- 1046 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
Düş, Kenti Sararsa
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Anladım. Ne kadar koşsam da aşamayacağımı sınırları. Bana çizilen sınırlardan henüz haberim yoktu ama tahminleyebiliyordum az çok. Azı vardı belki ama çoğu olduğunu sanmıyorum. Ve anladıkça sonu bilinen karanlık bir boşlukta yok olacağımı biliyorum.
Her gece bilinmeyen korkulu rüyalardan açtığımda gözlerimi; acaba demeye başladım acaba lanetli miyim? Bilmiyorum, ancak yaşadıkça öğrenebileceğim bir döngü içindeyim. Korkuyor muyum, bilmiyorum. Bilmediğimde korkuyor muyum? Evet, biliyorum korktuğumu…
Korkakların gecelerine gelirmiş şeytan. Çocukluktan kalma bir düşünce bu da. O sebeple korkak olmamaya çalıştım hep. Korkak olmadım diyemiyorum ama çalıştım diyebilirim tüm açık sözlülüğümle. Beni tanıyanlara sormanız gerekir korkaklığımı. Ve korkmadığımı söyleyebilirler düşlerimi çalmaya çalışan umacılardan. İnanın onlara, en az bana inandığınız kadar.
Yoksul bir kentte yaşamak ile yoksul bir düşle zengin bir kentte yaşamak arasında hayal edemeyecek kadar; düşünce içine çıkılamayacak kadar uçurum vardır. Düşlerinin cılızlığından bilirsiniz elleri terden üşüyenleri. Ve anlayabilirsiniz ilk bakışta tokalaşırken elleri titreyenlerin hangi kentte nasıl büyüdüğünü… Lakin karıştırmamak gerekir kendi ayırtlarını ortaya koyabilenleri. Diğerlerine. Onlar bilirler yoksul kenti de yoksul düşleri de. Sizin ikisini de bilmediğiniz kadar.
Korkuyor muyum? Asla.
Biliyor muyum korkmadığımı? Kesinlikle…
Beni benden öğrenin, beni ben olmayanlardan öğrenmeye çalışmayın…
Serkan Canbolat
YORUMLAR
"Yoksul bir kentte yaşamak ile yoksul bir düşle zengin bir kentte yaşamak arasında hayal edemeyecek kadar; düşünce içine çıkılamayacak kadar uçurum vardır. Düşlerinin cılızlığından bilirsiniz elleri terden üşüyenleri. Ve anlayabilirsiniz ilk bakışta tokalaşırken elleri titreyenlerin hangi kentte nasıl büyüdüğünü… Lakin karıştırmamak gerekir kendi ayırtlarını ortaya koyabilenleri. Diğerlerine. Onlar bilirler yoksul kenti de yoksul düşleri de. Sizin ikisini de bilmediğiniz kadar."
Bu paragrafın altına imzamı atmayı öyle isterdim ki... Ne güzel bir tespittir... ne hoş bir aktarımdır. Düşündüren, düşündürdükçe onaylattıran bu güzel yazı için teşekkürler sevgili Serkan.
Kutluyorum, sevgimle...
İnsanın kendini tanıması kadar güzel bir şey yok.
Böyle durumlarda kişi için aklıma gelen şu oluyor. Kendini bilen insan yalansız, riyasız ve kendinden emin, aldatmayan ve kırıcı olmamaya çalışan insandır.
Empati yeteneği yüksek ve bunu hep düşünür.
Çevrene ne kadar duyarlı bir gözle bakıyorsun ve kişi analizi yapıyorsun Serkan Canbolat.
İnsanın illa bir eğitimalması gerekmez bunun için illaki dikkat edip önemsemesi gerekir bence.
Çocuk düşleri ve büyüklük korkuları, içinde senden gayrı herkes var aslında.
Tebrikler.
Finalde bulmak yazıyı öyle güzel ki, önce bunu belirtmek istiyorum.
Sesleniş dili çok güzel ilk defa okuyorum sizi ve takip edeceğim galiba.
Dönüp okuyucuya yönelmek ve mesajlar vermek kolay olmamalı sanırım.
En çok dikkatimi çeken yer, düğüm yeri iki şehir hikâyesi ve bir de çocuk (siz)
Geceleri ben de uyuyamazdım küçükken şimdi pat diye kapanır gözlerim.
Korkuyor muyum? Asla...
Korkuyor musunuz? Cevabını verdiniz.
Güzel bir yazıydı belki daha çok şey söylenebilir ama korkmadan uyuma zamanı geldi...
Saygımla.