Çorum şivesiyle kaleme alınmışdır, Sürçülisan etmiş isek affola
Çil hoca
Boon haftanın ilk gunü, zabahınan erkenden kahdım, urbamı geyindim, Allah ne verdiyse ekmami aşımı yedim, talaşaynan işe gitmek için hazırlığımı yaptım.
Toplunun örtüsünü gıvzıttım, topludan şöyle dışarı bahtım birde ne gorüyüm! Zahmerinin ortası sanki ağaçların dalı, pürü bembeyaz. gıra düşmüş, her yer sis, komür kokusuyla pis, dumanıyla is olmuş.
İçim garardııı, benzim sarardı. Ruhuma bir daralma geldi, dedim; boon bazarertesi hele bizim çil hocanında gelmedi sesi, marisem çil hocanında içi gararmış gonü daralmış ki ötmüyo…
Neyise bırah çil hocayı neyi, gurtuluş yoh mecburen işe gidecam ,çol çocukekmek bekliyor, sağolsun garım sakomu duttu, geyindim homurdanı homurdanı merduvanın badallarını yavaş yavaş endim.
Aklıma bizim bodrum katta oturan komşumuz çil hoca ve horantası geldi, bide ona bahıyım da öyle gediyim dedim, ne gorsem eyi tavıkları sansar yemiş kumesin içi üleşinen dolu, bizim çil hoca hüşümlenmiş yasta zavallı nasıl bir uğraş verdi bilmiyom amma o Allaha şükür sağ duruyor, halına bahtımda dünyamdan bezdim.
Oysa her sabah imamdan evvel yanık ve gozel sesiyle o galdırırdı bizim comati namaza, zavallı garip galmış, hakını almamış koy hocası gibi boynunu bukmüş, altına etmiş, üstüne çokmüş garip garip düşünüy, kimsesi yok garı uşak, çol çocuk hepsini sansar bomuş onun için gıyamet çohtaan gopmuş…
Ula çil hoca sen garip, ben garip bundan böyle bu gorhuyla sen fazla yaşamazsın ne gadar çabalasanda artık huzur yok, guyrunu oyana bu yana sallama, sansardan gurtulamazsın, heç olmazsa mındar bali getmede bunca yıllık emamiz var ödeşek dedim…
Aha birazdan geliyom dedim, badalları gaçarak çıhdım, zile bastım bide bizim garı gozlerini üfeleyerek kapıyı açtı; ne oldu herif ne var hayırdır inşallah… dedim; ula garı ne çabuk uyudun yav! Daha gideli beş dakka olmadı, aşşada gıyamet gopmuş bide gomşu olacan…
Neyse sen bizim pala bıçağı ver hele, garımın gozleri fal taşı gibi açıldı hayırdır ne oldu herif? Dedim garı uzatma pala bıçağı ver, bizim garı hemen toplunun örtüsünü gıvzıttı dışarıda biriyle doşüyomu diye bahtı, kimseyi goremeyince homurdanarak mutfağa gitti pala bıçağı getirdi.
Dedim garı bekle burada… Ne oldu herif? Dedim bizim çil hoca medeniyetten istifa etmiş, bende istifasını infaza çevirecam dedim, hemen aşşa endim çil hocanın korkusuna, sansarın işine son verdim... gari bizim kumese uğramaz sansar.
Kesdiğim çil hocayı aldım şeremetce beni bekliyen garıma verdim ve dedim garı çil hocanın etinden ne eyi olur? Dedi arabaşı, eyi öyleyse sen bu işi biliyon, gozel bir arabaşı yap, yanında bulgur pilavı, pilavın üstüne horozun etini dikile gozelce yuka ekmea sula ser yanındada goo domates turşusunuda ihmal etme,yuka ekmanende bek gozel olur hani, sonrası Allah kerim ondan sonra sen bak ziyafete , tabiî ki başka bir mani çıhmazsa…ula sahi keşke essah olsa da bi ziyafet çeksek bak şimdi canım çekti, ne gozel olur horoz etinden arabaşı demi…
Nuh COMBA .
Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Şiirin sahibi
Cevap Yaz