- 2389 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
NİYE HEP AŞK?
İnternetten en çok okunan yazılara bakıyorum.Hepsinin konusu aşk.Şarkı dinleyeyim diyorum.Hepsinin konusu aşk.İnternetten en çok okunan şiirlere bakıyorum.Hepsinin konusu aşk.Televizyonu açıyorum.Tüm dizilerde aşk.
Bir yazıda, bir şiirde bile aynı kelime birçok kez kullandığında uyum bozuluyor.Fakat "aşk" niye hep dillerde?Madem yaşayanlar bilir sadece niye anlatılmaya çalışılıyor? Madem kalpte değer, anlam kazanıyor niye her yerde görüyorum?
Birçok konu var aslında konuşulması, anlatılması gereken.Ülkemizin sorunları var.Dilimiz bozuluyor , insanımız dağılıyor, milletimiz özeniyor, çevremiz kirleniyor...
Üç nokta koydum ama belki üç bin tane sorunumuz var.O halde niye hep aşk?
Aşkı anlatmaya geçirdiğimiz vakitte belki tarihimizi anlatabilirdik.Belki birkaç soruna çözüm bulabilir ya da en azından çözüm arayabilirdik.Ya da kendimiz için, sevdiklerimiz için, ülkemiz için iyi şeyler yapabilirdik.En azından deneyebilirdik.
Ben bu sorunun cevabını sanırım buldum.Gerçek sevgiyi bulmak, bulduğumuzda kaybetmemek zor.Birçoğumuz için imkansız.Belki hayatımızda hiçbir zaman gerçekten sevemeyecek ya da gerçekten sevilemeyeceğiz.Aşk ne kadar istesek de bize hep uzak kalacak.Sanırım bu yüzden her zaman aklımızda.Belki de ilk önce aklımızdan silmeliyiz bu kelimeyi.Kalbimize kazınmadan...
YORUMLAR
Tamamen geçim derdine düşmüş, borç batağında, açlık sınırında yaşayan çok sayıda insan var şu an ülkemizde. Bir çoğu, çok küçük menfaatler karşılığında karakterlerini, oylarını bile satar durumdalar. Daha beter duruma düşenler de var üstelik. Onlar sanatla, sosyal hayatla, memleket meseleleriyle, siyasetle, ormanların, denizlerin, hayvanların korunmasıyla bile ilgilenemiyorlar diye suçlayabilir miyiz ?
Cephedeki bir askeri düşünün : Kalbinden vurulmuş, yarası kanıyor, belki o halde de yurdu savunmaktan vaz geçmeyecek ama ne kadar çalışır beyni, ne gelebilir elinden o vatan için ?
İşte aşk da öyle bir şey. Aşk yarası olan insanların aklı, mantığı, beyni pek fazla iş görmez. Yaşadığım için anlatıyorum bunları. Aşk yarası iflâh olmaz ; öldürmez de süründürür insanı. Ellisinde, altmışında , belki daha sonra bile aşktan söz ettirip rezil de edebilir üstelik.
Ben bu sayfalarda çokça yazdım yine de memleket meselelerini, siyaseti. Aldığım yorumlardan psikolojim bozuldu, dostlar kaybettim.
Bu günlerde sadece hayatımı anlatmaya çalışıyorum aslında. Fakat bir yerlerde bir rüzgâr liseli aşkıma hatırlattı tekrar bana. O yüzden ona yazdığım şiirleri yeniden asmaya başladım siteye. Galiba bir kaç daha devam edecek en azından.
Biraz fazla konuştum galiba. Aslında bir çok susukun, bir çok gevezeyimdir ben. Susukunluğumun da, gevezeliğimin de kaybettirdiği çok şeyler oldu.