- 4167 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
EVRAN-4-
Babam ( artık kayınpedere babam diyorum ) anlatmaya başladı hikayeyi...Tüm köylüler sanki ilk kez duyuyorlarmış gibi hayret içinde dinliyorlar. Bazı yaşlılar da zaman zaman devreye girerek Evranı nerede ve nasıl gördüklerini, enini boyunu tarif ediyorlar.
Bu güne kadar Erzurumluların Al Karısı hikayelerinden, koca kayaları elleriylle un haline getiren Zal Oğlu Rüstem hikayelerine, Kont Drakula’dan, Farnkeştayn’a kadar pek çok palavra dinlemiş ya da filmini seyretmiştim. Hatta şu meşhur Şeytan filmini seyrettikten sonra bir hafta korkudan uyuyamamıştım ama bu Evran hikayesi hepsini gölgede bırakıyordu...Artık kocaman bir adam ve aydın bir insan olarak böyle palavralara inanmıyordum ve de bunu açık açık ifade ettim.
-Ya bunlar hikaye...İnanmayın böyle şeylere.
-Hocaaaa hocaaa biz senin gibi inanmayıp da sonra korkudan ağzı burnu yamulan, dili tutulan çok insan gördük. Evran gerçektir ve de vardır.
-Yav arkadaşlar eğer böyle bir şey gerçek olsaydı birileri mutlaka bir fotoğrafını çekerdi. Kitaplarda filan bahsi geçerdi. Yok böyle bir şey.
İstediğin kadar yok de insanlar inanmışlar bir kere. Hem de kutsal bir inanç haline gelmiş adeta. Değiştiremezsin.
O akşam don olmadı Allahtan...Gecenin geç saatlerine kadar kutsal teneke sobanın olduğu odada oturduk. Münire gaz lambasını yaktı ve başladı yazma oyalamaya...Boş zamanlarında hep yazma oyalıyormuş zaten. Ara sıra çay dolduruyor bahçeden topladığı ve soyup dilim dilim yaptığı portakalları uzatıyor bana ve ailenin diğer fertlerine ve biz hepimiz Rasık Dermencinin başka palavralarını dinliyoruz. Siyasetten askerlik anılarına kadar her konuda konuşuyor. Nihayet yatma vakti geliyor...Dün geceyi serada uykusuz geçirdiğimiz için Münire’nin de benim de gözlerimiz süzülüyor zaten.
Onlar bütün aile sobalı odada yatak hazırlarken Münire bana da sobasız olan odada yatağımı hazırlıyor. Gaz lambası ışığında odaya bir bakıyorum:Bir sürü yatak yorgan,bir çeyiz sandığı, bir sürü boş domates kasası, ipler, çapalar, beller, oraklar, tırmıklar, kürekler ne ararsan var tarım için. Münire duvara astığı gaz lambasının ışığını iyice kısıyor ve ’’Allah rahatlık versin ’’ diyerek sobalı odaya geçiyor.
Beni öldürseniz yatakta kafamı yorganın içine sokarak yatamam. Bir de ayaklarım mutlaka örtülü olacak. Neyse...O yorgunlukla yavaştan yavaştan mışıldamaya başlıyorum ki birden pencereye çakılı olan naylonda bir hışırtı oluyor. Oda loş. Pencereden içeri bir şey süzüldü ama ne? Anasını satayım yorgana doğru ilerliyor...Eyvahhh Eyvahhhh yorgana tırmanmaya başladı.
Ulan Sami sen misin Evran hakkında ileri geri geri konuşan. Aha da geldi ...Ne mok yiyecen şimdi? Yorgandan içeri girmesin diye iyice kafamı örtüyorum..Yorgana öyle bir sarılıyorum ki sanki kefenlenmiş mefta gibi...Lan namussuz geldi de beni buldu ha? Demek ki daha dünyadan muradımı almadan bu gurbet ellerde telef olup gideceğim...Yazık bana ya...Hiç olmazsa evlenene kadar müsaade etseydi şu Evran denen İb...İbrik yani.
İki saniye sonra Evran tam olarak göbeğimin üzerinde...Yorganı kaldırmaya çalışıyor resmen...Ama bir gariplik var. En az bir kaç ton olması gerekimiyor muydu bunun ? Oysa üzerimdeni nesne neredeyse tüy kadar hafifti...Hani soluğu fırtınadan beterdi bunun hiç sesi de çıkmıyor.
Sesi çıkmıyor ya namussuz üzerimden de inmeye niyetli değil...Bir iki ufak kımıldamadan sonra tam anlamıyla çörekleniyor üzerime...Ve bir mırr mırrr sesi başlıyor...Pek de bahsedilen Evranın sesine benzemiyor bu. Ama bu saatte o pencereden içeri kim girebilir ki? İnanmayacaksınız ama hayatımın en büyük cesaret örneğini gösterip Evranı üzerimden atmaya çalışıyorum...Neticede o kadar da ağır değil...Kolumu yorgandan çıkarıyor ve yüreğim ağzımda bir vaziyette Evranı yakaladığım gibi fırlatıyorum üzerimden...
Miyavvvv diye bir ses dolduruyor odayı. Gaz lambasının fitilini biraz yükseltince bakıyorum ki yatağımın üzerindeki ziyaretçi Münirenin kedisi Pamuk.
Şimdi tabii ki bu yazıyı okuyanlar ne yani Evran bir kedi miymiş diyeceklerdir: Olur mu hiç?
Filmi başa saralım o zaman.
Rasık Dermenci anlatıyor:
- Hoca iyi dinle. Sen de sonra talebelerine anlatırsın Evranı. Evran boyu elli metre, genişliği bir montafon sığırından da fazla, kafası domuz kafasına benzeyen dişleri de aynen domuz dişi gibi olan çok büyük bir yılandır. Bu çevrelerde yaşar...Öyle herkese görünmez...Zaten onu görüp de hayatta kalan pek az insan vardır.
Veli atılıyor:
-Ben gördüm. Öyle korkunçtu ki korkudan altıma ettim.
Köylüler başlıyor gülmeye
-Ula Veli dayı sen Evranı görmeden de altına ediyon zaten.
Veli dayı kızgınlıkla homurdanırken Baba devam ediyor.
Bu Evran yüz metre ötesindeki bir ineği bile nefesiyle kendine çekiyor ve bir hamlede yutuyor...
Yuhhh diyorum içimden. Ulan dünyanın en büyük yılanı anakondalar onların bile en uzunu on iki metre ve de Türkiye’de yaşamıyorlar. Ayrıca kafaları yılan kafası, enleri de taş çatlasın bir metre. Bunlar resmen pek çok masala, hatta filme konu olmuş olan Şahmeranı yani yılanların kraliçesini anlatıyorlar.
- Ya baba sizin bu anlattığınız masal...Bizim oralarda bunun adı Şahmerandır...Ama kimse gerçek bir şey diye inanmaz buna...Bir masal olarak dinleriz hepsi o kadar
- Oğul öyle deme...Buradaki başka...Bu Evran.. Allah kimsenin karşısına çıkarmasın.
Sabahleyin Münire soruyor:
-Nasıl rahat yatabildin mi?
-Hiç sorma...Baktım ki seni koynuma alamıyorum sarıldım Evrana bi güzel yattık ki o kadar olur yani.
-Anlamadım Evranla mı?
Pamuğu gösteriyorum...
-Evet işte bu Evranla koyun kuyuna yattık sabaha kadar.
Gülüyor Münire....Zalımın kızına gülmek de bir yakışıyor ki sormayın....
NOT: BU HİKAYENİN DEVAMI YAZILMAYACAK. ÇÜNKÜ DEVAMINDA KENDİME BİLE ANLATAMADIĞIM ŞEYLER VAR...
YORUMLAR
Evet itiraf edeyim ne olduğunu merak etmiyor değilim ama biliyorum ki evran ne kadar hayalse yaşananlarda o kadar gerçek ve bazen insan gerçekleri kendinde bile anlatamzken başkalarına anlatması zordur. Belki birgün diyorum...
yine keyfli ve güzeldi anlatımızınız hocam saygılarımla
sami biberoğulları
Kim bilir belki bir gün Evran 5 de olur...Ama en azından şimdi değil.
Selam ve sevgilerimle.
Evet öykü süper..
Ama kime ne oldu,bilmek okuyucunun hakkı..
Love Story den fotolar koyup pattadanak kaçmak yok...
Kendinize bile anlatamadığınız şeyler gene sizde kalabilir...
Olumlu-olumsuz Evran-5 isteriz valla .. :)))
sami biberoğulları
Evran -5- olsa yine bitmeyecek bu öykü...Evran -100- de ancak biter...Lahin en fazla Evran-20 den sonrası lağım çukurundan da beter bir pislik....O bakımdan burada kalsın daha iyi...Tertemiz kısmı burası...Hep öyle kalsın...
Fikret Yılmaz Çavdar
O ne diyorsa o .. :)))
Ben de yaşamdaki olayların sadece güzel yönlerini hatırlamak isterim.
Ve hatta bunun için kendimi zorlarım..
Sizi her zaman ki gibi kutlarım..
sami biberoğulları
sami biberoğulları
Selam ve saugılarımla.
sami biberoğulları
Sevgilerimle.
Çok güzeldi yine ilgiyle okudum , gülümseyerek .Ytarken üstünüze kedi çıkmış , anlatılan abartılı
öykünün de etkisiyle biraz korkmuşsunuz .Ya bir buzağı çıksaydı n'apardınız .
Bizim ineklerimiz vardı eskiden .Benim küçüğüm kız kardeşimle ben iki divanda karşılıklı yatardık .
Kışın ineğin biri yavruladı. Henüz havalar ısınmadığı için annemle babam buzağıyı iki divanın arası-
na koydular. Gece uyandım ki üzerimde büyük bir ağırlık .Korkuyla üstümdekini fırlattım.Uyku ser-
semliğinde insan ne olduğunun bilincine varamıyor. Sonra ne mi yaptım ? Buzağı tekrar yerinde
uykuya kaldığı yerden devam ettim. Bunlar güzel bir anı olarak kaldı..
Öykünüzün devamını okumak isterdik.Bizim güzel duygularla kalmamızı istiyorsunuz.
Saygı ve selâmlarıla, tebrikler..
sami biberoğulları
Ben eski yazılarıma döneceğim yine...Belki bir gün yazmaya yüreğim elverirse bu hikayenin devamını da yazarım..
Selam ve saygılarımla.
glenay
Selâm ve saygılar..
Evet sami Hoca'm. Evran'ı dinledik, şimdi sıra özel hayata geldi. Mahremiyet gerekçesiyle anlatmayacaksınız. Saygı duymamız gerekiyor.Anlatımınız gün geçtikçe daha ustalaşıyor, daha akıcı oluyor ve okuyanlara zevk veriyor.
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
Bazı Bölgelerimiz kendine has böyle Masalları var.Bunları İnanmışlar.Vanda bile Van Canavarı yaratmaya kalktılar ama sanırrım tutmadı.Mutlaka bir efsanelerinin olmasını istiyor Bizim insanımız.Ehh şanslısın Sami Hocam miyav (Pamuk)değil de gerçekten Şahmeran gelseydi sen inanıyorum onunla da arkadaş olur gönderirdin.Efsaneler hala yaşıyor.
Yüreğine sağlık Değerli Hocam.
sami biberoğulları
Çok teşekkürler güzel yorumun için.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Saygı ve sevgiler benden.
....Zalımın kızına gülmek de bir yakışıyor ki sormayın.... bayılırım bu tür söylemlere....vallahi hocam hikayende gitgide zalımlaşıyor...saygılar
sami biberoğulları
Belki de yüz , hatta daha fazla bölüm yapabileceğim hikayemi burada kesmek zorundayım...Bundan sonrası komedi değil trajedi çünkü...Zaten yazsaydım en fazla dört beş bölümden sonra başlayacaktı trajedi...O da bana uymuyor...Ben hep gülün istiyorum. O bakımdan yazmayacağım.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Belki de yüz , hatta daha fazla bölüm yapabileceğim hikayemi burada kesmek zorundayım...Bundan sonrası komedi değil trajedi çünkü...Zaten yazsaydım en fazla dört beş bölümden sonra başlayacaktı trajedi...O da bana uymuyor...Ben hep gülün istiyorum. O bakımdan yazmayacağım.
Selam ve saygılarımla.
selam arkadaşım olmazki böyede yapılmazki devamını bekleyeceğim valalhi bak ağlarım hocam :)))))))))))şaka bir yana çok güzel sürükleyicic bir hikaye tabiki gerçek dilerim çok mutlu olursun arkadaşım ömür boyu ama daha nişan var düğün var çocuklar var bu hikaye burda bitmemel, arkadaşım ina zevle okudum ve iyikide geç kalmışımda hepsini birden okudum yoksa size her gün mesaj yazardım devamı ne zaman diye dua edinkı geç kaldım :))))))))))yanı bu sorlardan bir nebze kurtulmuş oldunuz arkadaşım beklıyorum devamıını sevgi ile kal olurmu mutlu yuvanda allahım mutluluğunuzu bozmasın
sami biberoğulları
Duaların için çok teşekkürler...Sabırla dört bölüm birden okuduğun için de ayrıca teşekkür ediyorum. Keşke bir yuvam kalmış olsaydı. İşte o bakımdan bu hikaye bu kadar.
Selam ve saygılarımla.
siyahgecem
sami biberoğulları
Artık merakla bekleyeceğiniz bir şey kalmadı. Bu hikaye bu kadar...Devamı yok. Devamını yazmaya kalksam bir kaç bölümden sonra yüzünüzdeki gülümseler buz kesmeye başlar..O bakımdan yazılmayacak devamı.
Selam ve saygılarımla.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
siz benim yazımı okurmusunuz çok dikkatli yazdım yorumunuzu notunuzu merek ediyorum bunu merak edebilirimdeğilmi :))