Herkes ve Her Şey Bildiği(m) Gibi
İyi yanımı kendine saklamalıyım. Güzel fikirlerimi sessizliğe gömmeliyim. Harika hayallerimi hemen sonlandırmalıyım. Muhteşem ataklarımı maç bitmeden yokmuşa sürüklemeliyim. Beni umursayan kim? Beni bir kefeye koyan kim? Benim derdimle dertlenen kim? Benim düşüncelerime önem veren kim? Benim hangi halde bulunduğumu soran kim? Benim hangi hüzünlü şarkıyı binlerce kez tekrarladığımı duyan kim?..
Selam verdiklerim selamımı alamaz oldu. Kanka kabul ettiklerim konuşamaz oldu bir iki kelimemle. Canım diye seslendiklerim arkasını bana dönmüş. Geçtiğim yollar eğim almaya başladı. Üzerinde şiir yazdığım deniz artık boğmak istiyor kalbimi...
Anladım, istediğim gibi bir dünyanın mümkünatı yok. Anladım, herkes ve her şey bildiği gibi davranmaya devam edecek. İyimserliğim boşuna çırpınacak yerde gökte. Boşuna maviye sarılacağım kalıcı aşk uğruna. Boşuna asil renk bileceğim siyah rengi. Boşuna bir dosta sonsuz güveneceğim, avuçlarım boşaldığında adımlarımı ilk terk edenim o olacak. Boşuna hayata umut diyeceğim. Boşuna geleceğe ümit besleyeceğim. Boşuna yürek çekmişim bu yaşıma dek...
Gün geldiğinde, gerçekler açıkladığında yalnızlığımla baş başa kalacağım. Kimse yanı başımda bulunmayacak. Kimse başımı hafiften okşamayacak. Kimse aç ve/ya susuz olduğumu sormayacak/bilmeyecek. Kendi kendimle kalacağım bir(o) zaman. O zaman sanırım şimdi. Şimdi zamansızım. Sızım büyük. Acım tanımsız. Ağlamaklı halim güneşsiz. Ve varlığım gölgesiz toprak...
Oysa etrafımı kalabalık bilirdim. Oysa edebiyatla uğraşmayı mutluluk sayardım sözcüklerimle heyecanla konuştuğumda. Oysa yıldızlara bakmayı başka gecelere işaret ettiğini anlardım. Oysa sabaha uyanmanın güvenin aslına karşılık geldiğini sanırdım. Oysa... Neyse... ise...
Yanıldım. Geç de olsa yanıldım. Ummak boş iş. Beklemek gereksiz mola. Özlemek koca bir hiç...
Herkes ve her şey kendini düşünüyor(muş) önce...
Ben şimdi ne herkesim ne de hiçbir şey...
Ben şimdi haber kipi olmayan vakayım...
Ben şimdi sevinci kursağında kalan mideyim...
Ben şimdi şiirsiz çobanım...
Ben şimdi dileksiz palamut ağacıyım...
Ben şimdi biraz sonraya lazım olmayan önceyim...
.................................
Mehmet Selim ÇİÇEK
14 Aralık 2011,,,03.03,,,Çanakkale
YORUMLAR
Anladım, istediğim gibi bir dünyanın mümkünatı yok. Anladım, herkes ve her şey bildiği gibi davranmaya devam edecek. İyimserliğim boşuna çırpınacak yerde gökte. Boşuna maviye sarılacağım kalıcı aşk uğruna. Boşuna asil renk bileceğim siyah rengi. Boşuna bir dosta sonsuz güveneceğim, avuçlarım boşaldığında adımlarımı ilk terk edenim o olacak. Boşuna hayata umut diyeceğim. Boşuna geleceğe ümit besleyeceğim. Boşuna yürek çekmişim bu yaşıma dek...
ne yazık ki böyle....
farkına vardığımızda asıl yıkım o zamn....
sevgiler...
''Anladım, istediğim gibi bir dünyanın mümkünatı yok. Anladım, herkes ve her şey bildiği gibi davranmaya devam edecek''
güzel özetlemişsin hayatı...
meselci
Teşekkür ederim.
Kendimi de özetlersem içim rahatlayacak.