- 2974 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
SÖMÜRGE ANLAYIŞI VE BATI DÜNYASI!
Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, ABD…
Tabiatta kendi hemcinslerini yiyen hayvanlar vardır. Hatta kendi yavrularını yiyen hayvanlar… Bu hayvanlar yeter ki kan konusu alsınlar, yeter ki aç olsunlar kendilerinden olanları bile havada parçalar ve bir parçasını yere indirmezler.
Kedinin kendi yavrusunu fareye benzetip yemesini her kes bilir. Kurtların kışın aç kaldıklarında aralarında yaralanan arkadaşlarını da parçaladıklarını hep okumuş duymuşuzdur. Sırtlarların kendilerini tutun bütün et yiyicileri bile parçalayıp yediklerini ve leş yiyici olduklarını herkes bilir.
Peki denizlerde seyahat eden korsanların gemilerde türeyen fareleri nasıl yok ederler?!Korsanlar gemilerde bulunan fare sürülerinden yiyeceklerini kurtarmak için ne yaparlar?Adamlar denizin ortasında kediyi nereden bulacaklar?
Avrupalı korsanlar gemilerinde bulunan farelerin kökünü kazımak için önce bir normal fareyi tutup bir karanlık kabın içersine koyarlar ve onu bir süreliğine aç bırakırlar. Sonra bu uzun süredir aç farenin yanına yine gemiden yakaladıkları küçük bir fareyi atarlar ve açlığın son sınırına gelen fare bu küçük fareyi parçalayıp yer.
Etin tadını alan fareye belli aralıklarla küçük fareler atılır ve fare yine fare etiyle beslenir ve irileştirilip canavarlaşır ve sonrada geminin içine salınır ki; gemide bütün fareler teker teker bu canavarın yiyeceği olur. Sonra da korsanlar tarafından bu fare öldürülür ki, gemi fareden temizlersin!
Batı dünyası, sömürgeci batılı asırlarca haçlı seferleri ile doğunun varlıklarını sömürmek için mücadele vermiş, her seferinde başını İslam dünyasına çaptığı için son çare olarak Osmanlının zayıflaması sonucunda yönünü Arap yarımadasında ve Afrika’da bulunan Osmanlı topraklarına çevirmiştir.
Sömürge ekonomisi sonucunda zenginleşen ve güçlenen batı dünyası bütün bir dünyanın yeraltı ve yerüstü zenginliklerini kontrol edebilmek için Birleşmiş Milletleri kurmuş fakat burada da bencil, egoist, yapısı gereği yine yapacağını yapmış ve sömürgenin başı olan ülkeler kendilerine özellik tanıyarak diğer ülkeleri bu gücün dışında bırakmışlardır.Kendileri birinci sınıf, diğerleri ikinci ve üçüncü sınıf ülkeler olarak ayrıştırmışlardır.
Bütün dünyanın ülkeleri bir araya gelse bu beş ülkeden birisinin yapacağı bir veto ile bütün dünyanın ülkelerinin iradesi yok farz ediliyor. Yani bütün devletler bir tarafa veto hakkı olan ülkeler bir tarafa…
Birleşmiş milletler teşkilatı ve dünya kamuoyu beş ülkenin emir eri konumuna düşürüldü ve bu teşkilat güçlü Batı dünyasının nerede menfaati varsa, hangi ülkenin üzerine çökecekse meşru hale getirmek için bu sanal kurumdan karar çıkartmak için kulandılar.
1940’lı yıllarda hazırlığı yapılan ve 195 yıllarda demir çelik birliği olarak kurulan 1957 yılında ATE yani Avrupa ekonomik topluluğu olan, AB, çevresinde çekirdek oluşturabileceği ülkeleri tıpkı BM de olduğu gibi peyder pey organize etti ve bunun dışında kontrol edebileceği ve yine Hıristiyan olan küçük küçük bütün ülkeleri bünyesine aldı.
AB aşama aşama ticari birlikten dini birliğe ve parasal birliğe geldi. Bu birliği oluştururken kontrol yine Almanya, Fransa ve İngiltere’nin elinde oldu ve Parasal birliğe parası çok güçlü olan İngiltere katılmadı ancak kendisine böylece merkezin dışında kaldı.
Büyük balıklar ürettiklerini küçük üyelerine yani küçük balıklara satarak uzak doğudan ve Afrika’dan sömürerek elde ettikleri kazançlarını bu küçük balıkların üzerinden sürdürmeye çalıştılar.
Batı ile entegrasyonu misyon edinmiş, batı düşüncesini vizyon edinmeye çalışan ancak inanç itibarı ile Müslüman olan Türkiye aradan 40 küsur sene geçmiş olmasına rağmen gümrük birliği gibi ucube bir oyunla dışarıda tutulmaya devam etti. Onlar ellerinde ot önümüzden yürüdüler biz takip ettik ama bir türlü ne ota erişebildik; nede karnımız doydu.
Allah’ın lütfüdür ki;bu gün batı dünyası kendisine yük olan ülkeleri korsanların faresi gibi yemek için tedbirler almaya başladı ama bizler AB’nin dışındayız ve henüz AB içinde değiliz,sahillerinde geziniyoruz.
Kendi aralarında Fransalmanya’nın hayallerini kuran batının gerçekten haçı artık net olarak koynundan çıkmıştır ve bütün niyetleri meydandadır.Hoş daha öncede meydanda idi ama bizim aklı evvellere anlatamıyorduk!?Bundan sonra Türkiye’nin gerçekten ama gerçekten bağımsız ve milli politikalar üretmesinin tam da sırasıdır.
Bizden söylemesi…
Mustafa Göktekin
YORUMLAR
Bizler hoşgörü,dinlerarası diyalog masallarıyla kendilerine dost yapılıyoruz ve ardından o semiren fare misali diğer hedeflerine saldırttırılmak için nice planların denendiği bir denek durumundayız.Sizin gibi uyarıcı usta kalemlerimiz de olmasa bizi birbirimize düşürüp te kendi milletimize, kendi devletimize, kendi tarihimize, kendi inanç birliğimiz olan kardeşlerimize düşman edip kırdıracaklardır.Bu yazıyı okuduktan sonra Mehmet Akif Ersoyun duasına sarılmaktan başka çare bulamıyorum:"Bu millete acı Yaarabbi."Derslerinize devam etmek üzere hayırlı çalışmalar diliyorum.
Sayın Mustafa Göktekin,
Bugün gelinen noktayı kısa yazınızda anlaşılır biçimde çok güzel ifade etmişsiniz.
Umulur ki, yaşananlardan ders alınır ve batı emperyalizminin yapmak istedikleri konusunda insanlarımız biliçlenirler.
Ancak, Fransanın "Ermeni soy kırımı yapılmamıştır" diyenlere uygulanacak cezaları( 1 yıl hapis, 45.000€) konuşurken, Türkiyeden sadece "Elçimizi çekeriz" gibi cılız bir açıklamanın yapılmış olması bile, batı emperyalizmi karşısında yeterli direnişi gösteremediğimiz, bu bilince ulaşamadığımız anlamındadır.
Bir Türk olarak Hükümet yetkililerinden; "Bu yasayı kabul ettiğiniz an da, Türkiyede'ki Fransız firmalarına el koyarım." şeklinde kuvvetli bir karşılık vermelerini beklerdim.
Bu ve bunun gibi radikal kararlar alınmadan batı karşısındaki boyun büküklüğümüz devam edecektir diye düşünüyorum.
Yazınızı beğenerek okudum. tebrik eder, saygılarımı sunarım.