KIRMIZI GÜLLER BÖLÜM 24
Bu toplantılarda başarılı oldukça; Selma’nın maaşına da pirim vermeye başladılar.
Artık maddi durumu daha iyiydi.Fazla sıkıntı çekmiyordu.Kardeşlerini de sıkılmadan idare ediyorlardı.
Havalar iyice soğumuş ; kış kendini göstermeye başlamıştı.
O gün yine odasında kırmızı gülü görünce öyle sevindi ki... Notta <Çok başarılısın; tebrikler> diye yazıyordu. "Ah Metin ! Ah! bir de kendin gelsen" diye söylendi.Böyle düşünürken kapısı çalındı:
"Girin."
Gelen, Rıza Bey di " Özür dilerim rahatsız etmiyorum ya?"
"Ne istediniz ?"
"Bazı işler hakkında konuşmak için geldim."
"Buyurun; hoş geldiniz." Mecburdu ...iş işti. "Evet sizi dinliyorum."
Rıza güle baktı "Çok güzel çiçek" dedi.
"Evet ! Size nasıl yardımcı olabilirim?"
Rıza Bey elindeki dosyaları masaya koydu. "Bunları inceleyin; uygun resimler bulunacak."
Selma dosyaları alıp bir karıştırdı. "Peki ne zamana lazım? "
" Pazartesiye ;üç gün var ."
" Biraz zor, ama gayret ederim. "
"O gün toplantı var."
"Dediğim gibi ; elimden geleni yapacağım."
Başka konuşacak bir şey yoktu. ( Offf! bir an önce kalkıp gitse...) diye düşündü ki,kapı çalındı.
"Girin. " Metin’di gelen.
" Merhaba; misafiriniz mi var? " diye girdi.
Selma ayağa kalkıp " Hoş geldiniz " diyerek "Yeni şirketin müdürü Rıza Bey " diye takdim etti.
İki erkek tokalaştı. "işleri getirmiştim.pazartesiye yetişmeleri lazım."
"Anladım "dedi Metin.
Rıza Bey ayağa kalktı. "Bana müsaade; gideyim"
" Güle güle; görüşmek üzere" diyerek uğurladılar .
Metin biraz müzip " Bakıyorum da müdür kendisi getirmiş işleri ."
"Evet öyle ; ,neler yapılacak göstermek istemiş.Ya siz nerelerdesiniz ? Yine kayıplardasınız. Toplantıya da gelmediniz."
"Haklısın yoktum ama; çok güzel idare etmişsin, kutlarım seni."
" Senin yerin başka; lütfen bir daha gelmemezlik yapma. Yokluğun hissediliyor..Ben çok zorlandım."
"Tamam; bundan sonra geleceğim.Bu aralar nasılsın ?"
"Ne olsun ? Çalışıyoruz işte... Sen neredeydin? İzmir mekanın oldu galiba."
"Hayır; İzmir de değildim.Yani orada fazla kalmadım;Antalya taraflarındaydım."
"Orada işleriniz mi vardı?"
"Evet ;Amerika’ dan iş adamları geldi, onları gezdirdim."
" Bu havada ...???"
"Ne yaparsın; bu da işin bir parçası... Bu hafta sonu Uludağ’a çıkacağız ;bizimle gelir misin ?"
"Ben mi ?"
"Evet sen!"
"Biliyorsun hafta sonları çocuklar geliyor."
"Bir hafta sonunu da kendine ayırsan ne olur...???"
"Bakın ; ben böyle yetişmedim; biliyorsun babama sözüm var, bunu daha önce konuşmuştuk.Adımıza leke sürmeyeceğim diye."
"Beni yanlış anladın galiba; sadece arkadaş ol dedim.Hiç bir kötü niyetim yok.Bu bir şirket gezisi olacak;
müdür bey de gelecek ailesi ile.Yani yanlız değiliz."
"O zaman başka... annemle bir konuşayım,düşüneyim."
"Beni kırmazsan çok sevineceğim." Dedi Metin.
" Seni kırmak istemiyorum ama; dedikodudan da çok korkuyorum."
Metin gülümsedi. " Bana bir şey ikram etmeyecek misin ?"
"Pardon; tabi ne içersin ?"
"Çay içerim."
" Tamam" Zile basıp "İki çay lütfen "dedi.
"Baksanız bunlara..." Rızanın getirdiklerini gösterdi. "Nasıl yetiştiririz bilmem? Pazartesi de toplantı var dedi Rıza Bey."
Metin biraz düşünceli "Haklısın zor yetişir. Ama toplantıyı perşembeye kaydırırız ;o zaman yetişir.
Ben buralardayım, sana yardımcı olurum ;beraber çalışırız."
Selma çok sevindi; gülümseyip " Anlaştık" dedi.
Son iki günü beraber çalıştılar ;iyice yorulmuşlardı...
Hafta sonu gelmiş; annesi ile konuşmuş, Uludağ’a gitmeye karar vermişti.Cuma günü iş çıkışı kendine kalın kazak, pantolon ,ceket , çizmeler aldı. Çok mutluydu; Metin’ le iki gün geçirecekti...
Cumartesi sabahı Metin erkenden gelip onu aldı ve yola koyuldular...
Selma " Hani müdürler ?" diye sordu.
"Onlar kendi arabaları ile gelecekler; otelde buluşacağız."
Yollar çok karlı idi ;önce Bursa’ya geldiler.Arabayı bırakıp telefirikle dağa çıktılar.Selma lk kez tatile çıkıyordu. Aşağılara baktıkça içi eridi; ne kadar yüksekti ve ne güzel bir manzarası vardı.ağaçlar gelinler gibi bembeyazdı. Hem mutlu ,hem de korkuyordu; her şey ilkti onun için...
Otele geldiler; çok büyük ve güzeldi. Metin oda anahtarlarını aldı.Asansörle yukarı çıktılar.Komi kapıyı açtı.
Selma şaşkındı. " Aynı odada mı kalacağız?"
Metin gülümsedi "Hayır; bak buraya suit derler, iki ayrı oda. Korkma sen içerde yatarsın, ben de burada. Bak kapısı var. "
Selma ürkek odaya girip etrafına bakındı; dediği doğruydu.
"Özür dilerim."
"Korkma sana bir kötülük düşünmüyorum; rahatına bak,eşyalarını yerleştir. Ben de aşağıya bakayım gelen var mı diye."
Selma çantasını boşalttı.İşi bitmişti ki; kapısı çalındı.
Metin’di " Hazır mısın ?"
"Niye?" der gibi baktı.
"Aşağıya inmeyecek misin ?"
" Tamam."
Üzerine güzel bir kazak ve pantolon ;saçlarını atkuyruğu toplamıştı.Çok güzel görünüyordu.
Ben hazırım "diyerek yanına ceketini de aldı.
"Kimler var ?"
"Herkes gelmiş; iki çift Amerikalı ve müdürler. Onlarla İngilizce konuşursun; bakalım kurstan neler öğrendin? İşte sana bir fırsat."
Asansörde sadece ikisi vardı.Selma biraz heyecanlanmış; Metin’in yakınlığı onu iyice sarmıştı.
Daha önceleri hiç böyle olmuyordu.Şimdi niye duyguları akıp taşıyordu ? Kendi kendine kızdı "Aptalsın sen çok aptalsın!"
Aşağıya indiklerinde lobi fazla kalabalık değildi. Müdür ve diğer misafirler oturuyorlardı.Yanlarına gittiler...
Metin, misafirlere Selma’yı tanıttı.Çok güzel İngilizce konuşuyordu.İki Amerikalı çift, orta yaş üzerinde sevimli insanlardı.Selma ile tokalaştılar; İngilizce " Hi, how are you? " ( Merhaba ,nasılsınız ?) demişti.Müdür bey ve eşi ile de selamlaşıp, oturdular.
Amerikalılar, Türkiye’yi çok beğendiklerini anlata anlata bitiremiyorlar; Selma öylece dinliyor sade gülümsemekle yetiniyordu. Kahveler geldi ,içtiler. Sohbetleri öyle güzeldi ki ...öğle yemeğine kadar oturdular.
AYŞE KARAN
DEVAMEDECEK
YORUMLAR
Bence Uludağda bir şeyler olacak ama ne? İşin o tarafı da artık sizin kaleminize kalıyor...
Selam ve saygılar.
AYSE 09
bakalım diyorum saygılarımla
AYSE 09
bakalım neler olacak
sevgim saygımlasın
AYSE 09
ee bakalımm rıza neler yapcak
AYSE 09
sağ olun
saygılar benden
kızmayın adama sevmek günahmı