyor…Öfkeden kudurdum tabii ki ama belli etmedim. Tekin’i çektim kenara:
-Halaoğlu hayırdır..Nereden çıktı bu durum. On iki yaşındaki bir kızla mı evleneceksin şimdi?
-Ya evet , küçük ama o da beni seviyor.
-Oğlum salak mısın sen? On iki yaşında bir çocuk ne bilir sevmeyi, aşkı. Hem okulu var. Okulu ne olacak?
-Okulu bırakacak.
-Yanlış yapıyorsun. Kız bu seneye kadar bütün sınıflarını takdirname ile bitirdi. Ona okumayacaksın demek beynine kurşun sıkmaktan farklı olmaz.
-Çaresi yok okumayacak işte…Sen de bilirsin bizde kız kısmı okumaz da çalışmaz da.
‘’Doğulu kafası’’ işte diyorum dışımdan…İçimden de ‘’ Görüşürüz ‘’ diyorum…Nitekim de bir hafta geçmiyor görüşüyoruz ama acı bir görüşme oluyor.
Halam ve eniştem tarafından okuldan alınmak istenmesi karşısında o güne kadarki her şeyi oyun gibi gören Emine, uyuduğu uykudan uyanıyor ve bir tüp optalidon hapı yutarak intihara teşebbüs ediyor…Çok şükür ki ölmek üzereyken hastaneye yetiştiriliyor ve hayatı kurtarılıyor.Sonrasında nişan bozuluyor…Emine okuyor…Üniversiteyi de bitirip Coğrafya Öğretmenliği kazanıyor fakat öğretmenlik yapmayıp çeşitli ulusal gazetelerde çalışıyor…Şimdi ise başarılı bir iş kadını…
Eeee ben? …Optalidon olayından sonra Emine defteri benim için de kapanıyor. Yollarımız tamamen ayrılıyor yani. Zaten onun, benim planlarımdan hiç haberi olmadı…Taa 2007 ye kadar… Ancak 2007 de anlattım… İkimiz de hoş bir anı olarak kahkahalar attık.
Hala kızı Emine gibi ben de okudum. Öğretmen oldum ve 1978 de Manavgat İmam-Hatip Lisesi Tarih öğretmeni olarak göreve başladım. O sene pek çok öğrencimin yanı sıra bir de Emine’m vardı. O yıllarda İmam-Hatip Liselerinin orta kısmı da olduğundan Emine orta ikiye gidiyordu..Çok da başarılı bir öğrenci değildi ama karınca kararınca o da bir şeyler yapmaya çalışıyordu.
1979-1980 Öğretim yılı başında, içinde Emine’nin olması gereken orta üçüncü sınıfa girdiğimde baktım Emine yok…Sordum diğer kızlara? ‘’Emine nerede’’ diye…’’Emine evlendi ‘’ diye cevap verdiler…Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Demek ki sadece doğulu kafası değildi çocukları daha çocukluklarına doyamadan ana kucağından alıp koca kucağına atan.
O yılın sonuna doğru Emine’yi karnı burnunda kocası ile birlikte pazarda sebze satarken gördüm….Daha sonraki yazda da…Ve daha sonraki…Ne zaman görsem hep hamileydi Emine…Onu ilk kez hamile olarak gördüğümde kendi kendime söz verdim…Gerekirse hayatımı adayacak ve bu çocukların , çocuk yaşlarda evlenmesiyle mücadele edecektim.
2004-2005 Öğretim yılında artık Fethiye’deydim. 7-B sınıfının sınıf rehber öğretmenliği bana verilmişti. Aşağı yukarı her rehberlik saatinde kızlara nasihatler veriyordum. ‘’ Kolunuza bir altın bilezik takmadan sakın ha sakın evlenmeyin. Yani okuyun…Bir meslek sahibi olun…Ekonomik bağımsızlığınızı elde edin sonra evlenin…Evlendikten sonra ister çalışırsınız, ister çalışmazsınız..Ama en azından kötü bir evlilik yaptığınız takdirde sırf geçim derdi yüzünden mecburen , hayatınızı zindan etmek zorunda kalmazsınız. ‘’ Neredeyse her rehberlik dersimin konusu buydu.
2005-2006 Öğretim yılına başlıyoruz…Resmî öğretmenlik hayatımın son yılı…Geçen seneki 7-B sınıfım şimdi olmuş 8-B. Hiç bir fire vermeden hem de…Büyük bir aşk ve şevkle sınıfıma giriyorum ve başlıyorum yoklamaya…
-Ali Kara…
-Burada
-Aysun Hekimci
-Burada
-Serkan Aykırı
-Burada
-Ulaşcan Tuzer
-Burada
-Mucize Akkaya
-Burada
-Fatih Kara
-Burada
-Merve Tüfekçi
-Burada
Tuba Biberoğulları ( Kızım )
-Burada
-Emine Akkaya
-Kocaya vardı…
-Nasıl yani ya? Sınıfın en çalışkan öğrencisi…Tüm dersleri beş olan Emine? Daha on dört yaşında olan…Tüm öğretmenlerin gözbebeği, Okulun medar-ı iftiharı…Okulumuzu tüm bilgi yarışmalarında temsil eden, beni üzmektense ölmeyi tercih edecek kadar beni seven benim de onu sevdiğim Emine mi evlendi?
Lanet ediyorum, kahrediyorum, ağlıyor, sızlıyorum ve bağırıyorum artık…’’ Ben bu Emine’leri kurtaramayacak mıyım?’’ diye…Kurtaramıyorum maalesef…Ne yaparsam yapayım kurtaramıyorum… Tıpkı kendi kızım Tuba’yı da kurtaramadığım gibi…Annesinden boşandıktan sonra tüm ısrarlarıma rağmen benimle değil de annesiyle yaşamayı tercih eden kızım Tuba da 17 yaşında evlendi ve şu anda bir çocuğu var…
Tuba’yı hiçbir zaman affetmeyi düşünmüyordum…Ama yukarıdaki fotoğraftaki bebek…Yani Torunum Elif Nur her şeyi değiştirdi…Onun yüzüne bakıp da merhamet damarları kabarmayacak bir Allah’ın kulu varsa yorumlarını acilen bekliyorum.
YORUMLAR
Cok icten sıcak bir yazı. Tebrikler...
murat_akcimen tarafından 1/27/2016 7:49:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
SELAM VE SEVGİLERİMLE.
selam arkadaşım o dünya meyvelerini görüpte bağışlamayan biri olursa zaten ben onun insanlığından şüphe ederim en güzelini yapmışsınız evlatlar ahh arkadaşım tahtlarını kurduğumuz evlatların bahtlarını maaalesef kuramıyoruz bunu en güzel yaşayanlardan biride benim arkadaşım emineler tubalar hepimizde var istesek de istemesekte evlatların her yaptığını affediyoruz çünki onları yalnız bırakmamak adına yine yanlarındayız ve olmakta zorundayız neler oluyor bu hayatta arkadaşım çoğunu tasvip etmediğimiz ama ne yapıyoruz yine onların arkasındayız tabi bunlar ufak tefek hatalar öyle kötü şeyler değil mevlam korusun evlatlarımızı vatana millete hayırlı evlatlar gerisi o kadar önemli değil bence ufak hataları zaman zaman bizler bile yapıyoruz o tatlı bebeyi benim için de öpün olurmu çok tatlı mevlam güzel yazılar yazsın mevlam yavrularımızın acısını göstermesi bizlere arkadaşım beyenerek okudum öyle akıcı yazıyorsunuzki başladığımla bitmesi bir oluyor sevgi ile kal
sami biberoğulları
Torunum Fethiye'de yaşıyor...Allah'ım nasip edip de gördüğümde kendi yeime olanlardan size sıra gelirse söz öpeceğim sizin için de.
Selam ve saygılarımla.
Allah bağışlasın HOCAM. Herşeyi unutturmuş anlaşılan torununuz. Ne yaparsak yapalım, başa geliyor değil mi? 17 yaş da küçük bir yaş, Kız kardeşim 15'inde evlendiğinde aynı acıyı ben de yaşamıştım. Hala içim yanar. Kavrulur. Dünya işte hocam. Olanla ölene çare bulamıyoruz.
Saygılar,,, yine nefisti yazınız, kaleminiz ve ilhamınız hep çağlasın. Yazmak size yakışıyor.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
kaleminiz ve sevginiz daim olsun... Allah tüm yavruları bağışlasın ve korusun.
Kalpler sevgiyle tanışsın, yürekler yumuşasın, tebrik ediyorum.
sami biberoğulları
İstanbul'dan gönül dolusu selamlar.
Hiçbir olay ebeveynleri çocuklarından uzak tutmamalı derim...
En zor olanları bile...
Nasıl bir ana-babanın yüreğinde evlat sevgisinin yeri ayrı ise çocuklar için de atalarına karşı duyulan hisler farklıdır bence.. :)))
Emine'lerin kaderini ise halen toplumsal arıza olarak görürüm..
Öğretmenim gündeme getirdiğiniz için teşekkürler...
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
Sizin gayretlerinizi takdir ederek ama çocuk yaşdaki insanların evlendirilmelerine
ve bunun hâlâ önlenememiş olmasına kızarak okudum yazınızı.
Kızınızı affetmiş olmanız sizin bir erdeminiz. Torununuzu Allah bağışlasın. Bahtı açık olsun.
Saygılarımla.
sami biberoğulları
Saoğolun var olun.
Selam ve saygılarımla.
Hocam! Emine'lerin kaderi bu...Çok Emine'ler var ve zorla okumadan evlendirilen.
Toruna gelince çok şeker hele biraz büyüsün kucağa aldığınızda zaman duracak... Bebeğe mutlu ve sağlıklı yaşamlar diliyorum.
Sevgilerimle...
canandemirel tarafından 12/17/2011 1:03:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Elimden geldiği kadar yazmaya devam edeceğim onları.
Selam ve sevgilrimle.
Merhaba Sami bey, çok anlamlı ve acı bir konuya dokunmuşsunuz...Benzer durumları ben de Afyon'da yaşadım hep...Hele de birini hiç unutamamaktayım...Güler diye bir öğrencim zorla yakını ile evlendirildi....Okuldan bir öğrenciyle birbirlerini seviyorlar diye...Güler'in bu sevgisi hiç bitmemiş,bunun üzerine ailesi Güler'i zehirleyerek öldürdü diye duydum...Hikayesini yazacağım....Duyarlı yüreğinizi tebrik ediyorum öğretmenim....İlgiyle fakat buruk okudum....Güzellikleri birlikte paylaşmak dileğiyle....
sami biberoğulları
Çok iyi bildiğim o topraklarda soldurulan Gül/ er' in hikayesini merakla bekliyorum.
Selam ve saygılarımla.
Rabbim bu güzel kıza hayırlı ömür versin inş ,o sayenizde belki daha güzel bir geleceğe adım atar Sami bey benim bir öğretmen yüzünden okul hayatımı bitti demiştim söz vermiştim kendime çocuklarıma ve çevremdeki gençlere okumaları yada kendilerini hayata daha iyi hazırlamaları konusunda her türlü desteği çabayı vereceğim diye ,bende kızlarımın okuması için çok mücadele verdim en büyük kızım çok başarılı olmasına rağmen bir hatası yüzünden okul hayatını bitirdi anne oldu bende affetmedim önceleri ama torun olunca iş değişti ve nede olsa evlat sahipsiz bırakmamak gerekir,ne kadar çabalasakta kendimizi yıpratsakta şunu anladım bazen olmuyor konuşmayı birbirimizi anlamayı beceremiyoruz kopuyoruz ve kopukluklarda kötü sonuçlara sebep olabiliyor,sadece sevmek sorgusuz karşılıksız sevgini belli etmek onların her zaman yanında olduğumuzu hissettirmek ,ben çareyi böyle buldum ,eminelerin hepsi kurtulamasada bir tanesi bile yolunu düzgün çizebilirse ne mutlu....saygılarımla Sami bey Allah kızınızla torununuzla sevginizi artırsın sağlıkla yaşayın sarılın onlara..
sami biberoğulları
Yorum için çok teşekkürler.
Selam ve saygılarımla.
Nerde bir Emine tanıdıysam hep bahtsız çıkmıştır. İstisnasız böyle bu. Galiba isim ağır...En kolay bu bahaneyle "cahiliz" demekten kurtuluruz değil mi?
Zaman öylesine ahlaksız ve sarhoş ki, aileler kız evlatlarını bir an evvel baş göz etmeye bakıyor. Hiç unutmam, annem son kızkardeşimi de evlendirdiğinde "Artık başım dik gezeceğim, hiç bir şeyden korkmayacağım" demişti. Kız anası olmak bu denli zor bizim memlekette. Sürekli bir ürperdi yoklar kalbinizi kızınızı her düşündüğünüzde. Adı yerlere düşeceğine, sevdiğine varsın diye düşünüşleri bu yüzdendir biraz da ailelerin. Ama çoğu kez, yağmurdan kaçarken doluya tutulur kızlar...
Saygılar, selamlar.
sami biberoğulları
Bilmem seyrediyor musunuz ''Hayat Devam ediyor'' diye bir dizi var...Orada hayat, bizde de Tuba...Durum aynısıyla o...Tek fark ben tüm olup bitenin dışındayım...Aylar sonra öğreniyorum her şeyi.
Selam ve saygılar.
bu güzel torunu allah sevdiklerine bağışlasın....sevgili hocam evladının tahtını yaparsında bahtını yapamazsın...yzın yine içimizi kanattı...kalemin daim olsun saygılar
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Dilekleriniz için de ayrıca teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla.
Can dostum sevgili hocam.Öncelikle Allah bağışlasın.Allah mukadderatını güzel yazsın.Allahın af etmediği kim var ki.Biz nasıl af edemeyiz.O bir evlat can parçası hayatın en güzel nimeti.Elbette gönlümüz kırık olabilir,istediğimiz gibi sonuçlar elde edemeyebiliriz..Ne olursa olsun o bir can o bir evlat.
İnsanın kaderi bu yazan kudrete tabi omaktan başka ne yapabiliriz.Merhamet kollarını açıp kucaklamak yakışır bize.Her ne olursa olsun.Hele o cennet güzeli Elif Nurun suçu ne.Allah annesine babasına bağışlasın.Ömrü kendisi gibi güzel olsun inşaallah.O mınnacık yanaklarından benim için öpüver sevgili hocam.Allaha emanet olun.Saygılarımla
sami biberoğulları
Çok haklısın...Allah'ın affedemeyeceği hiç bir kusur, günah yok iken biz aciz kullara da ne oluyor ?
Elif Nur'u ilk gördüğümde kendim için olanlardan sıra gelirse bir de senin için öpeceğim söz...
hocam öncelikle torununuz çok tatlı Allah sizlere bağışlasın sizleride ona o tuba ve emine olmasın onu kurtarmak içinde kendinize çokiyi bakın ve o büyümeden ölmeyin.Yazıyı okurken peki emineleri kurtarıcağım diyenedenkendi kızını görmemiş ve 18 inde evlenmesini kabul etmiş.Baakın hocamsınız ama sizede kırmak istemem birkız çocuğu erkenyaşta orla evlendirilmiyorsa ana baba evinden kaçmak için onları cezalandırmak için evlenir kendimden biliyorum neden hocam neden onbeşdaikaönce şiirnize kahkahalarlagüzelken gözümden yaş getirdiniz yine gözümden yaşlar akıntınız hocam
Önce bu harika bebeğe bir Maşallah demek istiyorum..Evet değerli öğretmenimiz ilk etapta aile baskısı ikinci etapta ise , gençlerimizin deli çağları mı desek ne desek bilmiyorum..kimi aile baskısı kimi deli çağından erken evilik yapmakta ve bir çoğununda sağlam temellere oturmuyor evlilikleri. Çok küçük yaşta yapılan evlilikler gerçekten sonrası hazin oluyor. Binde bir erken evlilik yaptığında mutlu oluyor.Erken evliliklerde pişmanlık duyanların sayısı bir hayli yüksek...Çok güzel ve de önemli bir konuydu..Ziraa, bende biraz iç çektim , neyse yıllarım almış başını gitmiş...
Güzel bebeğinize sağlıklı ve mutlu hayat diliyorum...Saygılarımla...
sami biberoğulları
Sağolun var olun.
Konu önemli ama yerli yerinde duruyor..Bir şeyler yapabilmek için daha fazla çalışmak lazım.
Selam ve saygılarımla.