ELVEDA_NAME
Şikayet etmem ama hayıflanırım. El, ne anlar vedadan? Sanki gidince eller kucak mı açacak sana? Hem eller kucak açsaydı “el” dedikten sonra “veda”sı da eklenir miydi ardına? El, vedadan anlamaz sevdiceğim. Gel vazgeç yad eller rüyasından.
Ayrılık kapısı değil bu!
Kimsesizlik yurdu değil bu!
Özlem bucağı değil bu!
Elveda da neyin nesi? El ne anlar vedadan?
Gördüm ki nice yaralı gönül içinde yaralanmışım. Aynaya bakıp da can kırıklarını hatırlayanlar şöyle dursun, yürek yangınlarım var benim. Söyle senden başka tutacağım dileğim, senden başka ilacım mı var benim?
Gidersen ayrılığınla yaralı sitemim olur benim. Bir kez olsun “kal” desem, dil ucuyla olsun “dur” desem kırar mısın gönlümü? Unutturur musun dünümü, zehir eder misin günümü? Kal sen yine de, gitmek yakışmaz sana. El vedayı ne bilsin sonra, bilmez kıymetini, hatırını… Sen kal, al can kırıklarımı yeter ki. Ele vuslatı bile öğretirim…
Yanacaksın dediler. Vuslattan bahsedeceksen, yanacaksın. Şüphe etmem ama çekinirim. Hayır, yanmaktan değil çekinmem. Yanarken aşk uğruna yanmayı unutmaktandır çekincem. Yanmak bahsi hayli zordur sevdiceğim. Hangi kıvılcımdır ateşi alevlendirmez, hangi ateş taşı eritmez. Gaddar mı kesildi yüreğin ateşle oynarsın. Gördüm ki sen çoktan yanmışsın da, beni yakacak kıvılcımı nerden çakacaksın?
Geleceğim diyerek inandırma beni. Razıyım yalan olsa da, dilinden olsun amenna… Ama geleceğim yalanıyla kandırma beni. Giden gelmez bilmez miyim? Aklına gelmez geri dönmek. Yutar şehir her kimseyi, alıkoyar kendini, benliğini. Sevmek fırsatı vermez gidişler sana vazgeç… Kalmandan yanadır gönlüm, gitme! Bilmez yaban eller kıymetini de, kadrini de…
Şikayet etmem ama hayıflanırım. El, ne anlar vedadan…
İshak SAKA