- 3003 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
sadece HİKAYE:(
Bir dağ köyünde doğmuştu...
Dağların eteklerindeydi evleri tepedeki dağ evleri de görünürdü yemyeşildi alabildiğine yeşil.
Şubat ayıydı kar yağmış, köy ayaklanmıştı üç gündür herkeste bir telaş vardı, yeşil nasıl toprağın altına saklanmışsa, dört yıldır hasretle beklenen adaklı bebek gelmek istemiyordu. Köyün kınalı saçlı melek anası çok uğraşıyordu ama anlayamamıştı çaresiz kalmıştı. Uzak köydeki dede bile gelmişti o karda torununa kızına bir şey olacak korkusuyla ne çok mücadele vermişti damadı kısır laflarına inat doktorlara götürmüştü kızını şimdi kötü bir şey olursa ne cevap verirdi damadı gurbetteydi dördüncü gün sal yapıldı hedikler giyildi kasabaya götürülecekti bir türlü gelmek bilmeyen bebekle annesi...Umutların azaldığı anda dünyaya gelmişti istemeyerekte olsa dört sene dört gün bu kadar uzun bekleyişten sonra herkes rahatlamıştı bir kız bebekleri olmuştu sağlıklı ama hiç susmadan ağlayan annesini emmeyi reddediyordu.
Minik kızı anne bile susturamıyordu ne yapacağını şaşırmıştı her türlü çareye başvurdu bebeğini sakinleştirmek için ama neden ağlıyordu bu kadar neden huysuzdu herkesin diline dolanmıştı artık böyle bir bebek olamaz diyorlardı, dayısı geldi bebeğin ablasına yalnız olduğu için kalmaya, dayıyla yeğen güzel anlaşmışlardı dayı yeğeni ağlayınca bir melodi mırıldanırdı susardı hemen sakinleşirdi o ses onu büyülerdi sanki ne zaman huysuzlaşsa dayı koştururdu hemen uykudan bile kaldırırlardı...Bir off çekti taaa oralara o doğduğu yere günlere nasılda gitmişti sanki film izliyormuş gibi, dayısı anlatmıştı bebekliğini hep takılırdı ona senin anan benle ahırdaki sarı kızdı diye off off işte bu muydu sebep annesiyle doğumda koparılan göbek bağı gibi kopan sıcaklığı anasızlığı sevgisizliği ,annesi hep uzak hep soğuk kalmıştı ona hem babasız hemde var olduğu halde yok olan anasızlığı yaşamak. Annesi anlatırdı ben bahçedeyken gelmiş baban bavulla seviyordu seni beşikteydin sana o zamana kadar köyde görülmemiş giysiler mama şişeleri getirmişti demişti, kalmaya gelmiş babası yavrusundan ayrılmamayı ama olmamış köydeki bazı olaylar onu yine gurbete sürüklemiş babasının gurbete yolculuklarını masal gibi dinlemeyi hep sevmişti kadın bir insanlık dramı belkide ekmek parası uğruna köle gibi seçilerek yabancı bir memlekete gitmek ne yuvalar dağıldı derdi ve birde hem gurbette yabancısın geliyorsun vatanına da sığamıyorsun artık yabancı oluyorsun.
Baba gitmeden karar almıştı istanbula taşınacaktık annemle halamın yanına halanın çocuğu olmuyordu kocasıyla çalışıyordu evleri de vardı orda daha rahat güvende olacaktık...
İstanbul anneden ikinci kopuş hala el koymuştu minik kıvırcık saçlı cin gibi kara gözleri olan sanki çok olgun büyümüşte küçülmüş denen bu kıza konuşurken şaşırtıyordu herkesi koca insanları büyülüyordu eniştesi hayranıydı zaten hiç ayırmaz olmuştu yanından kıvırcığım bu gün ne yapalım derdi canın ne ister onu giydirir süsler resimler çekerdi.
Yazın yazlık sinemalar çay bahçelerine düğünlere gittiğinde bakın derdi benim kızıma, artık halayla eniştenin kızı olmuştu şımartılıyordu ama hiç şımarıklık yapmazdı asil bir yüreği vardı kızın halasıyla arasında soğukluk vardı bunu hissetmişti. Oturdukları evin alt katında da küçük hala otururdu, mahalleleri çok güzeldi herkes birbiriyle iyi geçinirdi hele iki sevdalı yürek vardı birbirine aşık onların aracısı gibiydi minik kız birbirlerine sevdalarını kıza söylerler oda gidip anlatırdı öbürüne , hele bir teyze oğlu vardı babasının koskoca adam onunla sohbet eder hayran olurdu bir kızım olsun bunun adını vericem derdi ve yaptıda ,sevenler kavuştular sonunda ve çok güzel bir düğün yapıldı ardından gelen acıydı arkadaşlarının anneleri hasta oldu ve öldü kısa zamanda minicik yürek her gördüğünü yaşadığını nakşediyordu ruhuna insanların duygularını düşündüklerini hissediyordu çok seviliyordu ama yalnızdı sanki öksüz yetim içinde bir boşluk büyümeye başlamıştı eksik olan neydi ki ,anne yoktu sanki sadece gece birlikte uyurlardı hala katı kuralları olan sert yapıda biriydi disiplini severdi enişte aksine yemeyi gezmeyi sever eğlenceli sevgi doluydu tartışırlardı hep aralarında sevgi yoktu.
Keloğlana benzemişti artık. Annesi bunu kıvırcık saçları dümdüz olsun diye yapmıştı anneye benzemiyordu kız babasına benziyordu ne yaptıysa anne olmadı.
Yine saçları lüle lüle kıvırcık oldu ..Baba gelmişti bir gece ansızın kızına tren getirmişti birde kenarındaki mandalı çevirince hoplayan sarı bir kuş ,sonrası halayıda alıp götürmüştü tedavi olursun demişti bir çocuğunuz olur enişte artık iyice sarılmıştı minik yüreğe onla dertleşiyordu ağlıyordu,
Anne hamileydi babada geldi doğuma hastaneye götürdü karısını çanta içinde minik bir kızla döndüler eve artık abla olmuştu eniştede gitmişti karısının yanına, köydeki halası trafik kazası geçirmiş felç kalmıştı tüm aile üzgündü babanne kızıma ben bakacağım diyorda başka bir şey demiyordu ve alt kattaki en küçük halanın yanına taşındı babaanneyle felçli hala ,baba halanın yanında otur hasta ilgilen demişti, korkmuştu küçük kız belli sızlanmadı ama otururdu hasta halasıyla işleri varsa büyüklerin onun halini anlayamaz çözemezdi konuşamıyorduda halası ,babası gelmişti yine arsa almıştı inşaatına başlanmıştı elinden tutar koca adammış gibi götürürdü kızınıda yanında burda oturcaksınız derdi alışmaya başlamıştı babasına ama annesiyle yatamıyordu artık mızırdanırdı babası gidince baba kokuyor demişti gülmüştü herkes ona annesi çarşafları değiştirirdi titiz bir kızı vardı enişte ve halanın etkisiyle farklı biriydi o, sen bir küçük hanımefendisin derdi enişte hep şık giydirir saçlarını süslettirirdi oturup kalkması konuşmaları gerçekten o zamanda onların ortamına göre farklıydı asil ve nazik bir hanfendi gibiydi, çocukça davranmamıştı asla zaten istesede çocuklar gibi sokaklarda oynayamazdı ağlayıp mızmızlanamazdı büyüklerin yanında onlar gibi olmak zorunda kalmıştı,hala kızgın bakardı hep bakışlarıyla yönlendirirdi terbiyeli sessiz dur der gibi, büyümeden büyümüştü.
Büyümek neydi çocuk olmak nasıl bir şeydi ? Şu denizde balık mı olsaydım acaba orayada ait olamazdım kesin diye düşündü iç çekti ben bana ait oldummu hiç neyim ben. Babayla öyle kopmuştu ki yeni evlerindeydiler bir gece ansızın gelmişti baba camı tıklatmıştı o duymuştu gidip kaldırmıştı annesini kurban bayramı öncesiydi ev şenlenmişti ama iki odaydı baba üst kattaki inşaat halindeki bir odayı hemen düzenlemişti kuralcıydı orda yatacaktı hanımıyla ,kurban keselim bizde koç alalım baba demişti küçük kız ,
o zamanlarda döviz bozdurmak zor oluyormuş anlatırdı babası ilk kurbanıma senin ısrarınla başladım derdi çarşıda gizlice bir ruma bozdurmuştum para derdi .. Bir gece gürültülerle fırladı yatağından annesi babaannesi ayaktaydı beşikteki kızkardeşide ağlıyordu anne tek kalmasın diye yatalak halayla babaannede onlarla kalıyordu , anne ağlıyordu korkmuştu hemen süt ısıttı al dedi minik kıza tabağa koydu bardağı yanına ilaç götür dökmeden çık yavaşça merdivenleri söyleneni yapmıştı babanın yüzü kıpkırmızıydı gözleride korktu kötü şeyler olmuştu koştu hemen alt kata indi yatağına girdi sessizce, yine baba izine gelmişti dilsiz sağır kuzenide onlara geliyordu yatılı okuldan hafta sonları kuzeniyle çok iyi kaynaşmışlardı sessizce anlaşıyorlardı dahada hisleri gelişmişti artık dilsiz sağır olmuştu bir yanıda baba kızmıştı bir şeye anneyi dövüyor hakaretler savuruyordu küçük kız cesaretle atıldı bacağına sarıldı babasının ama durduramadı kenara itildi bu kopuş savruluş onu derinden yaraladı anlamıştı artık babasıda gitmişti ondan kopmuştu...
Derinn bir nefes çekti yine içine karadenizim kapkararırsın savurursun dalgalarını isyanlarla köpürürsün seninde acın büyükmü ben gibi sende ana baba sevgisinden eksikmi kaldın ondan mı dövünmelerin ...
YORUMLAR
güzel bir öyküydü..
kıvırcık saçlarda güzel..
bırakın öyle kalsın..
sevgilerimle..
@DAĞÇİÇEĞİ@
Birbirinden habersiz ama birbirine benzer hayatlar..Doğmasaydı kıvırcıklar, emoşlar hayat bu kadar renkli olabilir miydi çiçeğim ;) yureğine sağlık.
@DAĞÇİÇEĞİ@
@DAĞÇİÇEĞİ@
Beklenen bebeklerin gelişi...
Üstelik hem de böyle bir dağ köyünde, çaresiz ailelerin evlerinde. Sade bir anlatımdı, beğendim.
Keyifle okudum, dedelerin gelişlerinde gülümsedim... elime tarak aldım adeta bebeğin saçını düzeltmeye uğraştım.
KISACASI; yazı okuru, içine almayı bildi.
KUTLARIM Kaleminizi.