Faziletli olmak, keskin bir kılıca oturmak kadar güçtür.-- bhartrıharı
DİLEK YILDIZI
DİLEK YILDIZI
@dilekyildizi

RAPOR VI+18

16 Aralık 2011 Cuma
Yorum

RAPOR VI+18

6

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2484

Okunma

RAPOR VI+18

RAPOR VI+18


Yağan yağmura aldırış bile etmeden, yağmursuz bir gündeki gezinti edasıyla ağır ve aheste adımlarla eve ulaşıncaya kadar ikiside sırıl sıklam olmuştu. Asıl sırılsıklam olan bedenleri ve elbiselerinden çok yüreklerindeki ıslaklaklıkların içlerinde yer alan kurumaya yüz tutmuş duyguların filizlerinin yeşermesiydi.

Ve gökten her damlanın üzerlerine düşmesi gibi şimdi ikisininde düşünceleri elbiseleri gibi ağırlaşmıştı, yürüdükleri dar sokakda.

Cansu karmakarışık duyguların içindeydi. .... Clüpteki işinden ayrılmak zorunda kaldığı için üzülmesi mi gerekiyordu ? Yoksa bu geceden sonra kaldığı pansiyonun ücretini nasıl vereceği konusunda endişe mi etmeliydi ? Yoksa, hayatında ilk kez karşılıksız olarak birinin kendisi için kavga edip, onu korumaya çalıştığı için sevinmelimiydi ?


Ne kalacak yer korkusu, ne pansiyona ödeyeceği ücretin endişesi, şu an hiçbiri umrunda değildi. Aslında emin olduğu tek birşey vardı. İçinde oluşan duyguların korkusuyla birlikte, elini tuttuğu bu adam sırılsıklam aşık oluşuydu.Bir anda hem kahramanını hemde hayatının aşkını bulmuştu.

Yağmur damlalarını getiren siyah bulutlar gibi evin kapısından içeri girerken durakladı. Ya beni kötü kadınlar gibi anlarsa diye endişe ve üzüntü belirdi içinde. Cansu bu şehire geldiğinden beri ilk kez yanlız bir erkekle yanlız kalacaktı. İçini rahatlatan yumuşak bir ses oldu ;

" Hadi gir içeri, çekinme. " derken Kenan kızın yüzündeki çekingenliği anlamıştı.Polislik mesleğinin kendisine kazandırdığı bir yüz okuma sanatını icra etmişti belkide o an.

"Şeyyyy......."

derken Kenan kızın lafına keserek böldü.

" Hadi gel çekinme gidecek yerin yok.Kaldığın pansiyona da gidemezsin. Clüptekiler seni ordada rahat bırakmazlar. Gel hadi."

İçeri girmeleriyle kapıda Kenan’ ı her zaman ki gibi Paşa( köpek) karşıladı. Cansu köydeki köpekleri aklına geldi. Ne hikmettir bilinmez paşa ilk kez havlamadan yabancı birini karşılıyordu. Cansu eğilip Paşa’nın başını okşamaya başladı. Kenan hemen dağınık olan dolaptan temiz bir havlu aradı. ( bulamadı içinden koklayarak seçtiği az kirlenmiş) Bir havlu çıkardı. Saçlarının boyası gelmiş olan Cansu’ya saçlarını kurulaması için verdi.


Bir taraftan dağınık evin kaba dağınıklığını toplamaya çalışırken kendi kendini sorguluyordu. Kenan sen ne yapıyorsun? Aşık mı oluyorsun ? Daha dün bir bugün iki bir çift mavi göz güzel ama.. yatağımın başındaki resimdeki kadın ( ölen eşi )... Yaptığın doğru mu ? ....
Kenan odayı dağınıklıktan kurtarmaya çalıştığı gibi zihnindeki bu sorularıda dağıttı. Her ne kadar evi toparlayamasada. İçindeki insan sesi ona ;


" Ne yani şimdi bu yağmurda ve katillerin çirit attığı bu şehirde, gecenin bu saattinde kızı dışarıda bırakmak sana yakışmaz oğlum Kenan"
diyordu ki bu ağzından mırıldanma olarakta çıkmıştı.

Kıza giyine bileceği bir kaç parça kuru giysi verdi. Cansu banyodan ıslak elbiselerini değiştirip kuru elbiselerle çıktı. Kenan’ın yanına gelerek;

"Bu gün yaptıkların için sana teşekkür ederim. Sokaktaki öp....." sözüne kalmadan Kenan uzun parmaklarını kadının dudaklarının üzerine yavaşca koyarak susturdu.Cansu’nun dudağında ki kanın durduğu gibi ikiside suskun bir şekilde durup, göz göze bir kaç dakikada içinde sanki saatlerce konuşmuşlardı.

Cansu elbisesini değiştirirken çoktan salondaki kanepeyi açıp üstüne battaniyeyi bırakmıştı.

"Kenan hadi uyu, sabah konuşuruz. Su istersen sehbanın üzerine koydum. Koridorun ışığını kapatmak istersen kapata bilirsin. Ev dağınık kalkarsan ayağın birşeylere takılmasın ve korkmayasın diye açık bıraktım. İyi geceler."

diyerek kendi odasına, yatmaya gitti. Ve o gece ilk kez ölen karısının fotoğrafına dokunurken kendini garip hissetti.



*

Sabah uyanıp çıkarken Cansu bir çocuk gibi tebessümlü bir yüzle uyuyordu. Kenan küçük bir kağıda not yazıp, yanınada bir miktar parayı sehbanın üzerine koyarak, dışarı çıktı. Karakola daha yeni varmıştı ki Eray’ karşılaştı.

" Günaydın komserim. Hemen gidelim az önce bir ihbar aldık......cadde......sokakta kalan sakinler aradılar intihar yada cinayet olabilir"

"Eray hep sen bana böyle ölüm haberleriyle günaydın demek zorunda mısın ?"

"Komserim nede olsa memuruz, doğum hanede çalışan ebe olsaydım müjdeli haber vermek isterdim size."
gülerek her zaman ki gibi esprisini yapmıştı.

Bir kaç dakika sonra ihbarın verildiği adrese geldiler. Önce civarda oturanlar ve ihbarı veren kişilerle konuştular. Yan dairede oturan yaşlı beyaz saçlı adam;

"Komserim yarım saat çığlık ve bağırma sesleri geldi geldi. Duvara birşeyler vurup durdular. Öyle korkuç bir çığlığı hiç duymadım."

Kenan ve Eray şüpheli dairenin kapısını zorlayarak girdiler. Karşılarındaki sahne karşısında donup kaldılar. Meraklı yaşlı komşuyu uzaklaştırırken dairenin kapısını kapadılar.


Duvarlar kan içindeydi. Ölen adamın kafa izleriyle bu lekeleri yaptığı belliydi. Asıl korkunç olan ise adamın iç organlarının dışarı çıkmış görüntüsü ve elindeki makasla şakağından açtığı yerden beyaz beyin pıhtılarının saçılı olmasıydı.Eray bir böğürmeyle dış kapıya yönelip ağzını tutmuştu.


Kenan dün gece şahit olduğu garip intiharla bu vaka tıpa tıp birbirine benziyordu. Hangi insan böyle intihar edebilirdi ki? Kendine işkenceye, hiç bir vücut bu kadar dayanamazdı. Bu Kenan’ın 12 yıllık meslek hayatında gördüğü ilkti. Hemen Eray’ a dönü;

"Kriminale haber ver olay yeri incelemeside gelsin,"dedi. " bu vaka çığrından çıkacak bişeye benziyor."















Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Rapor vı+18 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Rapor vı+18 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
RAPOR VI+18 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Mustafa YILMAZ
Mustafa YILMAZ, @mustafayilmaz
16.12.2011 11:13:23
SÜrükleyen bir temponun içinde kalmak gibi bir şey...mustafa yılmaz
Gül ESEN
Gül ESEN, @gulesensancar
16.12.2011 09:48:26
ÇOK GÜZELDİ... CANSU BENCE KOLLARINA ATILACAK KENANIN İŞİ ZOR ..KALEMİN DAİM OLSUN
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
16.12.2011 08:27:08
haydi bakalım oldukça iyi gidiyor kutlarım seni saygılarımla herdaim
hayırlı cumalar olsun
Kemnur
Kemnur, @kemnur
16.12.2011 02:57:48
DEVAM...SEVGİ VE SAYGIYLA...
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
16.12.2011 01:06:54

Gizeme, heyecan da eklendi.
Bakalım bir sonraki eklemede neler olacak ?

Bu arada "Paşa" Bizim kangal köpeğimizin adıydı ve onunla ilgili bir anı hikayesi hazırlıyordum. Belki de bundan sonraki eklemem o olacaktı. Buradaki köpeğin ismini görünce şaşırdım. :)
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA, @erayozgorsarikaya
16.12.2011 01:02:51
iyi gidiyor ahni bir bölüm-nde doktormu ne vardı kollar bacaklar falan onlar ne yapıyor acaba heyecanlanıyor
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.