- 1084 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Erciyes'in tepesinde kırık ambar
Masal bu ya!
Yorgunluktan uyuya kalmışım aşktanem kartanem nartenem... Düşler kurup oturtmuşum, bir de yanık bir türkü tutturmuşum...
Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar.
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler.
Annesinin birtanesini hor görmesinler
Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı ben sılamı özledim..
Hem annemi hem babamı ben yarimi özledim..
Babamın atı olsa binse de gelse
Anamın yelkeni olsa uçsa da gelse.
Anadolunun incisi Ticaretin merkezi Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Kayseri’nin (eski Mazaka, Kaisareia), göbeğini dövüyordu klasik çağlarda kalmış saatler, ding dong ding dong diye Kapadokya adı verilen bu bölgede...
İçimdeki küçük kız, kendi çocukluğunun içinde ki mahallede Kızılırmağın güneyinde, oyunlar oynuyordu, şarkılar söylüyorlardı arkadaşlarıyla hep bir ağızdan… Şen şakrak sesleri Tuz gölünden Fırat nehrine kadar yankılanıyordu...
Kon kon kelebek okanaklar ilkbaharın günü yapraklarrrrrr diye, zamanın berisinde kon kafe’ de buluştu çok uzaklardan gelmiş şiir gibi dostluklar...
Türkü Bu ya!
Öyle yanık yanık yanıyordu ki aşıkların bağı bostanı aşklarının tutuşmuş ocağı, ocak tüte dursun Erciyes’in tepesinde Beyaz Düşler’im uçuşuyordu....
Her biri, bir melek kanadında uykusuz yatıyordu...
O uykusuzluk ki Hasan dağına oduna giden Hasanın da yarinin de yüreğini sızlatıyordu...
Hani dedim ya düşlerin kırık ambarındayım...
Kırık ambar kiiii
Off offf Gesi bağlarını dolanıyorum
Yitirdim yarimi anam aranıyorum
Feryat figan aşıklar, şifasını arayan kara sevdalılar yar yar diye, İpek halılarla yol yol olup, geçmişler hepsi Gesi bağlarından...
Her biri bir karanfil, her karanfilde bir kadın tutuşmuş Erciyes’in en tepesinde... Allı morlu karanfiller hepsi beyaz giymiş, Erciyes` in kızı gelin olmuş, gülüşleri buz tutmuş yüreğimin inci mercan zirvesinde...
Düşüm şifa arar Kayseri’ nin göbeğinde...
Selçuklu Sultanı Kılıçarslan kızı derler, Gevher Nesibe Sultan haber salmış, vasiyet etmiş Gıyaseddin Keyhusrev’e yapması için bir tıp mektebi gelen giden almış şifayı hikmeti...
Kendiside yatıyor şimdi içinde...
Masalsı nedenlerim bir yana, çağların, krallıkların ilgisini çekmiş, ünü yayılmış, bebelerin tıngır mıngır beşiği olmuş bu Kayseri...
O bebeler ki dedeleri isimler okumuş kulaklarına ezanlarla, soy sop olmuşlar Kayseri’ ye, Dünya`ya nam salmışlar...
Eşi benzeri olmayan eserlerin baş aşığı Mimar Sinan, Dadaloğlu, Aşık Seyrani, Erkiletli Aşık Hasan, ya Hoca Nasrettin’ e ne demeli?
Gitmez mi Tuz gölüne Sarmısaklı yoğurt mayalamaya canı mantı çekti yine...
Uyanırken düşümden, Seyyid Burhanettin Hüseyni Hz.’ Ni, Mevlana` yı, Battal Gazi’ yi, Yunus Emre’ yi, ZeynelAbidin’ i, İmrÜl Kays’ ı Eski Tunç, Hitit, Frig devrinin ağaları, beyleri, Helenistik dönemin Helenleri aşkları, Roma Bizans Kralları, Selçuklu beyleri, Osmanlı Padişahları ve Cumhuriyet dönemine birden dönmem mi içimdeki düşümde...
Mustafa Kemal ve Silah arkadaşları şehitlerimiz ellerindeki umut adını verdikleri karanfilleri saçtılar geri dönüşü olmayan aleme...
Ayrılık iyice tutuştu Erciyes kan ağlıyor yüreğimin eteklerinde içime su serper gibi ışık saçıldı göz evimde, hocaların hocası Seyyid Burhanettin Hazretlerinin Mevlana`ya öğütlerini okuyordum dualarımla sessizce...
Akli, nakli, kesbi ve keşfi bütün ilimlerde eşi bulunmaz bir insan oldun...
Bu halinle manevi sırları bilmede,hakikat ehlinin siretlerini çözmede, gizli olan sırları keşifte, velilerin parmakla gösterdikleri kişi oldun...
Gerçekten şimdiye kadar gelmiş geçmiş bütün şeyhler ve hakikati görenler, senin gibi bir padişahın huzuruna nasıl ulaşmak ve senin vuslata nasıl ulaştığını öğrenmek için hayret ve şaşkınlık içinde gelip geçtiler...
Dünya ve ahirette Allah’a hamd olsun ki, zayıf ve arık olan bu kul, bu ebedi saadet ve devlete erişip, senin bu halini görmüştür...
Bismillah diyerek yürü!
İnsanların ruhunu taze ve hat ve hesapsız bir rahmete boğ.
Bu sure aleminin ölülerini kendi mana aşkınla dirilt!
Ey ihlas sahibi!
Tarih 22 Kasım 2005 Zamanı / Her şeyden kaçmak kolay da kendi nefsinden kaçmak zordur zamanı......
Seyyid Burhanettin Hüseyni Hz.
’’Kayseri`yi bizlere her türlü güzel ahengiyle yaşatan, vesile olan ve emeği geçen yüreğiyle ışık saçan gönül dostlarıma ve dostluğu şiir bilip kendi yaşadıkları şehirlerden edebiyat kardeşliğiyle kucaklaşmayı arzu edip, gelip sunan Hanımefendilere, Beyefendilere teşekkür ederim...
Sevgim saygım hayır dualarımla, tek tek selamlıyorum sizleri efendim...
Melekler yüreğinizden öpsün.
Sabiha Rana
Yedi düvel gönüllere Beyaz Düşler paylaşımıdır.
YORUMLAR
Breh breh,bu nasıl yazı böyle...
Plağın tersi böyleymiş demek ki!...
Şiirlerinizi okuyan biri olarak,şaşırmadım dersem yalan söylememiş olurum.
Benim ana tarafım da,Kayseri 'nin Develi ilçesi,Kızık Köyü... Yani Erciyes eteklerin de bir köymüş.Ben bilmem tabii,ninem tıngır mıngır,beşiğimiz de bizi sallarken,anlatılan öykülerden biliyorum.
A.S. efendim...
Şaşırdım!
Kutluyorum.Saygılar sunuyorum...