- 828 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İçimdeki Çığlık
Yazmaya başladım,sezsiz kalmaktan yapmak istediğim şeyleri yapamamaktan yoruldum, konuşamıyorsam, konuşarak anlatamıyorsam bende yazarım dedim. Sizde inşallah okursunuz.
Daha bilinçli bir toplum için konuşamayanlar konuşmalı derdini açıklamayan açıklamalı, yazmalı veya çizmeli.
İnsanlar başka türlü nasıl iletişim kurarlar?
Bazı insanlar geçmişte yaşadığı olumsuzluklarla yaşamayı öğrenir ve zaman zaman kendine karşı kalkan olarak kullanır.Göründüğünün dışında ki dünyasında mutludur çünkü onu sorgulayacak kimseler yoktur, sadece ve sadece yaşadıkları ve bundan sonra yaşayacakları.
Bu yazı tamamen, beni anlatmasada bir çok kişi bu yazılardan kendisi için birşeyler bulacağına inanıyorum.
Ben her insanın içinde başka bir ruh dünyasının olduğuna inanıyorum. Bu gizemli dünya da yaşanan olaylardan ders çıkartılıp ruh sağlığının terbiye edilip edilemeyeceğini değişik ölçülerde incelemek ve sorgulamak istiyorum. Ruh sağlığımızın korunması çığlıkların son bulması dileğiyle.
Bu yazımı benim gibi, geçmişte olumlu olumsuz, kendisine dünya yaratmış insanlara ithaf ediyorum.
İçimde ki çığlık hiç susmuyor, sustura-mıyorum, karşılığını bulamadığım o kadar soru ve sorun var ki, bu durum da beni yalnızlığa ve karamsarlığa itiyor. Bu olayları dengeleyemediğim veya zihnimden silemediğim için doğru kararlar veremediğimi görebiliyorum. Öyle olduğu halde kararlarım doğruymuşcasına üzerine düşüp sıkı sıkıya sarılıyorum. İnsan doğruyu ve yanlışı ailesinden, çevresinden yaşadığı olaylardan çıkarır. Bir zaman gelir kişiliği ve hayat felsefesi oluşmuş onun için karmaşanın, cevapsız soruların bitişi ve hayatın başlangıcıdır. O andan itibaren yeni hayatında sadece ailesi ve dengeli yaşayabilmesini sağlayacak mutluluğun anahtarı yeni projeleri vardır.
İnsanlar acaba mutlu mu? Mutluluğu bir olay olarak düşünürsek. İnsanlar yaşamları boyunca ne kadar süre bu olayı yaşıyorlar?
Aile arıyorum; fakat bu aile benim içimde ki çığlığı susturacak yalnızlığı karamsarlığı yaşadığım olayları, seçme hakkım olsaydı,kötü olanlarını. Belki o kadar kötü bir yaşantım olmadı, iyide olmadı, bu cümleler yığını ile ailemden şikayet ettiğim, aile bireylerimden rahatsız olduğum anlamında algılanmasın. Ben onları her şeyin üstünde tutuyor çok seviyor saygı duyuyorum. İsyanım bu yaşıma gelene kadar ki zaman içinde yaşamamam gereken olaylara maruz kaldığımdandır. Kardeşlerimi, aile bireylerimi ve insanlarımı daha iyi bir yerde görme lüksünden başka bir şey değildir.
İnsan evladı hep çok şey ister fakat hayat ona hep kısıtlama getirir, sadece uzana bildiği yere kadar olanı almasına izin verir. İnsan buna aldırış etmeden gücünün yettiği son noktayı zorlayarak daha ileriye doğru uzanmaya çalışır. Bu durumun sonunda ihmal edilmiş örselenmiş, neden mutlu olduğunu bilmeden yaşayan bir insan topluluğu oluşturur.
Bu yazıyı kaleme almamın tek amacı kendi ruh dünyamı kalemsel anlamda tescillemek, sürekli yaşadığım karmaşayı durdurma olasılığı olmalı. Aile bireylerimiz onların bireyleri kültürü ve yaşantı seviyesi ne olursa olsun, hep aynı şeyi istiyorlar kendileri gibi yaşama standardı bu olay zaman içinde benimseniyor ve yanlışlar gözden kaçıyor. Sanıyorum bu olayın bu şekilde olması büyük aile bireylerinin deneyimleri sonucu daha az hata olması için fakat bu olayların birey üzerindeki etkisinin ne olduğu bilinmeden yapılmış özel bir ruh saldırısıdır bilinmeden ve sevecen. Ben artık bir şeylerin aile içinde değişmesini, ruh gücü yüksek aile bireylerinin büyümesini istiyorum. Bir insanın çocukluğu, döneminde ailesinden alacağı ruhsal terbiye ile başarılı olacağına inanıyorum. Bizim bu doğrultu da insan psikolojisi üzerinde toplumca yoğunlaşmaya ihtiyacımız olduğuna inanıyorum. Bu olay bizim insanımızın en büyük ihtiyaçlarından en önceliklisidir.
Çığlık çığlığa buraya kadar geldik en azından insanın ruh halinin insan sağlığının ve yaşantısının üzerinde çok büyük bir etkisi olduğunu anlatmaya çalıştım. Kendimde anlamaya.
Zaman içinde yaşadığım olayların beni neden bu kadar etkilediğini daha iyi anlamaya başlıyorum. Biz aile olarak iç içe yaşamaya alışmış bir toplumuz aile içinde yaşanan her türlü olaya maruz kalıyoruz aile bireylerinin sorunlarına, onların çıkmazlarına, oysaki ruh sağlığımızı yaşam standardımızın temellerinin, tam oturmaya başladığı zaman aile bireyleri bilmeden de olsa temel yapıya zarar vermek için elimden ne geliyorsa yapıyorlar, bilinçsizce. İlerleyen zaman içinde de çok şey istiyorlar bireyden. Bazen aynı şeyi bende oğluma yapıyorum kaygısı beni yaralıyor fakat engelleyemiyorum. Aile bireyi daha iyi kontrol edebilmeli kendini diyorum. Daha önce aşamadığı olaylar ve sorunlardan kopamadığımı görüyorum.
Bu yazı da onun için yazılmıyor mu zaten?
Gizlide olsa aile bireylerimi biraz sorguluyorum, kızıyorum bakamayacağı büyütemeyeceği çocukları kimse doğurmamalı, doğurtmamalı yanlışlık burda başlıyor. Yeni evlenecek çiftlere, evli çiftlere çocuklarınızın mimarı siz olacaksınız,çarpık yapılaşma her zaman büyük sorunlara gebe kalmıştır. Karar verdiğinizde zemin çalışması yapmadan havada kararlar vermeyin.
Bizim toplumumuzda ve diğer toplumlarda da bu yapının değiştiğini değişebilecegine inan-mıyorum. Ben bilirim, ben yapabilirim hegomanyası.
Ben isterdim ki her şey güzel olsun, insanlar mutlu olsun, hep gülsün, ben istesem de sanıyorum olmayacak bir şey istiyorum insanların doğasında çok az olan veya çok az bulunan bir katkı maddesi gibi bir şey. Ben Kabul etsem, sanıyorum doğa ana ve yaratılışımızın kaynağı, toplumun gücü bunu olamaz duruma getirecek ve her zaman olduğu gibi sevinç, kederle bizler yaşamaya devam edeceğiz. Hayat devam ettiği dünya var olduğu sürece insanlar karmaşa, karamsarlık, çıkmazlar ve mutluluklarla yaşayacaksa ailem için en iyisini isteme benciliğini göstermeliyim. Bunu yaparken de daha önce yaşadığım kötü olayları, anılarımı ruhumun derinliklerinde yok edemesem de üzerini öyle kapamalı ki ne aileme ne dostlarıma zarar vermemeliyim, ruhumu terbiye etmeli çocuklarımı en iyi şekilde bağımsız sağlıklı düşünme yeteneği aşılayarak büyütmeliyim.
İnsanlar zaman içinde doğru işi bulana kadar bir çok iş değiştirirler. Kimi zaman aradıklarını bulamasalar da ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmak zorunda kalırlar. Bu olay çocukluk aşamasında aldığı eğitimlerin bir uzantısıdır. Yanlış yönlendirme sosyal ve kültür eksikliği olan aile yapılarında iyi yetiştirilmiş çocuk imajının altında yatan sorun baskı, bilinçsiz yaklaşım olduğu kanısındayım. Aileler ne olursa olsun eğitim seviyesine bakmadan çocuğu için, ailesi için kendisini yetiştirmeli baskıcılıktan çok iyi bir yönlendirici,iyi bir arkadaş olmalı.
Bu yazıyı yazmaya karar verdiğim zaman amaç sadece içimde ki sorunların temel kaynağını anlamaya çalışmak, sorunlarımın yani geçmişte yaşadığım olayların bana neden rahatsızlık verdiğinin nedenini belirlemekti fakat ilerledikçe bir hırslanıyor bir duruluyorum bazen ben ne yapıyorum diye soruyorum.
Yazdığım yazıları geçmişini sorgulayan benim gibi mutlu mutsuz olduğuna karar veremeyen insanlara okutmaya başladığım da,yazılarımı okuyan arkadaşlarımın buruk göz ifadeleri doğru yolda olduğumu gösteriyor.
Bu olayları birkaç sayfada açıklayama-yacağımı kara verdim. Kendime açıklayamadığım şeylerin sizlere nasıl açıklayacağım oldu, bende olayı biraz daha genişletmeye karar verdim. Bazı arkadaşlardan da yazılarıma eklenti yapmaları ve kendilerinin yaşadıklarını anlatmalarını rica edeceğim. Neden geçmişi sorguluyoruz.Neden geçmiş bizi rahatsız ediyor. Şimdi ki zaman için de mutlu olduğumu biliyorum buna eminim, evlendikten sonra 1994’den bu zamana kadar, fakat geçmişe döndüğüm de hemen sorgulama mekanizmam çalışmaya başlıyor.
Neden,
Acaba onların aileleri de zamanın da onlara o şekilde davranmış olmalı. Onlar bu yaşanılan olayları normal karşıladıkları için bize yansıtmakta hiçbir sorun görmediler. O zaman neden biz çok etkilendik.
Niçin,
Neden Düşünemediler,
Aile bireylerim arasında ki kronikleşmiş sabah, akşam geçim sıkıntısı kavgaları ve babamın kalıplaşmış alkol sorunundan başka tartışmaya açılacak bir konu yoktu zaten. Tartışılacak olsa da zaman yetmiyordu, zaman olsada yine tartışılarak çözülürdü. Yok Yok ben bunlardan hiç etkilen-medim, 25-30 yıl maruz kaldım,hala bende bir şey yok kardeşlerim daha çok etkilendi. Böyle bir şey münkün mü? Herkes bir şekilde etkilendi. İçine kapanık, karamsar mutluluğun ne olduğunu bilmeyen herkesin için de sorun yaşadığını bildiğim çok sevdiğim bir ailem var.
Aile bireylerimi sorgulayamıyorum, sorgula-sam ne olacak yaşları ilerlemiş bu olayları hayat standartı olarak belirlemiş. Bilmeden de olsa bir çok can acıtmışlar. Bu olayları tek başlarına bir anne ve babayı sorumlu tutamazsınız onların aile bireyleri anne ve babaları kardeşleri de amcalar, dayılar, halalar de çok etkin rol oynarlar.
Biz Babamın ikinci evliliğinden olma çocuklarıyız, ilkinden olma üç ablamıda katarsak kendi iç dünyalarında yaşayan sekiz kardeşiz, bu yazıyı yazmaya başladığımda kimse ile görüşüp onay almadım almaya da gerek duymadım ya susacaklar yada bana katılıp yaşadıkları sıkıntıları anlatıp kamuoyunun ilgisini çekip bizim durumu-muzda olan insanları uyandırıp, geçmişe yönelik kötü olayları çocuklarına yansıtmamalarını sağlayacağız. En azından anlatmaya çalışacağız.
Pekiyi siz Türkiye de ailesinin sorunlarına maruz kalmış ne kadar çok sorunlu,bunalımlı, alkolik vb. yaşayan insan olduğunu biliyormusunuz? Veya iç dünyalarında ki sorunlarını alkolle çözebileceğini sanan insanları.
Ben de bilmiyorum ama tahmin ediyorum, bu durumda benim canımı acıtmaya yetiyor. Siz de öğrenmek istiyorsanız her hangi bir barlar sokağına girip bir dolaşın. Ben dolaşıyorum, Çok yakında ona da bir çözüm yolu bulacağıma eminim, inanıyorum.
Yazımda bahsettiğim gibi bir çocuk ailesinden aldığı ruhsal terbiye ile büyür gelişir ilkesi doğrultusunda çok ileri düzeyde olmasa da benim durumumu da kestirebiliyorsunuzdur. Aynı durum sizin aileniz ve çocuklarınız için de geçerlidir.
Ben neden düşünemedim?
Ben düşünemedim çünkü ne düşüneceğimi bilmiyordum yaşımın ilerlemiş olmasına rağmen. 16,17 yaşlarında Okula gittiğimi lise’yi dışardan bitirme sınavlarına girmeye başladığımda anladım ve okul hayatım da kısmen bitti. Daha sonra lise bitti, bir rahatlık, artık lise mezunu bir gençtim. okuyamayacağım düşünülerek bilgisayar kursuna verilip hayatı kurtarılan bir genç. Kurtuldu. Mutluyum. Ailem mutlu, ben kurtuldum. Benim seçkin bir mesleğim var. Ben okumak istiyorum ekonomi çok büyük etmenlerden biridir, durumum düzeldiğin de çalışmalarım devam ediyor okuyacağım oğlum için, kendim için, çevremdeki insanlar için.
Sınavlara katılacağım. Başarılıda olacağım. Neden okuyamadım?
Bazı gerçekleri geç fark ettiğimde evleniyordum en mutlu ve en zorlu zamanım. zaten Aöf Sbf fakültesinde okumakta idim, 1.Sınıfta, halen atmadılarsa Yine! .Sınıftayım Nere de? , Açık Öğretim Fakültesi Sosyal bilimler fakültesinde, Benim için verilen kimlik dışında otobüs indirim kartı yerine geçen pasosu çok etkin olmuştur.
Herşey daha güzel olabilirdi.
Ekonomik durumumuzun çok iyi olduğu dönemleri düşünüyorum biz o zamanları yaşayamadık. Sadece anlatırlar bizde duydukça mutlu oluruz. O iyi durumlar devam etmiş olsaydı, şu anda nasıl bir yaşam çizgimiz olurdu diye kendimi düşünmekten alamıyorum.Yüzümüz gülermiydi? , Mutlu olurmuyduk?
Ablalarım ve kardeşlerimle bir araya gelebilirsek bu konuyu tartışmalıyım, biraz olumlu düşünce insanın içini ferahlatıyor.
Ekonomimiz iyi olsaydı şu andaki ruh halimiz nasıl olur du? . Yoksa sorularımın cevabı ekonomik değilde aile bireylerimin eğitimsel ve sosyal yönlerinden mi? Kaynaklanıyor. Her ne olursa olsun ben onları çok seviyorum.
Bilinçli bir aile yapısı ruhu temiz bir çocuk,
Ben dikkat etmeliyim,
Elbette dikkat etmeliyim, etmeliyiz benim çocuğum,cocuklarım değil bütün cocuklarımız İçin daha ilerisi için bilinçi toplumumuzun temel taşları için ruh sağlığı düzgün iyi yetiştirilmiş çocuklar.
Gelişmiş ülkelerde en çok yatırımın çocuklara yapıldığına inanıyorum çünkü ilerlemeyi daha ileri noktalara taşıma işleminin çocuklardan geçtiğini biliyorlar ve onlara hangi eğitim yararlı olcağını belirleyip o durumda eğitim almasını sağlıyorlar bunu yaparken de çocuğun ruh sağlığını her an kontrol ediyorlar. Bizim ülkemiz de bu kadar dahi istemiyorum normal aile içinde aile bireyleri çocukların ruh sağlığına zarar vermediği taktirde bizim çocuklarımız her aşamada başarıyı yakalayacaklarını biliyorum, eminim,inanıyorum.
Benim çocuğum bunu yaşamamalı,
Temiz bir ruh sağlığı olmalı, kendi kararlarını sağlıklı bir şekilde vermeli ve bunu yaparken, geçmişini sorgularken mutlu olmalı. Bu durum ona ileri ki zamanların da klavuz olur şevk verir….
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.